Herkese merhaba.? Ahmed arif'in Leyla erbil'e yazdığı platonik mektuplardan olușan Leylim Leylim'i Sonlandırdım.
Bazı kitaplar vardır, bir cümlesi yüzlerce sayfaya bedel.
Leylim leylim'in her cümlesi binlerce sayfaya değer. Okuyun yașayın derim ben. Lazım çünkü, bir șeylere yeniden inanmak lazım. Șu günlerde.
Ahmed arif'in Leyla erbil'e
Şiir nedir diye sorulduğunda herbirimiz okuduğumuz şaire bağlı olarak birbirinden farklı cevaplar vereceğiz muhtemelen.
Kimimiz için yabancı bir şarkıdır mesela ,ne demek istediğini anlamasak bile şiirde öyle bir ahenk kurulmuştur ki ruhumuzu yeni bir dünyaya taşır.Kimimiz içinse türküdür, dinledikçe düşünceleri deryasına götürür.
Kimimiz için
262 syf.
9/10 puan verdi
Kahveniz Nasıl Olsun?
Sıradaki kitabım, ben gibi sıkı kahve tiryakileri için! Neden böyle bir kitabı okuma gereksinimi duyduğumu, Selim İleri'nin adeta beni tanımlayan şu cümleleri ile açıklamak istiyorum:
"Kahveyi sevenler, sadece kendisini değil, kokusundan alet ve edevatına, sohbetinden edebiyatına kadar her şeyini sever, iyi kahve içebilmek için cefa çekmeyi
Herkese merhabalar. Uzun zamandır inceleme yapmadığını fark ettim ve geri dönüşü harika bir kitapla yapmak istedim. Orhan Kemal'i ilk okuyuşum, kendisini seveceğimi baştan beri biliyordum ve yanılmadım. Dilini sevdim, halkı anlatmasını ve bunu samimi bir havayla yapmasını sevdim. Bir bölgenin yerlileri nasıl konuşuyorsa öyle yazmasından çok
" Sırp ordusunun saldırısı altındaki Saraybosna'da, arkadaşları uzun süre haber alamazlar şairden. Sonunda, keskin bir nişancının tüfeğinden çıkan mermiyle öldürülmeyi göze alarak şairin evine ulaşırlar. İçeri girdiklerinde yakacak ve pencerede cam olmadığından buzhaneye dönen salonun ortasında, şairin bir iskemleye oturmuş haldeki donmuş bedeniyle karşılaşırlar. Küller vardır çıplak ayaklarının yanı başında. Soğuk dayanılmaz olunca ayakkabılarını yaktığı anlaşılır şairin. Sonra, herkesin gözü, raflarından bir tek kitabın bile eksilmediği kütüphaneye yönelir!.." Sunay Akın, Ayçöreği ve Denizyıldızı'nda Cemal Süreya'dan Orhan Veli'ye, Tevfik Fikret'ten Nazım Hikmet'e, Tulumbacılardan bayrakları diken terzilere, Zihni Derin'den futbolcu Lefter'e, Paris'ten Amerika'ya ve sayamayacağımız daha birçok sanatcı, ressam, aydın, şehirle ilgili daha önce duymadığımız bilgileri kendi tatlı üslubuyla aktarıyor. O kadar samimi anlatıyor ki okurken biran da karşınızda Sunay Akın belirmiş de hikâyeleri, canlı kanlı o anlatıyor hissine kapılıyorsunuz. Günlük hayattan birazcık olsun uzaklaşmak ve dünyadaki güzel insan ve olaylardan haberdar olmak isterseniz tavsiyemiz Sunay Akın olacaktır. Umarız salgın sona erdiğinde onun kitaplarında anlattığı hikâyeleri canlı canlı izleme fırsatı da bulursunuz. Edebiyatla yaşadığı aşkı ve heyecanı aktarırken adeta yaşar Sunay Akın. Tabii bir de oyuncak müzesini birgün ziyaret etmeyi umuyoruz. "İnsanlarda tek sıcak kanun/Üzümden şarap yapmaları/Kömürden ateş yapmaları/ Öpücükten insan yapmalarıdır. Paul Eluard"
Kendim de ara sıra şiir denebilecek bir şeyler karalasam da, sevmiyorum, sevemiyorum şiiri diyordum..
Beni şiire yaklaştırır ümidiyle, bu kitabı geçen sene almıştım.. Bugün cesaretimi toplayıp , hem tür değişikliğine gitmek adına, hem de zihin yormayan bir okuma olsun diye 'haydi' dedim ve başladım..
Şiire yaklaşmak mı? Şiire bulandım resmen..
