1961: Atsız'ın İlmi Yayınları Yoğun siyasi gelişmelerin yaşandığı 1961 yılında Atsız'ın iki ilmî kitabı da çıkar: Osman (Bayburtlu), Tevârîh-i Cedid-i Mir'ât-i Cihan, İstanbul 1961. Osmanlı Tarihine Ait Takvimler I, 824, 835 ve 843 tarihli takvimler, İstanbul 1961. Üçüncü Murad devrinde yazılmış bulunan Bayburtlu Osman'ın eseriyle Atsız 1930'lardan beri meşguldü. 1936 yılında Dede Korkut'la ilgili kitabını hazırlamakla meşgul bulunan arkadaşı Orhan Şaik Gökyay'a bu eserin "Der-beyân-1 Evsâf-1 Bayundur Han” bölümünü istinsah ederek bir mektupla göndermişti (Gökyay 1938: XXXIII). Osmanlı takvimleriyle de Atsız 1950'lerden beri meşguldü. 856 tarihli bir takvimi, "Fatih Sultan Mehmet'e Sunulmuş Tarihi Bir Takvim" başlığıyla 1957 yılında İstanbul Enstitüsü Dergisi'nin III. sayısında yayımlamıştı. Ancak o yayında teknik sebeplerle transkripsiyonlu metni verememişti. "Şimdi tarihçilerin ve belki de aynı zamanda dilcilerin istifadesine sunduğum bu bir sıra takvimi, bütün hurafe ve İsrailiyat bölümleriyle birlikte yayımlıyorum." diyerek Atsız metinlerin transkripsiyonlu ve eksiksiz bir yayınını gerçekleştirmiş oluyordu. Şimdi Türkçüler tekrar dergicilik faaliyetine başlayacaklar ve siyasi gelişmeleri de takip ederek konumlarını belirleyeceklerdi. 1962 Ocağının sonunda haftalık Millî Yol, Şubat ayında da aylık Orkun dergisini çıkarmaya başladılar. Ancak dergilere geçmeden önce 22-23 Şubat gecesini anlatmalıyız.
1960-1975 YILLARI ARASI 1960'ta ilk ihtilal. Türkçülerde yine ümit ve hareketlenme var. İhtilalin içinde yer alan Alparslan Türkeş ve arkadaşlarının tasfiyesine rağmen ümitler kırılmamış. Türk milliyetçileri siyasete giriyor. Atsız ve Türkçüler, Türkeş'in arkasında. 1970'ler, soğuk savaşın en şiddetli rüzgârlarının estiği yıllar.
Reklam
Atsız'ın Dostları ve Ziyaretçileri: Türk milliyetçiliğinin "uyutulma dönemi"nde Atsız'ın da faaliyetleri sınırlıdır. Günleri, yollarda ve Süleymaniye Kütüphanesi'nde geçmektedir. Tanıdıkların, kendisini merak eden Türkçülerin ziyaretlerinin de ardı arkası kesilmemektedir. Ya bilhassa öğle tatillerinde kütüphanede, ya da
1956: Kısıtlı Faaliyetler 1956 yılında Ocak gazetesinde yayımlanan bir iki yazısı hariç Atsız'ın sessizliği devam etmektedir. Hatta 1954 yılında 3 Mayıs'ı anmak üzere Yıldız Parkı'nda yapılan kır gezisine dahi katılmamıştır. Ancak 1956 yılında 3 Mayıs vesilesiyle yapılan bir salon toplantısına katılır. Toplantı 05 Mayıs Cumartesi
Atsız'ı sık ziyaret edenler arasında Yücel Hacaloğlu da vardır: "Liseyi bitirince 1955 yılında İstanbul'a gitmiştim. İlk ziyaret ettiğim kişi Atsız'dı... Atsız'la 1970 yılına kadar, en az haftada iki gün Süleymaniye Kütüphanesi'nde ve ayda bir iki defa da Maltepe'deki evinde buluşurduk. Bu buluşmalarda çeşitli kesimlerden gençler, üstat şahsiyetler, şairler, edipler bulunurdu. Orhan Şaik Gökyay'ı, Prof. Dr. Zeki Velidî Togan'ı, Dr. İzzeddin Şadan'ı, Tahsin Demiray'ı, Çağatay Uluçay'ı, Yılmaz Öztuna'yı, Prof. Dr. Osman Turan'ı, Prof. Dr. İbrahim Kafesoğlu'nu, Prof. Dr. Faruk Sümer'i, Prof. Dr. Mükrimin Halil Yınanç'ı, Prof. Dr. Abdülkadir İnan'ı, Nihad Sâmi Banarlı'yı, Mahir İz'i, Necip Fazıl'ı onun yanında görmüş ve tanımıştım." (Hacaloğlu; Körüklü-Yavan 2000: 163).
Öner ve Yücel Davası: 31 Mart 1947'de Atsız, Zeki Velidî ve arkadaşlarının beraatıyla sonuçlanan Irkçılık-Turancılık Davası'nın yankıları 1947 yılında başlayan Öner ve Yücel Davası ile devam etmiştir. Dava, 29 Ocak 1947'de İçişleri Bakanı Şükrü Sökmensüer'in TBMM'deki bir konuşması ve Fevzi Çakmak'ın 05 Şubat
Reklam
Reha Oğuz Türkkan, Orhan Şaik Gökyay, Hamza Sadi Özbek ve Hikmet Tanyu tabutluk işkencesinden geçirilmişlerdi (Müftüoğlu 1974: 77, 94). Aslında tabutluklarda her biri 500 mumluk üç ampul vardı ve ayakta duran sanığın başının bir karış üstünde bulunuyordu. "Buna o zamanki emniyet mensupları 'beyin tavası' diyorlardı." (Eriş,
1927-1930 arasındaki Türkoloji sınıfı müthiş bir sınıftır; öğrencilerin hemen hepsi sonraki yıllarda meşhur olacaklardır: Orhan Şaik Gökyay, Nihat Sami Banarlı, Ziya Karamuk, Pertev Naili Boratav, Tahsin Banguoğlu, Ekrem Reşit, Kenan Hulusi, Mehmet Sadık Aran. Ancak Azerbaycanlı Mehmet Sadık ve diğer bir Azerbaycanlı Kemal, fakülteyi bitirmeden ayrılırlar. O yılların öğrencileri arasında Abdülbaki Gölpınarlı da vardır. Esasen o yıllarda sınıflar da şimdiki gibi kalabalık değildir ve bu sınıfın mevcudu da 10-12 kişidir. Atsız'ın, Türkocağı'nın Kızıl Elma odasından beri tanıdığı Sabahattin Ali o okuldan değildir ama Yüksek Öğretmen'e sık sık uğrar ve hatta bazı geceler orada kalırdı (Atsız 1992: 112).
Çünkü henüz Türkçe ifadeden âciz, okuduğunu anlamaktan âciz kimselerin yazılarına geçer bir metaa gibi rastlamakta olmamız, ciddi okuyuculara karşı bir hürmetsizlik teşkil edip durmaktadır.
Sayfa 49 - Yeditepe YayıneviKitabı okuyor
Yeni Bir Tarih Paradigması ve Ömer Lütfi Barkan adlı bölümden
Barkan'ın kuşağı , fikirleri İmparatorluk ile Cumhuriyet arasında şekillenmiş bir kuşaktır. Özellikle 1900'lü yılların başında doğan bir grup akademisyen ve aydının görüşlerine bu gerçek yansımıştır . Bu kuşak içinde yer alıp Barkan dışında ilk akla gelenler arasında Mükrimin Halil Yinanç , A. Süheyl Ünver , Ekrem Hakkı Ayverdi , Faik Reşit Unat , Abdülbaki Gölpınarlı , R. Oğuz Arık , S. Nüzhet Ergun , Ziyaeddin Fahri Fındıkoğlu , Ahmet Hamdi Tanpınar , Hilmi Ziya Ülken , Hasan Ali Yücel ve Orhan Şaik Gökyay gibi isimleri zikretmek mümkündür . Bu grubu 1910'lu yıllarda doğan Sabri Ülgener , Niyazi Berkes , Mümtaz Turhan , Nurettin Topçu , Kemal Tahir ve Behice Boran gibi isimlerin öne çıktığı ikinci bir grup takip etmiştir . Bu noktada , adı geçen ve çoğu akademisyen olan bu aydın grubunun etkilendikleri ve destek aldıkları başka bir gruptan da söz et- mek gerekir . Bunlar arasında Ziya Gökalp , Bursalı Mehmet Tahir , Ali Emiri , İsmail Saib Sencer , İbnülemin Mahmut Kemal İnan , Muallim Cevdet İnançalp , Osman Nuri Ergin , Yahya Kemal Beyatlı ve Fuad Köprülü ' yü öncelikle zikretmek gerekir. Gerçekten bu insanlar belli bir etkileşim çerçevesi içinde çok ciddi bir fedakârlıkla çalıştılar ve çok şey ürettiler . Kimi Türk tarihini , kimi Türk düşüncesini , kimi Türk edebiyatını inceleyerek eserlerini ortaya çıkardılar . Aralarında siyaseti tercih edenler de oldu . Ama neticede hepsinin ortak çabası Türkiye'nin meselelerini omuzlama ortak paydasında buluştu .
Sayfa 38 - Doğu-Batı YayınlarıKitabı yarım bıraktı
748 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.