"Gelse de en acı sözler dilime, Uçacak sanırım birkaç kelime... Bir alev halinde düştün elime, Hani, ey gözyaşım akmayacaktın?"
burdan başlatalım.
Hani o, bırakıp giderken seni; Bu öksüz tavrını takmayacaktın? Alnına koyarken veda busemi, Yüzüme bu türlü bakmayacaktın?
Reklam
Veda
Hani, o bırakıp giderken seni Bu öksüz tavrını takmayacaktın Alnına koyarken vedâ busemi Yüzüme bu türlü bakmayacaktın Hani, ey gözlerim bu son vedâda Yolunu kaybeden yolcunun dağda Birini çağırmak için imdada Yaktığı ateşi yakmayacaktın Gelse de en acı sözler dilime Uçacak sanırım birkaç kelime... Bir alev halinde düştün elime Hani, ey gözyaşım akmayacaktın Orhan Seyfi Orhon Not: Annesinin öldüğü aynı hastalıktan kendisi de ölmek üzereyken kızının: "Baba, ben ölünce Anneme ağladığın gibi, üzülüp ağlamayacağına dair bana söz ver" demesi üzerine, şairin ölen kızının ardından söylediği dizeler
Karşında fısıltıyla ağaçlar dile gelsin, Gür saçların uçtukça,dağıldıkça güzelsin!
kıtık Minder, yastık vb.ni doldurmak için kullanılan ve bazen de sıvanın içine katılan keten ve kendir lifleri: "Yerlerde kâğıt parçaları, yırtılmış gazeteler, kanapelerin dökülen kıtıkları, ipler, ayak izleri, birbirine karışmış eşya..." - Orhan Seyfi Orhon
Muhakkak bilirken ben de bir hiçim, Yok olmak fikrini almıyor içim. Veriyor hayata başka bir biçim, Arıyor bugünkü şahsiyetimi.
Reklam
Geri199
1,000 öğeden 991 ile 1,000 arasındakiler gösteriliyor.