Çoklar diye korkmadık, azız diye çekinmedik. Düşmanlarımız etrafımızda ocak gibiydi, biz de ateş idik Orhun Kitabeleri
Orhun Kitabeleri
“... aile hukuku, mülkiyet meseleleri kurallara bağlı olarak düzenlenmiştir. Evlilikte ana-baba onayı gerekmekte ve erkek tarafı kıza ağırlık (Kalıng) vermekteydi. Evli kadın kutsaldı ve tecavüz edenin cezası idamdı. Yüksek sınıftan olan bir kadın halktan olan biriyle evlenemezdi. Sınıflar, soylular ve esirler şeklindeydi. Soylular asker, esirler işçiydi. Kadın aile içinde eşit haklara sahipti. Din olarak hem kadının hem erkeğin ayrı ayrı tanrıları/tanrıçaları vardı. Şamanizme göre gökyüzü ve güneş (hayatın kaynakları) kadın; yeryüzü ve ay, erkek olarak kabul edilmişti. İyilik tanrıları kadın olarak düşünülmüştü. Kadın giyimi itibariyle kapalı değildi. Hak ve sorumluluklar siyasanın en üst kademesine değin değilse de büyük çapta paylaşılmıştı. Kavimin bütünlüğü ve devletin otoritesindenkadın, erkek ile beraber temsil edilmekteydi...”
Sayfa 37 - Anahtar KitaplarKitabı okudu
Reklam
Atatürk'ün Orhun Kitabeleri hakkındaki sözleri,
-Söyleyin bana, derdi, VII. yüzyılda dünyanın ne tarafında, hangi hükümdar devlet idaresi ve halk sevgisi anlayışını bizim Bilge Kagan'ımız (Hanımız) veya Kül-Tekin'imiz gibi güzel ve akıcı bir dille ifade edebilirdi.
Sayfa 115 - Ebabil YayınlarıKitabı okudu
Ruhun Şad olsun Müslüm baba
Orhun kitabeleri gibi nesilden nesile kalacak bu şarkılar. youtu.be/XAJqOQ8P-9E
"Orhun Anıtları/Kitabeleri" ile Kutadgu Bilig, Divânü Lügati't Türk ve Oğuz Kağan Destanı gibi birçok eserde herşeyin yaratıcısı ve yönlendiricisi olan “Tengri Tek/Tek Tanrı” inanışı dikkati çekmektedir. Bu kaynaklarda "Tengri", bazen "Türk Tengrisi" şeklini almakta ve bir “Millî Tanrı" niteliğini taşımaktadır. Ancak bu Tanrı; “Tek”tir, “Gökte”dir, ezelî ve ebedîdir, eşi ve benzeri olmayandır, hayat verendir, yaratandır, öldürendir, iradesine göre hükmedendir, yardım edendir, cezalandırandır, kulun duasını kabul edendir, esirgeyen ve bağışlayandır, herşeyi en iyi bilendir, insanlara bilgi veren ve yol gösterendir.
Belli ki Türk milleti coğrafya bilmiyor. Coğrafya bilmeyince de tarihe başka türlü bakarsınız. Ziyaret sırasında orada henüz başlayan arkeolojik kazıları da görüyorlar. Kazılar o dönemde yüzeysel arkeoloji safhasında... Söz konusu kazılar sonucunda Zemarkhos'un elçi olarak geldiği dönem bilgileri açığa çıkıyor. Görülüyor ki Orhun Kitabeleri Allah'ın boş kırlarında değil, etrafında bir şehir tipi yerleşme var ve yazıtlar Miladî 8. asırdan daha geriye gidiyor.
Sayfa 50 - Timaş Yayınları
Reklam
159 öğeden 131 ile 140 arasındakiler gösteriliyor.