ROSALIND Hiç olmazdı efendim. Zamanın adımları kişiye göre değişir, kimiyle tırıs, kimiyle dörtnala gider, kimiyle de yerinde sayar. ORLANDO Peki söyler misiniz, kimle tırıs gider? ROSALIND Genç kızlarla; söz kesilen günle düğün arasında sıkı tırıs gider. Bu süre yedi günse, o kadar sıkı gider ki, zaman kişiye yedi yıl gibi gelir.
Sayfa 64 - İş Bankası YayınlarıKitabı okudu
İnsanın içinde beslediği en güçlü tutku, başkalarını kendi inandığı şeye inandırma arzusudur. Hiçbir şey, kendisinin değer verdiği bir şeye başkalarının da değer vermemesi kadar mutluluğun kökünü kazıyıp onu öfkeyle dolduramaz.
Sayfa 104Kitabı okudu
Reklam
İnsanın kendini her zaman olmayı arzuladığı bir yerde bulması, işleyen bir zihne üzerinde düşünecek malzeme verir.
Gece çökmüştü – en sevdiği zamandı gece, geceleyin zihnin karanlık havuzunda düşünceler gündüze göre daha parlak olurdu.
Sayfa 256 - Kırmızı Kedi Yayınevi
Yaşlı Çingene Rüstem’in boğuk sesi kulaklarında çınladı, “Bununla karşılaştırılınca senin eski uygarlığının ve soyunun, malının mülkünün ne değeri var? Dört yüz tane yatak odasına ve gümüş kapaklı kaplara ve temizlik yapan hizmetçilere ne gerek var?”
Sayfa 255 - Kırmızı Kedi Yayınevi
onun bununla ne ilgisi var diye merak etmişti. Övgülerin ve şöhretin şiirle ne ilgisi var? Yedi baskının (daha az değildi kitabın baskıları) kitabın değeriyle ne ilgisi var? Şiir yazmak gizli bir işlem, bir sese karşılık veren bir ses değil miydi? Ve bütün bu gevezelikler ve övgüler ve suçlamalar ve hayranlarla karşılaşmalar ve hayranı olmayanlarla karşılaşmalar şiirin özüyle son derece uyumsuzdu
Sayfa 254 - Kırmızı Kedi Yayınevi
Reklam
Yüksek sesle söyleyince sözcükler ne kadar da budalaca geliyorlardı kulağa!
Sayfa 254 - Kırmızı Kedi Yayınevi
altında ağacın, omurgadan iki yana uzayan kaburga kemiklerine benzeyen köklerini hissetti. Dünyanın sırtına binmiş gitmekte olduğunu düşünmek hoşuna gitti.
Sayfa 253 - Kırmızı Kedi Yayınevi
her şey kısmen başka bir şeydi, sanki zihni yer yer açık alanların bulunduğu bir ormana dönüşmüştü; ışık ve gölgenin durmadan yer değiştirmesiyle her şey yaklaşıp uzaklaşıyor, birbirine karışıp ayrılıyor, tuhaf şekillerde kaynaşıyor ya da birleşiyordu.
Sayfa 253 - Kırmızı Kedi Yayınevi
gerçekten de kimileri, görünürdeki dünya bir an kararınca, bizim en şiddetli tutkularımızın ve sanatın ve dinin, kafamızın gerisindeki karanlık çukurda gördüğümüz yansımalar olduğunu söylerler.
Sayfa 253 - Kırmızı Kedi Yayınevi
Reklam
Evet, diye düşündü, marangozun dükkânından ayrılıp tepeye tırmanırken rahatlayıp derin bir soluk alarak, yeniden yaşamaya başlayabilirim.
Sayfa 250 - Kırmızı Kedi Yayınevi
O evin artık tamamıyla kendisine ait olmadığını düşünerek içini çekti. Zamana aitti artık; tarihe; yaşayanlar artık ona dokunamaz, denetleyemezlerdi.
Kırmızı Kedi Yayınevi
Avcı hâlâ ata biniyordu; Daphne hâlâ uçuyordu. Kalp hâlâ çarpıyor, diye düşündü, ne kadar zayıf olsa da, ne kadar uzağa çekilmiş olsa da;
Kırmızı Kedi Yayınevi
Aslında güzellikten, ilgiden ya da önemden yoksun sözcükler bunlar, ama şimdi öylesine anlam doluydular ki, olgun cevizler gibi ağaçtan düşüyorlardı ve sıradan şeylerin kurumuş kabuğu anlamla doldurulursa duyuların şaşırtıcı derecede tatmin olacağını kanıtlıyorlardı. Bu dediğimiz, sıradan olsa da her hareket, her eylem için geçerliydi;
Kırmızı Kedi Yayınevi
sanki zihni nesnelerin çevresinden akıp onları tümüyle içine alan bir sıvı olmuştu.
Kırmızı Kedi Yayınevi
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.