Geldiler. Çoktular ve güçlüydüler. Bitek toprakları aldılar Ağaç kestiler hızarla. Kumaş dokudular Suyu kullandılar aygıtlarda Ananı atanı köle dediler Bey oldular Elekçi ırmağına Sana ırmak kıyıları kaldı. Taşlar ve orman gülleri Kestin. Desteledin. Dikenler ellerini kanattı Her gece tarlanı yeniden dağıtınca tanrı Güldüler Beydi adı Mazhar olan Gölge. Hamak. Besleme. Yelpaze Sinek tutar tüfekle oynardı (Şimdi tecimenlerin) kestaneliklerde Beydi adı Mazhar olan Önce yakasını çiğnedi. Yere tükürdü Seni dövdü tekmeledi Yatışmadı. Sezdi ki uşaklar Öldürüleceksin. Her sabah uyanınca bir daha bak Eğleğinin karşısında yar Yar ki seni kırığınla çıkığınla çuvala doldurup Oradan ırmağa atmıştılar Beylerin yerinde tecimenler Oyuklar. Sessizlik. Güvercinler. Yar Her sabah uyanınca bir daha bak Seni dolu bir tüfek gibi tutacak...
İnsanoğlu o kadar mantıksızdır ki, ilk üzüntüsüne bulunan çare, ikinci üzüntüsünün sebebi oluyordu.
Reklam
İki karanlık orman birbirini anlasa ne olur, anlamasa...
Sayfa 8 - TekinKitabı okudu
İki karanlık orman birbirini sevse ne olur, sevmese...
Sevmek diye bir şey yoktur aslında; dillerin ve yüzlerin altında başıboş yalnızlıklar dolaşır, uydurulmuş anılar, sahte öyküler, hiç kullanmadığım yerlerimi bıraktım onlara, yine de son kapıma dayandılar kapının ardı karanlık deniz, denizde masum, tetikteki sızım, son inancım gördüler onu... Artık şimdi o karanlık denizde "binlerce hiç kimseyim"! İki karanlık orman birbirini sevse ne olur, sevmese...
Sayfa 8 - TekinKitabı okudu
Kusurlu olanın arkasında kusursuz olanın olduğuna; ender şeylerin sıradan şeyler yığını içinden keşfedileceğine, yeni ve denenmemiş bir vakadan çıkan sonuçla-maddi koşulların tam tamına aynı olduğu başka vakalardan farklı olabileceğine inanırdı.
Reklam
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.