"Pençesiz bir aslan gibi bakıyordu şimdi,çaresiz bir ormanlar kralı gibi."
BENIM ÜNİVERSİTELERIM - 9
Belki de ülkemizde akademinin en büyük sorunu ALES: Akademik Personel ve Lisansüstü Eğitimi Giriş Sınavı'dır.
Şimdi bu ALES nedir arkadaşlar size onu bir açıklayayım. Şu ormandaki kral seçimi hikayesini herkes bilir bilmeyenler için tekrar anımsadığım kadarıyla aktarıyorum:
Bir gün ormanlar kralı aslan ölür ve yeni bir kral seçilmesi için yarışma yapılacaktır. Kendine güvenen her hayvan gelip yarışmaya katılabilir. İşte balık, zürafa, fil, tilki, kürt, ayı, maymun gelir. Jüride oturan insan ise yarışmayı başlatır. Şu ağaca en hızlı tırmanan yarışmayı kazanır. Balık sudan çıkamaz, fil ağaca çıkamaz, zürafa filden de muzdarip, tilkinin kendini çekmeye gücü yetmez, kurdun ensesi kalın, ayı yorgun ee geriye maymun kaldı. Hooop kral maymun. İşte ALES budur. 4 yıl lisede sadece ilk sene matematik gören üniversite hayatı boyunca gündelik matematik hesapları dışında matematiğin "M"si ile karşılaşmamıș birine" eğer akademi istiyorsan en az "20" net yapacaksın" der. Balığa "ağaca çık" demektir bu kısaca. Saçmalıktan başka bir şey değildir. O yüzden ülkemizde hemen hemen her alanda bilimsel hazırlık almış bir mühendisi rahatlıkla sosyoloji, felsefe, tarih, iibf gibi bölümlerde öğretim görevlisi olarak görebiliriz. Bu da sistemin kendi kendine attığı en güzel kazıktır.
"Sonra da küçük kuzu aslana demiş ki, 'Artık ormanlar kralı benim... çünkü sen bana âşık oldun.'
Sayfa 58 - İndigo YayıneviKitabı okudu
Günümüzde "Ben Allah'tan korkmam, Allah varsa beni çarpsın." diyen kâfirler, ormanlar kralı aslan'ın yelesine konup sonra da "Hani aslan neredeyse karşıma çıksın, ben aslandan korkmam." diyen sinek gibidirler. Aslandan korkmak için ceylan olmak lazım. Aslan hakkında bilgisi olmayan ondan korkmaz. İki yaşındaki çocuk korkmadan elektrik cereyanına elini uzatırsa bu onun cesaretine işaret etmez, cehâletine işaret eder.
