Mü'min olmanın verdiği onur bambaşka...
Filistin'li kardeşlerimizin izzetli duruşu, tüm dünyadaki Müslümanların izzet ve onurunu da korumakta. Onlar sergiledikleri bu duruşla bizim bile gurur kaynağımız oldular.
Avrupa'da yaşayan bir Müslüman olarak şu kadarını söyleyebilirim ki, Gazze gündemiyle birlikte buradaki kimseler biz Müslümanlara karşı iki tutum geliştirdiler: Birileri yanlarından Müslümanlar/bilhassa kapalı bayanlar geçince daha ürkek, öfkeli veya kinli bakarken diğerleri, çok daha saygın davranmaya, birçok yerde ön vermeye, nezakette kusur etmemeye başladılar.
Bu durumun ve bilhassa ikinci gruptaki kimselerin sayılarının arttığı kanaatindeyim.
Bunu ispatlayamam ama iddia ediyorum Filistin'lilerin kararlı duruşu ve tevekkülleri tüm dünyaya muazzam bir ders, bir örnek ve bir farkındalık teşkil etti.
Onlar ister anlasınlar, ister anlamasınlar, iman gücü bir çok silahın gücüne galip gelecek. Cenâb-ı Hak kardeşlerimizin göstermiş olduğu bu tevekkülü elbet yeşertecek, Filistin'li çocuklar yine gülecek, etrafta koşturup eğlenecek, ölüm korkusuyla yaşamayacaklar.
❀ DÜNYADA BİR YOLCU GİBİ OL! ❀
Bir gün Abdullah'ın omzuna elini koyan Allah Resûlü, onun şahsında bütün Müslümanlara şöyle nasihat eder: "Dünyada (kimsesiz) bir garip gibi yahut bir yolcu gibi ol!" (Buhârî, Rikâk, 3). Bu hadis, mü'minlere iki kimseyi örnek vererek dünya ile ilişkilerini bu örnekler üzerine düzenlemelerini salık verir. "Yolcu" örneği ile dünyanın gelip geçici bir uğrak yeri olduğu , asıl varılacak ve kalınacak yerin ahiret olduğu vurgulanır . "Garip" örneği ise, ruhların asıl vatanının bu dünya ve bu beden değil , ruhlar âlemi ve ahiret olduğunu ifade eder . Asıl vatanlarından ayrılan ruhlar , dünyada ve bedende iken gurbettedirler ve kendi vatanlarına dönmenin özlemi içinde yaşarlar . İşte mü'min, dünyada tıpkı bir yolcu gibi, kısa bir süreliğine yaşadığını hiç aklından çıkarmaz ve tıpkı evinden barkından uzakta kalmış bir garip gibi, ruhunun gerçek vatanı olan ahirete sürekli özlem duyar.🌿
﴾ Alıntı ﴿
Akraba
İnsanın baba ve anne ile bağlantılı yakınları dinimizin sıla-i rahim bağı diye adlandırdığı ve bir din konusu olarak görmemizi emrettiği işlerdendir. Hiçbir mü'min kıyamet günü akraba konusunda sorgulamadan muaf tutulmayacaktır. Konumuz basit bir fakir akraba' konusu da değildir. Ramazan ayında fitre vererek geçiştirilebilecek,
"Kıyâmet gününde mü'min kulun terazisinde güzel ahlâktan daha ağır bir şey bulunmaz.Allah Teâlâ çirkin hareketler yapan, çirkin sözler söyleyen kimseden nefret eder." buyururdu.
Haremlik Selamlık Meselesi
171 Nebî (s.a.v.)'den ve Ashâb (r.a.e.)'dan bazı rivâyetler yapılarak kadınla erkeğin birlikte oturup görüşmesinin, zarûret olmadan konuşmasının câiz olduğu şeklindeki yanlış inanışa verilecek cevap nedir?
İslam'da haremlik-selamlık meselesi Kur'ân ayetiyle ve Peygamber (s.a.v.)'in bu ayetler indikten sonraki uygulamalarıyla sabittir.
Hayat Güzergâhında Kılavuz
● Yaptıkların kimseye eziyet olmasın. Kul hakkına riayet et. Kul hakkının malla, elle, sözle olabileceğini unutma. Eğlencen bir mü'minle alay ve yalan etrafında olmamalıdır.
● Kiminle beraber olduğuna dikkat et. Herkes düşüp kalktığı kimseler gibi muamele görecektir. Kötülerin arasında iyi bir insan, çöplükte bir meyve gibidir.
● İsraftan kaçın. Bilhassa vakit israfından şiddetle kaçın.
●Sıhhatini heder etme hakkın olmadığını bil. İntihar etmeyi günah bildiğin gibi, vucûdunun bir organına bile bile zarar vermen de günahtır.
● İnsanlığın şehvetini kudurtup (son raddeye getirip) artık hayvanlarla yarış ettiğini gör. Kendini ve etrafını korumaya çalış. Şehvetlere uydurulmuş, ' TÜKETİM- YAŞAM- HÜRRİYET ' gibi kılıflara kanma.
● Spor yap. Ama spor olsun. Birilerinin toplumsal uyuşturucu olarak kullandığı ağlara takıma.
● Kör taklitçi olma. Sana ve imânına uygun olanı yap. Kötü örnek olma, seni örnek alanlara karşı sorumlu olduğunu bil.
● Mensubu olduğun ümmeti unutma. En alttan en üste bütün mukaddesatına karşı hassasiyetini bil. Ve ( Mümin ) şahsiyetinin yıpranmasına karşı hassas ol.
