Din
Hume ve Nietszche 'yi anlamadan geleceğe yönelik bir felsefe yapmak,geleceğe yönelik bir yaşam anlayışı ortaya koymak olanaklı değildir.Hume ve Nietzsche aynen Karl Marks gibi özellikle gelişmekte olan ve az gelişmiş ülkelerde yaygın olan,her şeyi dine endeksleyen,her şeyi dini indirgenyen ,dini her şeyin önüne koyan,her şeyi dini Paradigma ile yorumlayan anlayışın,kısacası din fetisşizmin panzehiridir.
Tanrı Var mıdır?
Felsefe kendisini Tevrat'ın, İncil'in, Kuran'ın ayetlerine sıkıştırmaz. Bırakın ateist ve agnostik filozofları, teist filozoflar bile bunu yapmazlar, ayetlerin ötesine geçerek, kendi akıl yürütmelerini ortaya koyarlar. Çünkü din kitaplarına referans yapılarak Felsefe yapılmaz. Filozof, hahamdan, papazdan ve imamdan farklı konumda bir kişidir. Felsefe açısından, bir şeyin gerçekliği, onun Tevrat'ta, İncil'de, Kuran'da yazılmış olmasından kaynaklanamaz.
Sayfa 12 - Destek YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Hume'un Agnostisizmi ve Nietzsche'nin Ateizmi Üzerine
Hume ve Nietzsche, aynen Karl Marx gibi, özellikle gelişmekte olan ve azgelişmiş ülkelerde yaygın olan, her şeyi dine endeksleyen, her şeyi dine indirgeyen, dini her şeyin önüne koyan, her şeyi dini paradigma ile yorumlayan anlayışın, kısacası din fetişizminin panzehiridir.
Sayfa 79 - Destek YayınlarıKitabı okudu
David Hume'un Din Felsefesi
Hume, doğada bazı fenomenlerle karşılaştığımızı, daha sonra bunların bir neden tarafından yaratılması gerektiği düşüncesine vardığımızı, daha sonra bu nedeni bulduğumuzu hayal ettiğimizi ve bu çarpık ve kötülük, eksiklik dolu evrenden daha mükemmel bir evren yaratmış olması gerektiğini de hayal ettiğimizi, oysa söz konusu nedene atfedilen üstün zekâ ve cömertlik gibi özelliklerin tamamıyla hayali olduğunu, bunların akılda bir temelinin olmadığını söylemektedir.
Sayfa 110 - Destek YayınlarıKitabı okudu
Hume’un din konusundaki kuramı
Hume, deneyimlerden bağımsız olarak bilgi ve varlık adına bir şeyin ortaya konamayacağını , bu bağlamda nedensellik ilkesinin de Teoloji’de ve dinde geçerli olamayacağını, çünkü nedensellik ilkesinin zihinde, belli olayların birleşikliğinin sürekli deneyim edilmesiyle oluştuğunu, bir ilk neden olarak sözde Tanrı’nın ise deneyim kapsamının dışında olduğunun, Tanrı’nın var olduğunun ve her şeyin nedeni olduğunun söylenemeyeceğini, Tanrı’nın var olup olmadığının bilinemeyeceğini, bilginin matematiksel ve olgusal önermelerle sınırlı olduğunu, Tanrı’nın antropomorfik bir kurgu olduğunu, Tanrı’ya yönelik iman temelli bir inanç geliştirilebileceğini, ancak imanın da akla ve deneyime aykırı olduğunu, bilge bir insanın da akla ve deneyime uygun inançlar geliştirmesi gerektiğini söyler.
Nietzsche’nin din konusundaki kuramı
Nietszche, bazı insanların güç, iktidar, güvenlik, mutluluk gibi istençler ve dürtüler nedeniyle “Tanrı” adı verilen bir kurgu oluşturduklarını, ancak bunun özgür ruh anlayışına aykırı olduğunu, dinlerin dayattığı ahlak ve yaşam anlayışının sürü ahlakı ve yaşamı olduğunu, özgür ve güçlü bir ruhun, kendi değerlerini kendisinin yaratması gerektiğini, tektanrıcı ve mutlakçı dinlerin bir çöküşün ve yozlaşmanın göstergesi olduğunu, dinlerin aşılması gerektiğini söyler.
Reklam
226 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.