Hume, Marx, Sartre, Russel gibi düşünürler, dindar olmadıkları halde, dinsiz oldukları halde, Tanrı’ya da inanmadıkları halde, adalet üzerine, eşitlik üzerine, ahlak üzerine, iyilik üzerine yıllarca düşünmüşler, bu doğrultuda binlerce sayfalık tezler ortaya koymuşlar, yaşamlarını, aynen Platon, Aristoteles ve Epikuros gibi, daha ahlaklı, daha adil bir dünyanın oluşmasına adamışlardır. Elbette aynı işi bazı dindar filozoflar da yapmışlardır; ancak sonuçta, ahlak ve adalet, hiçbir zaman dinin tekelinde olmamıştır. Buna rağmen Türkiye’de, hem eğitim sisteminde, hem aile içi eğitimde, hem de medyada, olgular çarpıtılmakta, gerçekler örtbas edilmekte, dinden bağımsız bir ahlakın olamayacağı yalanı pompalanmaktadır. Böylece, bağnaz dindar bakış açısına göre, yukarıda saydığımız tüm değerli isimler gibi birçok insan, sadece ateist veya agnostik oldukları için, bir anda değersiz insan statüsüne düşmektedir.