Aynen kanka bana şuradan bi touch blue alsana
Ama Osmanlı'yı tanımadan, bilmeden, sevmeden, Osmanlı ile ciddi bir ilişki kurmadan bir şey üretmek mümkün değil.
İnsan kalıyor kendisi ile baş başa. Tabii Tanrı, öte dünya, günah gibi mevzularda yeniden tanımlanmaya başlıyor. Karamazov Kardeşler'in ortaya çıkış hikayesi de bu işte. nefis bir roman. Yeni bir ahlakı tarif ediyor. Fakat biz Türkiye'de bu tartışmaları hiç yapmadık. Ne sağcımız, ne solcumuz haberdar bunlardan.
Reklam
Biz kendimizi net bir şekilde ifade edince, çocuklar da çelişkiye düşmeden büyüdüler.
Şu an mevcut siyasi atmosferde olacak iş değil diyorsunuz...
Ben şiire bakıyorum. Sezai Karakoç 'la olmaz bu işler. Salah Birsel falan hikaye. Cahit Sıtkı'yla, Sabahattin Ali'yle, Sait Faik'le, naif şiirleriyle Ziya Osman'la... Bir karamsarlık, bir kızgınlık var. Mütevazı adamların sınırlı duygusal şiirleri diyorum ben buna; bunların hepsi güzel, hoş ama yeni bir medeniyet yorumu için kifayet etmez kanaatindeyim.
Değerleriniz sınanmış değerlerse boşluk kalmıyor hayatınızda. Başka değerlere rastgeldiğinizde hayatınızda fırtınalar esmiyor, esse bile sığınacak bir kuytu buluyorsunuz . Derdinizi anlatacak birini buluyorsunuz, hatta bazen anlatmanıza bile gerek yok, değerlerinizi paylaştığınız insanlar sizi anlıyorlar. Ama boşluklarınız çoksa, mukayeseleriniz de değişiyor.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
“Bundan sonra insanlara ve bizim topluma yeni ve daha kalıcı bir şey lazım olacak. O lazım olacak şeyin adını kim doğru koyar, zamanın ruhunu kim doğru okur ve Kaderullah’ın yardımını alırsa, o üretir buradan çıkacak olan medeniyet tasavvurunu. Zamanın ruhunu kim okursa gelecek de onundur. Bir Müslüman olarak hayata bakıyorsam, bir Osmanlı
Örselenmiş Osmanlı'dan Medeniyet Umuduna
Örselenmiş Osmanlı'dan Medeniyet UmudunaSadettin Ökten · Hayykitap · 2014219 okunma
Reklam
Hep söylüyorum, modern çağdaki en büyük sıkıntımız müstağni kalabilmek. 30 kravatın olacağına, 10 kravatın olsun. Bilmem ne arabasına bineceğine, daha düşük bir arabaya bin. Hayatı malayani ile değil ancak ilimle, hikmetle, sanat ve muhabbetle doldurabilirsin.
Şimdi masal okunurken, o zaman Kuran okunuyormuş.
Sayfa 8 - Eskiler çok şanslı imiş
Samimi bir dindar, örgüt kurmaya girişmez. Onun işi bizzat kendisiyledir. Hizmet etmek için vakıf kurar ve hizmeti herkese yayar. Adam kayırmaz. Nasip meselesine inanır. Çünkü kendisi de bir nasiple ortaya çıkmıştır. Zahire o kadar önem vermez, çünkü bilir ki zahir bir tiyatro sahnesidir.
Bir şey ya makuldür ya da değildir. Bunu bulup kolayca söyleyebilirsiniz. İlahi öğeler yanlışlanamazlar. Bu yüzden de inancın konusudurlar. Eğer siz inanç konusu olmayacak șeyleri inanç konusu yapar, ras- yonel, yani yanlışlanabilir bir ögeyi inancınızın içine sokmaya çalışırsanız, biri gelip yanlışlar ve tüm inanç sisteminiz çöker.
Reklam
İnsanlar, bütün aile efradi, ne söylüyorlarsa öyle de yapıyorlardı. Herkes söylediği gibi davranıyordu, yapmadığı şeyi de söylemiyordu. Bu düzeni, bu samimiyeti gördüğünüz zaman dindarlık hakkında sürekli konuşulan değil, yaşanan bir şey olarak yerini alıyor hayatınızda.
Şimdi de mesela bu tesettür meselesinden ne çektiğimizi ben biliyorum. O, onun örtüsünü beğenmez, bir diğeri hiçbirini yeterince örtülü bulmaz. Oysa bize şunu öğretmişlerdi: Sen kendine bak, başkasına bakma.. Kendine bak, kendinle uğraș, Başkasının nasıl yașadığı seni alakadar etmez, kendi işine bak. Kimse söylemediği şeyi yapmasın, yapmadığını da söylemesin yeter, Bu kadar basit aslında..
Eğer o değere sımsıkı sarılıp deģişebileceği bir boşluk bırakmıyorsanız, onu öldürüyorsunuz demektir. Biz hayatta boşluk brakıyoruz. Şu veya bu sebeple... Ama değerleri koruyacağız derken o boşluğun dolmasına izin vermiyoruz. Görgümüz az belki, ama görgümüz az demek yerine boşluğa dini bir kılıf buluyoruz. En kötüsü de bu. Halbuki zaaflarımızı söylesek, daha rahat edeceğiz ve o boşluk kendiliğinden dolmaya başlayacak. Değişmekten duyduğumuz korku, boşluklarımızın boşluk olarak kalmasına neden oluyor.
397 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.