Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
American Dream… Hastasıyız.
Amerika pazarı, önceden sadece küçük bir azınlığın faydalanabildiği tüketim mallarına boğuldu. Elektrik sıradan evlere de ulaştı. Orta sınıf aileler de telefon, gramofon, elektrikli süpürge ve buzdolabı sahibi oldular. Her hafta milyonlarca kişi sinemaya gitti. Otomobil, lüks olmaktan çıkıp bir kitle pazarı metası oldu. Amerikan Rüyası, gündelik bir gerçeklik haline gelmiş gibiydi. General Motors’un müdürü ve Demokrat Parti Ulusal Komitesi’nin başkanı John J. Raskob, “herkes zengin olmalı” diyordu. Birçok sıradan Amerikalı da aynı fikirdeydi.
Kapitalizmin Milli Bakımdan Bölümlere Ayrılması
akat bu küçük ama askerî devletlerin belki de en dayanıklı mirası, doğmakta olan kapitalizme ait 'toplumsal alanı yapılandırması' konusundaki gösterdiği başarıdır. Orta çağ döneminin ekonomisi önemli ölçüde ulus aşırıydı: devlet sınırları ekonomik etkileşim açısından sınır değildi (aynı şekilde ide- olojik etkileşimler için de). Üstelik, feodal üretim tarzı ve kapitalist üretim tarzı da ulus aşırı kavramlardır millî devlet sınırları hakkında hiçbir şey ima etmez. Ama devletin kendi topraklarında cereyan eden ekonomik ilişkiler üzerindeki koordine etme rolünde bir artışa da şahit olduk. Bu önemli rol, bir yerde, mali hesaplardaki boşluklardan ortaya çıktı zira nispeten masrafsızdı. İngiltere'de devletin yürütme faaliyet alanının genişlemesi İngiltere'nin mali durumundaki büyük artıştan daha önce olmuştur; yani Stuarts döneminde değil Tudors döneminde. Bu, diğer ülkelerde de neredeyse aynı şe- kildedir. 'Modern devlet'in yükselişinin bu özel ve en önemli- boyutu yani tek bir merkezî devlet tarafından yerine getirilen yürütme ve yargı tekeli, doğrudan ve hemen askerî dönüşümlere bağlanamaz. Bunun sebebinin ne olduğunu soracak olursak cevap, muhtemelen sınıf ilişkilerinin feodal üretim süreçlerinden kapitalist üretim süreçlerine geçmesi diyebiliriz
Reklam
Yalnızca makyajım, saçım ve pahalı ayakkabılarım "üst sınıf"tı. Ben, ortaokul diplomam ve arzularımla "orta sınıf'a aittim.
128 syf.
3/10 puan verdi
Öyküler
Yedi Boş Ev
Yedi Boş Ev
Samanta Schweblin
Samanta Schweblin
Bener
Bener
Çok sevdiğim bir arkadaşım -kendisinin severek okuduğunu söylediği- bu kitabı bana hediye ettikten sonra hemen okumaya başladım. Öykülerde hep büyükşehirde aklını "sıyırmış" orta sınıf insanların yaşadıkları saçmalıklar var. Dev binalar, yoğun trafik, aşırı tüketim özelliklerine sahip büyükşehirlerde özellikle bu etkilere en çok maruz kalan orta kesim insanlarının anksiyete, depresyon, obsesyon gibi duygusal çarpıklıklar yaşaması makul. Bu bakımdan kitap ilgiyle okunuyor. Zaten dili de akıcı.
Yedi Boş Ev
Yedi Boş EvSamanta Schweblin · Can Yayınları · 2022362 okunma
Romanın Türü-Nasıl Bir Roman? Bozkurtların Ölümü evet, bir tarihî romandır; fakat herhangi bir tarihî roman olarak değerlendirilemez. O, bir destandır; bir destanın roman hâline getirilmiş biçimidir. Tarihî roman kavramı, Bozkurtların Ölümü'nü anlatmaya yetmez. Roman kahramanları 621 ile 639 yılları arasında yaşamış gibi görünürler ama
Devlet Kim için İşlevseldir?
Marksist kuram devletin, en nihayetinde, hâkim üretim tarzına sahip sınıf için işlevsel olduğunu belirtir. Liberal ve işlevselci kuram ise devletin toplumun bütünü için işlevsel olduğunu söyler. Her iki rakip görüş de dev- letin esas işlevlerinin ekonomik olduğu varsayımını paylaşır. Fakat bu var- sayımın bu tarihsel alan dâhilinde yanlış olduğunu gösterdim ve bu yüzden her iki iddia da muhtemelen yanlış. Eğer devlete hâkim olan harici savaş ise bu savaşın kimin çıkarlarına olduğunu sormalıyız. Cevap ise üç ana grubun çıkarına olduğudur ve bu gruplar ne hâkim ekonomik sınıf ne de toplumun bütünü olarak özetlenebilir. Tabii ki 'savaş zümresi' karmaydı ve ülkeden ülkeye değişiyordu. Fakat bu üç ana grup tanımlanabilir. İlk olarak, tek oğullu veraset sistemleri yani soylular, seçkinler ve yeomanlar. Bunlar, toprağa aç küçük oğulları aracılığıyla kesintisiz bir demografik baskı oluşturdu. Böyle sistemler hem feodal hem de kapitalist üretim tarzlarından önce vardı ve bu üretim tarzlarına indirgenemezler. Değişen ekonomik gidişat yüzünden yavaş yavaş yoksullaşan diğer küçük soyluları da bunlara ekleyebiliriz. İkisi de genel anlamda feodalizmin karakteristiği olan soylu sınıfın askerî kültürüyle beslenmişti. İkinci grup dış ticaretle ilgilenenlerden oluşuyordu ve aslında her ne kadar ticari girişimlerle uğraşan önemli baronlar ya da din adamları olsa da onlara tüccar diyelim. Tüccarların orta çağdaki özerklikleri daha önce de belirttiğim gibi kimi olumsuzluklara sahipti.
Reklam
Zengin insanlar aktif varlık edinir. Yoksul ve orta sınıf, aktif varlık olduğunu zannederek pasif edinirler.
"Sadece salak salak gülüyorlardı. Kendilerini hep dışarıda bıraktıklarıyla tanımlayan insanlar böyledir. Bir tür uyuşturucu, alttan alta hep varolan sessizliği işitmelerini önleyen bir tür gürültüdür kahkaha onlar için. Gülmek, hayatla yüzleşmekten korur onları. Diyeceğim, kafası karışık, kayıp tiplerdi işte. Açıkçası hiç umudum yoktu bunlardan. Birkaç yıl ota boka gülüp ne kadar farklı olduklarını düşünecekler, sonra da "aslında" ne kadar farklı olduklarına inanmayı sürdürerek sefil bir orta sınıf hayatına adım atacaklardı."
Halk demokrasisinden sosyalizme geçişteki en önemli politik faktör, işçi-köylü ittifakına dayanan proleter sınıf önderliğidir. Proletaryanın en ileri kıtası olan Filipinler Komünist Partisi, sosyalizm için koşulların yaratılmasından veya demokratik halk diktatörlüğünün proleterya diktatörlüğüne dönüştürülmesinden sorumludur. İşçi sınıfı, iktidarın ele geçirilmesi mücadelesinde olduğu gibi proleterya diktatörlüğünün sağlamlaştırılması ve ekonomik tabanın sosyalist dönüşümü sürecinde de, esas olarak yoksul köylüler, alt-orta köylüler ve tarım işçilerinden oluşan geniş kitlelere dayanmaktadır.
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.