Mekkeli Araplar, öteki erkeklerle tanışmalarını önlemek için kadınlarını dini kutlamalara, törenlere almazlar. Benzer gelenekleri Ortaçağda da buluruz. Bakire Meryem kültüyle cadıların yakılışı at başı gitmektedir; cinsellikten yalıtılmış "saf’ annelik tapınmasıyla, cinsel açıdan kışkırtıcı, baştan çıkarıcı kadının acımasızca yok edilişi yan yanadır.
`%100 :))
"Ortaçağda olsaydık gözümün yaşına bakmaz yakarlardı beni..."
Sayfa 157
Reklam
Yok efenim tüm kitabı kopyalayacağım buraya
Seni saldırı suçuyla kolayca tutuklatabilirim.” “Senin yerinde olsam, polisten mümkün olduğunca uzak durmaya çalışırım. Sırtındaki kılığı görünce ne derler acaba, Mary Marvel? Bir de kalkıp beni mi tutuklatacaksın? Hadi, biraz gerçekçi ol. Nasıl oluyor da, şu falcı kadın kılığıyla ortalarda gezinmene izin veriyorlar, anlayamıyorum.” Genç adam
Büyüyü dinden ya da bilimden ayırmanın zor olduğu durumlar mevcutsa, beyaz büyü Karabüyüden ya da tıbbi ya da koruyucu büyüğü efsunculukdan ayırmanın güç olduğu durumlar çok daha fazladır. Büyük oranda bakış açısına bağlı olmakla birlikte ve gri büyüden bahsetmek âdetten olmasa da gerçekte bu kategoriler arasında gri alanlar mevcuttur. Eğer bir
Sayfa 130 - ALFAKitabı okudu
Aristoteles kadında bir eksiklik olduğunu düşünüyordu. Kadını “tamamlanmamış bir erkek” sayıyordu. Çoğalma sürecinde kadın pasif bir alıcı rolüne sahipti; erkek ise aktifti ve veren taraftı. Aristoteles bu yüzden çocuğun sadece babasının özelliklerini aldığına inanmıştı. Çocuğun bütün özellikleri önceden babanın tohumunda hazırdı. Aristateles’e göre kadın tohumu alıp başağı çıkaran toprağa benziyordu, erkek ise “tohumu atan” kişiydi. Ya da tam Aristotelesçe söyleyelim: Erkek “biçimi” verir, kadın “maddeyi” sağlar. Aristoteles gibi akıllı bir insanın cinsler konusunda bu derece yanılmış olması tabii hem şaşırtıcı hem de üzücüdür. Ama iki şey gösteriyor bu bize: Birincisi, Aristoteles’in kadınların ve çocukların yaşamına ilişkin fazla deneyime sahip olmadığı; ikinci olarak da, felsefe ve bilimin sadece erkeklerin eline kaldığında her şeyin nasıl yanlış yönlenebileceği. işin kötüsü, Ortaçağ’da Platon’un değil Aristoteles’in kadınlar hakkındaki görüşü ağırlık kazanmıştır. Bu yüzden kilise de kadın konusunda Kutsal Kitap’a dayanmayan bir anlayışı devraldı, yoksa isa kadın düşmanı filan değildi!
Sayfa 134 - Pan Yayıncılık 1994 Kitabın Türkçe yayın hakları Pan Yayıncılık’a aittir.Kitabı okudu
"Ortaçağda kadın kadına seks konusunda fazla bir şey bilmiyoruz ama yaygın olmasa da bastırıldığı muhtemel."
Reklam
150 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.