İnfazlar ahlaki dersler içeren gösteri oyunlarıydı. Dehşetengiz suçlar karşısında hukuk da gaddarca cezalar icat etmişti. Brüksel'de kundakçılık ve cinayetten hükümlü bir genç, ateşe verilmiş çalı çırpıdan oluşan bir çemberin ortasında bulunan demir bir kazığa, bu kazığın etrafında dönebilecek şekilde zincirle bağlanmıştı. Seyircilere dokunaklı sözlerle hitap ediyordu ve ''yürekleri öyle bir dağladı ki herkes gözyaşına boğuldu ve onun ölümü o zamana dek görülenlerin en iyisi diye yorumlandı.''
Ortaçağın erotik kavramları içinde iki zıt akım temayüz etmiştir. Gerek adetler gerekse edebiyatta kendini gösteren aşın ahlaksızlık ve namuslu geçinen aşın bir biçimsellik.
Feodal çağda iki aile arasındaki özel bir savaşın, rütbe rekabetinden ve mülkiyet tamahkarlığından başka bariz bir nedeni yoktu. Irksal gurur, intikam açlığı ve sadakat onlann önde gelen ve doğrudan dürtüleriydi. Söz konusu ailevi savaşlara komşunun zenginliğine tamah etmekten başka bir ekonomik temel atfetmek de yersiz olur. Bu minvalde merkezi iktidar pekişip yayıldıkça, önceleri birbirinden aynk olan ailevi kavgalar birleşip toplanarak grupları içine almıştır. Deyim yerindeyse daha büyük topluluklar oluşmuş ve bunlar da kutuplaşmıştır. Bu topluluklar artık dostluk veya düşmanlıklannda şeref, gelenek ve sadakatten başka bir dayanak tanımaz olmuşlardır. Aralarındaki ekonomik farklılıklarsa çoğu zaman yalnızca hükümdarlarla ilişkilerinin bir sonucuydu.