Köle, kadın ve inanmayan olmak üzere üç yetişkin aşağı sınıf, kadının durumu şüpheli görülmekle birlikte, zorunlu görevleri olan insanlardır ve aralarında çok önemli farklılıklar bulunur. İnanmayanın aşağı sınıftan olması, kendi tercihidir ve İslamiyet'i kabul ederek bu duruma son verebilir. Bu koşulda ona tüm kapılar açılır. Azatlı olarak kölenin durumu da değişebilir ama bunun için hukuki bir süreçler gerekir ve en önemlisi de, bunun olması köleye değil sahibine bağlıdır. En kötüsü, cinsiyetlerini kendilerinin de hiçbir gücün de değiştiremeyeceği kadınların durumudur.
Sayfa 240 - arkadaş yayıneviKitabı okudu
_İnsan, Meleklerin Cevherindendir. _Nurlu bir cevher, melek gibi marifet-i ilahi ile süslü olunca, elbette meleklerin arkadaşı olur. _İnsanlar görünüşte insana benzeseler de hakikatte halleri başkadır. Kıyamet gününde manalar görünecektir. _İnsanın içindeki ahlakın tamamı 4 kısımdır. Hayvan, canavar, şeytan ve melek ahlakları. _Allah’tan başka
Reklam
Ortadoğu da kız/kadın olmak
Erkekler arasında büyüdüm ben. Bu sebepten kadın olmadan önce kadın olmamayı öğrendim . Kız olduğum belli olmasın diye çullara sarardı babam beni.
Sayfa 244
Sünnetin Yahudilere Geçişi
Bu geleneğin İsrail'e geçmesi de şöyle: Üç dinin atası olarak kabul edilen İbrahim Peygamber Mezopotamya'dan çıkmadan önce oranın geleneğine uygun olarak kendi Tanrısı varmış. Bu Tanrı onu hep korumakla yükümlüymüş. İbrahim 75 yaşına gelince, Tevrat'a göre, Tanrısı ona Filistin'e gitmesini öneriyor. İbrahim de gidiyor. Orada,
Sayfa 193 - Kaynak yayınlarıKitabı okudu
Dil, kimlik, kültür: Ortak değerler-2009'
Erbil'in İstanbul'u, Diyarbakır'ı eksikti. Nasıl İstanbul'un Kürtçesi, Kerkük'ü eksikse... Bazı adlar siz farkında olmasanız da hayatınıza eşlik eder. Kerkük onlardan biri. Türkiye'de yaşayan hemen herkesin gitmese de duygusal bir bağla bağlı olduğu şehirdir Kerkük. Türkiye'de yaşayan Kürtler açısından ise
Ortadoğu'da kadın olmak tahrik edici bir çelişkiydi. Batıdaki kadından daha az özgürdü ama çok daha fazla kıymet görüyordu buradaki kadınlar. İnsanlar Arap kadınlarının niye kültürlerini koruduğunu merak ederken kurallara uymayan kadınların cezalandırılmasına odaklanır ve kurallara uyan kadınların ödüllendirildiğini göz önünde bulundurmazlar.
Sayfa 224 - Derin KitapKitabı okudu
Reklam
Kadın sırf anne olmak için yaratıldığını zanneden bu gerici zihniyet, bir zamanlar dünyaya hükmetmiş olsa da medeniyet sahnesinden artık silinmişti. Ama Türkiye'nin birçok yerinde de Ortadoğu'da hala izleri duruyordu. Kadının gücünden korkanlar bu geri kalmışlığı yaymaya devam ediyordu.
Diğer Mezhep ve Din Mensuplarma Yaklaşımları Amerikan Protestan fundamentalistleri başta Katolikler ol­mak üzere deistlerden, mormonlardan ve komünistlerden nefret ediyor, tüm bu inanç gruplarının toplumun hristiyan do­kusunu bozduklarına inanıyorlardı. 1887 yılında ülkenin en bü­yük anti-katolik yapısı olup 2 milyon 250 bin üyeye ulaşan
Önemli lütfen okunsun!
§ "Hiçbir erkeğe ait olmayan bir kadının tecavüz etmek ise kesinlikle suç olarak görülmüyordu, tıpkı kalabalık bir sokakta yarışan parayı almanın hırsızlık olarak görülmediği gibi. Eğer bir adam kendi karısını tecavüz ederse, bu zaten suç değildi. Hatta bir kocanın karısına tecavüz edilmesi fikri bir oksimorondu, çünkü koca olmak kadının cinselliği uzerinde tamamen kontrol sahibi olmak anlamına geliyordu. Bir kocanın karısına 'tecavüz ettiğini' söylemek, adeta birinin kendi cüzdanını çağırıldığını söylemek kadar mantıksızdı. Bu yaklaşım antik Ortadoğu ile sınırlı değildir; 2006 itibariyle dünyada hala 53 ülkede kocalar karılarına tecavüz etmekle suçlanamıyordu. Almanya'da tecavüz yasaları henüz 1997'de yeniden düzenlenerek evlilik içi tecavüz için yasal bir kategori oluşturuldu." § Kadın neden öyle, neden böyle? Ya kadın kadın olamamış ki! Birçok erkek adına utanıyorum, erkeklerin yaptıklarından utanıyorum.
Sayfa 153 - Kolektif KitapKitabı okudu
Orta Doğu'nun Gelişmeme Sebebi : Ataerkil İnanış
Üç din de bireyin değeri, özerkliği ve her ruhun Allah için önemi konularında ısrar eder. Üçüne göre de dindarlık ve hayır işleri servet, rütbe ve soylu doğumdan daha üstündür. İnsanların eşitliği ilkesindeki görüşleri ortak olsa da, tarihsel süreçte üçü de bu eşitliği dindar, özgür, yetişkin ve erkek olmak gibi gerekli özellikleri taşıyanlarla sınırlamışlardır. Başka bir deyişle, her üçü de pek çok önemli açıdan köleyi, çocuğu, kadını ve inanmayanı aşağı görmüştür. Üçünün de bu aşağı durumun ortaya çıkması ve sonlandırılması ile ilgili kuralları vardır. Köleyi efendisi azat edebilir; inanmayan gerçek dini kabul edip inançsızlığından kurtulabilir; çocuk nasılsa zamanı geldiğinde yetişkin olacaktır. Geleneksel din dünyasında bir tek kadın aşağı durumundan kurtulamaz...
Reklam
Çiçek aşısı.
1717 yılında Lady Wortley Montagu, Edirneli Türkler tarafından uygulanan çiçek aşısı yöntemini şöyle anlatmıştır: “Kesinlikle bilmek isteyeceğin bir şeyi anlatacağım. Bizde de sık rastlanılan ölümcül çiçek hastalığı burada da aşının bulunmasıyla tamamen zararsız duruma getirilmiştir. Bu uygulama bazı yaşlı kadınlar tarafından yapılıyor. Her yıl sıcaklar sona erdiğinde, eylül ayında, aşı olmak isteyenler haber veriyorlar. On on beş kişi toplanınca, elinde içi en iyi çiçek hastalığı maddesi dolu bir ceviz kabuğu olan bir yaşlı kadın aşı olacak kişiye hangi damarının açılmasını istediğini sorup iğneyle daman deliyor İnsanın canım pek yakmayan bu işlemden sonra iğnenin ucuyla damara zehiri koyup içi boş bir kabukla kapatıyor. Bu şekilde dört beş damar açıldıktan sonra kişinin ateşi çıkıyor ve iki üç gün yatakta yatıyor. Hastalananlar sekiz günde günde eski sağlıklarına kavuşuyorlar. Bu ameliyat her yıl binlerce kişiye yapılıyor. Fransız elçisi, başka yerlerde içmelere giden insanlar gibi buradakilerin de çiçek aşısı olmaya gittiklerini söylüyor." Bu durumdan çok etkilenen Lady Mary, sonraki yıl küçük oğlunu aşılatmıştır. Bu aşı yöntemi daha sonra İngiltere’ye ve oradan da Batı’ya yayılmıştır.
Bir Afro-Amerikalı kadın akademisyenin bakış açısıyla ‘Beyazlık’ın tarihini yazmış olan emekli profesör Nell Painter, kitabında ve sunumunda ABD’de ‘beyaz’lara neden hâlâ ‘Kafkasyalı’ dendiğini açıklıyor. (*) Bu kullanım, nüfus işleri başta olmak üzere birçok resmi işlemde hâlâ geçerli. Bu soruya kendisinin sunduğu bilgilerle başka kaynakları
Kadın ve namus kelimesi aynı yerde geçerse şaşırmamak gerekir.
“30 ülkeden 200 milyondan fazla kadın -Afrika başta olmak üzere Endonezya ve Ortadoğu ülkeleri- kadın sünneti yaptırmıştır. Hristiyanlık ve İslamdan en az 2,500 yıl öncesine dayanan bir gelenektir. Yalnızca bir dine ya da etnik gruba özgü olmamakla beraber; saflık ve namus, cinsel dürtüleri kontrol altına alma ve kadınların evlenene kadar bekâretlerini ve sadakatlerini garantilemekle ilişkilendirilir. En az 15 ülkede çoğu kız çocuğu daha beş yaşına gelmeden sünnet edilirken bir kısmı ergenlik döneminde işlemden geçer.”
Sayfa 281Kitabı okudu
Musa Arketipi
Tanınmış İsviçreli Psikolog Carl Gustav Jung, musa figürünü erkeğin ruhundaki bilinçdışı kadın niteliklerinin bir tezahürü olarak yorumlamış ve buna anima adını vermiştir. Erkeğin ruhundaki kadın eğilimleri, ifadesini ruh hallerinde, belirsiz duygularda, akıldışına açıklıkta, kişisel sevgi yeteneğinde, doğaya yönelik duygularda, sezgilerde ve
46 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.