Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Tecavüz
Çoğu toplumda kadınlar erkeğin malıydı, genellikle babalarının, kocalarının ve erkek kardeşlerinin. Çoğu yasal sistemde, tecavüz mülkiyet hakkının ihlali olarak değerlendirilirdi. Başka bir deyişle, kurban tecavüze uğrayan kadın değil, ona sahip olan erkekti. Durum bu olunca yasal çözüm de mülkiyetin el değiştirmesi oluyordu. Tecavüzcü, kadının babasına veya erkek kardeşine parasını ödeyerek kadının mülkiyetini kendi üzerine alıyordu. Eski Ahit şöyle buyurur: ''Bir adam nişanlı olmayan bir bakireyle karşılaşır, onu ele geçirip onunla yatarsa ve bu kişiler bulunursa, kadınla yatan adam kadının babasına 50 şekel değerinde gümüş vermelidir, böylelikle kadın onun karısı olur.''Eski İbraniler bunu mantıklı bir düzenleme olarak görüyordu. Hiçbir erkeğe ait olmayan bir kadına tecavüz etmekse kesinlikle suç olarak görülmüyordu, tıpkı kalabalık bir sokakta yere düşen parayı almanın hırsızlık olarak görülmediği gibi. Eğer bir adam kendi karısına tecavüz ederse, bu zaten suç değildi. Hatta bir kocanın karısına tecavüz edebilmesi fikri bir oksimorondu, çünkü koca olmak kadının cinselliği üzerinde tamamen kontrol sahibi olmak anlamına geliyordu. Bir kocanın karısına ''tecavüz ettiğini'' söylemek, adeta birinin kendi cüzdanını çaldığını söylemek kadar mantıksızdı. Bu yaklaşım antik Ortadoğu'yla sınırlı değildir; 2006 itibariyle dünyada hala 53 ülkede kocalar karılarına tecavüz etmekle suçlanamıyordu; Almanya'da tecavüz yasaları henüz 1997'de yeniden düzenlenerek evlilik içi tecavüz için yasal bir kategori oluşturuldu.
Sayfa 151
Malezya
"Yönetim belli ellere geçti. Kadınlar çalışma hayatından geri çekildi. Önce kadınlar degiştirildi. Kadın kanunen de ikinci sınıf hale getirildi. Bırakın çalışma hayatını, evden çıkarken bile kocasından izin alması zorunluluğu konuldu. Degişik bir tarz örtünme getirildi Ev kadını olmak teşvik edildi. Eskiden bizim geleneğimizde bunlar yoktu! Bu âdetler Ortadoğu'dan getirildi. Suudilerden geldi. Sorun da bu işte..."
Reklam
336 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
"Bu dünyada her şey olmak isterdim ama kadın olmak değil." diye başlıyor kitap. Devamında okuyacaklarınız ise bu cümleden çok daha üzücü. İsveç'li bir araştırmacı gazeteci olan Jenny Nordberg'in Afganistan'da sayıları hiç de az olmayan bacha posh'ların peşine düşmesinin hikayesi, yani erkek kılığındaki kadınların. Okuyan herkesin hem
Kabil’in Gizli Kızları
Kabil’in Gizli KızlarıJenny Nordberg · Yapı Kredi Yayınları · 201675 okunma
160 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Usta yine döktürmüş, kısa , öz ve son derece çarpıcı , yüzümüze tokat çarparcasına içinde bulunduğumuz coğrafyanın koşullarını, saplandığımız Ortadoğu bataklığının etkilerini anlatmış. Beni oldukça etkileyen bir kitap oldu. Hem sonunu merak ettim hem de bitmesin istedim. Konu o kadar yoğun ve çarpıcı ki tadımlık kaldı, daha uzun olsaydı dedirtti. Yaşananlar çok derinlemesine ele alınmasa da insana derin bir huzursuzluk hissi veriyor. Yezidileri ilk kez bu kitap ile tanıdım. Savaşta kadın olmanın zorluğunu iyi anlatmış. Yezidi kadınların yaşadıkları acıların, şiddetin Boşnak kadınların yada dünyanın savaş olan herhangi bir yerinde yaşayan kadınların yaşadıklarından maalesef farkı yok. Kozmopolit bir şehir olan Mardin üzerinden hikayenin anlatılması çok iyi olmuş. Atam yurtta sulh cihanda sulh diyerek ne doğru demiş . Komşun yangın yeri ise sana kalan kocaman bir huzursuzluk oluyor. Küreselleşen dünyada maalesef terör de acılar da yayılıyor. Tabi insan olana. Son söz beni de derinden etkileyen '' ben insandım. ''. Dini, dili,cinsiyeti,inancı ne olursa olsun insanlığını kaybetmeyen , insan gibi insan olmak dileğimle
Huzursuzluk
HuzursuzlukZülfü Livaneli · Doğan Kitap · 201799,7bin okunma
336 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
bir vajina veya penis sahibi olmak, toplumsal rollerimizi nasıl değiştiriyor? hangisine sahip olarak doğarsak "aşağılık" insan sınıfına giriyoruz? peki o tanrı değil mi bizi "yeryüzüne halife" ilan eden? avrupa ya da başka bir toprak parçası farketmez, devlet aygıtının en çok korktuğu kesim "eğitimli kadınlar" olmuştur. m.s.2017 yılında bile "yalnız ve güzel ülkemde", eğitimli kadına karşı geliştirilen toplumsal nefret gün gibi ortada.medyada günaşırı yayınlanan kadın programlarındaki insan profiline bakın.bilinçli olarak eğitimden dışlanan, kadınlığı "bir kötü kader" gibi yaşaması öğütlenen, sırasıyla baba/kardeş/sevgili/nişanlı/koca tarafından itina ile taciz edilmesi normal görülen, heteronormatif toplum bilincine kıyasıya bağlı kalarak yetiştirdiği çocuğu kız ise eğer, bütün bu "aşağılanmışlık bilincini" olduğu gibi ona aktarması öğretilen, eğer çocuğu erkekse -ki erkek doğuramaması da suç kadının.her ne kadar cinsiyet erkekçe belirleniyor olsa da- hayatına değmiş erkeklerden ne gördüyse aynısını ona da aktaran kadınlar... oysa ki hayat bir vajina veya penis çevresinde süregitmeyen bir kavram.bu yönüyle bakınca cinselliği de yanlış ve/veya eksik öğrenmiş insanlarız.ha pardon !! o da bize mahsus birşey.ne demek kadının cinselliği öğrenmesi ?! orospu mu olsun? yollu mu desinler? erkek mi? o başka bak !! "oğlum büyüsün de mektebe götüreyim" diyen insanların ülkesindeyiz.ne demek kadın ve cinsellik?! özgüvenli, eğitimli, ümmetçi bakış açısından "yollu" kadınlar her toplum için tehlikedir.ama söz konusu ortadoğu ise çok daha fazla !!
Toplumsal Cinsiyet Yanılsaması
Toplumsal Cinsiyet YanılsamasıCordelia Fine · Sel Yayıncılık · 201795 okunma
512 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
Kitap akıcı bir dille kaleme alınmış. Romanın içinde geçtiği süreç, durum-duygu ve zaman geçişleri, romandaki baş kişiler, yaşanan hayatlar, özelden evrensele uzanan bir çizgide anlatılmış. Ve ortaya gerçekten etkileyici bir yolculuk hikayesi çıkmış. Yolculuğa zaman zaman yazarın yanında, zaman zaman kendiniz olarak katılıyorsunuz. Roman da karşınıza çıkan karekterler bir süre sonra kendiniz ya da yakın arkadaşınız oluyor, öyle samimi. Ortadoğu ve kadın hikayelerini sevenler için tam da aradıklarını bulabilecekleri bir kitap. dönem kitaplardan etkilenmemi direkt olarak değiştiriyor. Belki de bu dönemde okumuş olmak beni böylesine etkiledi. Altını çizecek sayısız cümle bulmakta sıkıntı çekmedim. Kitapla ilgili yorumlara şöyle bir göz gezdirdiğimde, kitapta ki betimleme-tasvir ve ifadeleri çok abartılı bulan okuyucular olduğunu gördüm. Bahsedilen tasvirler okurken benim de dikkatimi çekmişti ama o kadar da rahatsızlık hissetmedim. Hayatın o kadar da basit yaşanmayacağına olan derin inancımı haksız çıkarmadı. Derinlikleri olan kadın hikayelerini okumaktan keyif aldığı söylemeliyim.
Düğümlere Üfleyen Kadınlar
Düğümlere Üfleyen KadınlarEce Temelkuran · Can Yayınları · 20164,247 okunma
Reklam
2017 Yılının En'leri
Uzun zamandır bu yılın en’lerini yapma derdinde olsam da sınavlar, sınav öncesi günler derken evet yılın bitimine iki gün kala vakit bulabildim. Biraz zor olacak benim için hem kategorileri belirlemek hem de bu kitapların hangileri olacağı.. Özellikle bu yıl diğer yıllara nazaran Sezai Karakoç, Necip Fazıl okumaları daha çok yaptım. Veya Tarık
218 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.