Akış
Ara
Mesajlar
2
Bildirimler
8
Kaydedilenler
14
Ne Okusam?
Profil
Gönderi Oluştur
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.36.17
Karmatilik
Karmatilik Kûfe şehrinde kurulmuştu. Kurucusunun ismi Hamdan Karmat olduğu için bu fikir akımı Karmatilik adını almıştı.
Karmatilerin çıkış noktası Abbasi düşmanlığıydı. Ne var ki arka planda İslami değerler tek tek ayaklar altına alınmaya çalışılıyordu. İslam'ın getirdiği birçok yasağa ehemmiyet verilmiyordu. Karmatiler komünizmdekine benzer bir şekilde ortak mülkiyet hakkını savunuyor, zenginlerin malı herkesindir” propagandası yapıyorlardı.
Amerikan işlevselcilik kuramının başlıca temsilcilerinden biri olan Parsons'a göre, tabakalaşma sosyal bir sistemin bütünlüğüne ait bir hiyerarşidir ve bu hiyerarşi ortak bir değerler sistemine bağlıdır. Parson'un toplumsal sistem anlayışı analitik açıdan ayrı olan iki sistemle, kişilik ve kültürle bağlantılıdır. Toplumsal sistem, sosyo-kültürel bir ortamda etkileşim halinde olan aktörlerden meydana gelmektedir. Bu "kültürel bir yapıya sahip olan ve ortak sembollerden oluşan bir sistem"in dolayımıyla gerçekleşen bir süreçtir. Parsons, her toplumsal sistemin esas olarak dört alt sistemden -akrabalık, sosyal tabakalaşma, iktidar ve din meydana geldiğini düşünmektedir. Asıl toplumsallaştırıcı unsurun akrabalık sistemi olmasına karşın kazançların farklılaşmış bir toplumsal yapı içerisinde dağıtılmasının aracılığını da tabakalaşma gerçekleştirmektedir ve bu iki alt sistem aslında toplumdaki eşitsizlik modelini pekiştiren ve sürdüren bir rol oynarlar (Swingewood, 2010: 252).
Uygarlık; belli bir yer ve zamanda, belli bir toplumun ortaklaşa bir anlayışla, ortak bir duyguyla, ortak bir düşünsellikle ortaya koyduğu, maddi ve manevi değerler ile alt yapı ve üst yapı değerler bütünüdür.
Sayfa 17 - Umuttepe YayınlarıKitabı okuyor
Elbette kolay değil, elbette bugünü kurtaramayacağız ancak yüz yıl sonra bizden çıkanları bambaşka bir gelecek bekleyecek. İmkânsız demeyin. Yüz yıl önce Avrupalı bir kadına oy kullanabilirsin hatta politikaya girersen ülkeyi yönetebilirsin deselerdi o da imkânsız derdi, ama görüyoruz ki yanıldı. Günü kurtarmaya çalışmayalım yarını inşa edelim ve kadınlar şunu unutmasın, doğada seçici olan sizlersiniz. Nasıl ki, Hollandalı kadınlar cinsel seleksiyon ile iki yüz yılda Hollandalı erkeklerin boy ortalamasını on sekiz santim uzatarak bir seksen dört ile Hollanda’yı dünyanın en uzun erkeklerini barındıran ülkesi haline getirdilerse, siz de ortak birtakım sınırlar, değerler oluşturup ülkenin gelecekteki erkeklerini şekillendirebilirsiniz. İlacı, ağacın deforme olmuş yapraklarına değil çürümüş köküne boca edin.
Sayfa 103 - Velespit YayınlarıKitabı okuyor
Ölürken Yaşamayı Öğreten Öğretmen
Kitapta, yazar 
Mitch Albom'un üniversiteden hocası Prof. Mori ile ölümünden önce 14 hafta boyunca her Salı günü hayatla ilgili yaptıkları diyaloglar yer almaktadır.
Mori'ye 1994 yılında ALS teşhisi konur. Öleceğini öğrenen Mori bunun için üzülmek yerine, en çok sevdiği öğretmenlik mesleğine devam eder. Son derslerini Mitch ile yapar ve
Birkaç örnek vermek gerekirse, islam dünyasina göz attiğımızda bizi biz yapan ortak değerler görürüz: Ezan, cemaatle namaz, bayram namazı, kurban,ölüleri yıkayıp kefenlemek ardindan da cenaze namazinı kilmak gibi ibadetlerimiz vardır Keza hediyeleşmemiz, selamlaşmamiz, musafaha yapmamız, sağ elle yememiz, yemeğebesmele ile başlayıp şükür ile bitirmemiz, dua ederken ellerimizi semaya açmamız, doğan çocuklarim kulağina ezan okumamız gibi ortak davranışlarımız olduğu görülür. Kur'anda yok diyerek hepsini hayatımızdan çekip aldiğmızda bizi bir araya getirecek veya kardeş olduğumuzu hissettirecek bir şey kalır mi acaba? Ezansız bir Müslümanlik, cemaatle namazin olmadığı bir dindarlık söz konusu olabilir mi? Her şey den soyutlanmiş ve âdeta sembolikleşmiş bir dinin hayata ve ona inanan Müslümanlara vereceği bir mutluluktan söz edilebilir mi? Elbette edilemez. Çünkü müminler bu değerlerle kendi varliklarini hissetmekte, bunları icra ederek mutlu olmaktadırlar. Ortak degerlerini yitirmiş bir Müslümanlığın onlara vereceği hiçbir şey olmayacağı gibi sadece karmaşa ve problem üreteceği bellidir
Sayfa 28Kitabı okuyor
Bir evliliğin yürüyüp yürümeyeceğini bilmenin yolu var mı?
Moru gülümsedi. "Hiç de o kadar basit değil, Mitch."
Biliyorum.
"Yine de sevgi ve evlilikle ilgili doğru bildiğim birkaç şey var. Eşine saygı duymuyorsan çok sorun çıkacaktır. Uzlaşmayı bilmiyorsan, çok sorun yaşarsın. Aranızda olup biteni apaçık konuşamazsanız çok sorununuz olacaktır. Ve eğer hayatta ortak bir değerler kümeniz yoksa gene birçok sorun yaşanacaktır. Değerleriniz benzer olmalı."
Sayfa 151Kitabı okudu
Postmodern özgürlük anlayışı ve postmodern perspektivizm, değerler ve ilkeler düzleminde görecelikle sonuçlanma riski taşır. Bu tarz bir göreci tutum, etik ve politik düzlemde, ortak yaşamımızı yönlendirecek dayanakları ve bilişsel haritaları tahrip etmekle kalmaz, aynı zamanda partikülarizme sürüklenmemize ve her türlü uzlaşma imkanını kaybetmemize neden olabilir.
Sayfa 146 - Sentez Yayınları, 2015.Kitabı okudu
Ölçüler kişilere göre değişirse, toplumu hangi değerler üstüne oturtacağız? Devlet gereklidir, sosyal düzen gereklidir. Bu gerekli kuruluşların sağlamlığı. sürekliliği içinse genel bir töre gereklidir. İnsanlar arasındaki ayrımlar, başkalıklar görünüştetir. İyice incelenecek olursa iyiye olan eğilim her kişide aynıdır. Kişilerin içinde uyuyan bu ortak eğilim, ancak öğretimle ortaya çıkarılbilir. Erdem, öğrenilir. Kişiler bilmedikleri için kötüdürler. Erdem birdir, bölünmez, ayrılmaz. Bir davranışta erdemli, başka bir davranışta erdemsiz olunamaz., Erdem varsa kişinin bütün davranışları ona uygun olmak zorundadır. İnsan, kendini bilmeli, tanımaldilır.Erdem, insanin kendini bilmesi, tanınmasıdır.
Batı mahreçli ve seküler temele dayalı "küresel degerler"in etkin ve yoğun biçimde, "ortak aklın ürünü" olarak tüm insanlığa dayatılması, bu zihinsel sarsıntıyı teşevvüşe/ akli karışıklığa dönüştürüyor. Müslüman zihin, neyin hak neyin batıl, neyin doğru neyin yanlış, neyin hayrr neyin şerr, neyin iyi neyin kötü olduğunu ayırt etmekte zorlanıyor; tevhid çizgisinde ve vahyi sabitelerde sebat edemez hale geliyor. Aklın, imanı ve basiretin merkezi olan kalpler kayıyor kıbleler flulaşiyor, istikametler şaşıyor.
Sayfa 27Kitabı okuyor
🗣️ Dibe Sıçramak İçin Vuracağız
İnsanlık doğayı takip ve taklit ettiği kadar gelişkin, doğaya karşı olduğu kadar asalak, doğayla dengede olabildiği ölçüde insan olarak kalabilir.
Unuttuğumuz ne kadar insani değerler varsa hepsini yeniden hatırlamak ve yeniden o bizi biz yapan değerleri yaşatmak zorundayız.
Yaşamın okulu ve öğretmeni doğadır.
Toplumla ümmet arasında bir fark vardır. Toplum ihtiyaçlarını gidermek ve hizmetlerini eda etmek üzere ortak hareket eden bireylerden oluşur. Eğer bir topluluğu değerler birleştiriyorsa ümmet, menfaatler birleştiriyorsa toplum denir.
Mehmet Görmez
