nihilizm felsefesine göre neredeyse her şey değerden yoksun, anlamsız ve kurmacadır. Toplumumuz ve hatta dünya tarafından bile çokça yanlış anlaşılan bu durum, taraftarlarının bile anlamayamadığını yönler taşımaktadır. Nihilizm derken aklımıza gelen ilk isim ise tabi ki Frederick Niçedir. Onun büyüdüğü ortama ve zaman dilimine bakıp, onun düşündüğü gibi düşünmeye çalışırsak aslında ne demek istediğini daha çok anlarız. Nihilizme göre insanoğlunun amacı her zaman ileriye gitmektir, ileriye gidebilmek için ise, şafaktan önce ki gece gibi karanlığa batmamız, dibi görmemiz ve sahip olduğumuz erdem ve değerleri sorgulayıp gerekirse yok saymamız gerekmektedir. Aslında toplum hafızasında bile yer alan bu durumu, bir musibet bin nasihattan yeğdir diye de yorumlayabiliriz. İnsan sahip olduğu değerleri ve erdemleri ne kadar çok reddeder ve değersizleştirirse o kadar ileriye gider. Çünkü sahip olduğumuz değerler bize ait değildir, bize dayatılan şeyler ise bizi geriye çeker. İnsan için toplum değerleri, normları, ahlak kuralları ve dini anlamsızdır. Anlama sahip olan tek şey insanın kendi başına oluşturduğu değerlerdir. Bu durumda ise bir başkasının değeri ise aynı şekilde anlamsızdır. Zaten renkleri bile nasıl gördüğünü tarif edemeyen insan, ortak değerler konusunda anlayış birlikteliği yapması saçma olur. Bencilce ve hatta narsist bir bakış açısı gibi gelse bile, elle tutulur bir yanı olduğu ise yatsınamaz. Geçmişten günümüze hala tartışılan, iyi ve kötü, ahlak ve erdem gibi konulara aslında anlamsız gibi yaklaşmak, belki de olması gerekendir. Anlamsız olan bunu tartışmak bile olabilir.