343 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
9 günde okudu
OLİMPOS'UN IŞIĞI YERE İNDİ!
Hey! Damalı'nın öğretmeni, sen kim oluyorsun da kızları okula getirtmeye çalışıyorsun. Bırak okumasınlar. Okurlarsa başları göğe mi erecek? Okuyup da Damalı'ya yazıcı mı olacaklar? Sana ne! "Dağdaki çobanı, köydeki Kezban'ı.. okutamazsın arkadaş! Okutmak istersen başın belaya girer! Dağdaki çobanı okutmanın sayılmayacak kadar sakıncası
Onuncu Köy
Onuncu KöyFakir Baykurt · Literatür Yayıncılık · 20101,093 okunma
Din iman nerde zaten bu dürzülerde? Okullarda bunlara yol yöntem okutacaklarına felsefe okutuyorlar! Felsefe okuyan adamda din iman kalır mı? Ortaköy'den Tahsildar Kadir'in oğlu okullarda felsefe okuyarak dinsiz oldu! Biz bunları bilmiyor muyuz sanki?
Sayfa 199Kitabı okudu
Reklam
Galata 1869'da tramvayla tanıştı; tek hatlı tramvay Galata Köprüsü'nü geçip Boğaz'ı takip ederek Ortaköy'e kadar gitmek­teydi. Daha sonra 1876'da Karaköy'den Grand Rue de Pera'nın aşağı ucuna yolcu taşıyan ve böylece onları Yüksek Kaldırım diye bilinen antik merdivenli sokağı tırmanmaktan kurtaran Tünel, yani yeraltı füniküleri açılmıştır.
Sayfa 23
Biz ver elini Sultanahmet, Taksim,Ortaköy... İstanbul’un tarihî ve turistlik yerlerini geziyoruz.
Saray dışına yemek gönderilmesi, Topkapı Sarayı'ndan taşındıktan sonra da devam etti. Sultan Abdülmecid saltanatında dağıtımdan Dolmabahçe bölgesi faydalanmaya başladı. Sultan II. Abdülhamid devrinde Ortaköy'le Yıldız arasındaki bölgede bu usul, devrin başkatiplerinden Tahsin Paşa'nın israfa varıldığını yazdığı derecede idi. Özellikle ramazanlarda her akşam sarayda mülki, askeri erkanla ilmiye mensuplarına, yabancı sefaretler ve dini liderlere iftar davetleri verilir; saray, yemek alacaklarla dolar, hatta bu dağıtımdan faydalanmak isteyenler evlerini bile Beşiktaş civarında taşırlardı. Bu sebepten olsa gerekir ki, Sultan V. Mehmet Reşad tahta geçtikten sonra bu israfı önlemek için bazı tedbirler almak ihtiyacını hissetmişti.
Sayfa 199Kitabı okudu
160 syf.
·
Puan vermedi
Merhaba öncelikle arkadaşlar. Günaydın , iyi günler dilerim Jale Sancak tanımamda ve bu kitaba beni yönlendiren ve daha birçok kitap öğrendiğim #30501364 eseri bahis etmekten geçmek olmazdı. Kitap rengarenk İstanbul portresi ve karanlıklara gömülmüş bir o kadar gerçek birbirinden farklı hayatları anlatıyor. 18 Farklı bölge ve hikaye , üslubuyla
Tanrı Kent ve Yitik Şarkılar
Tanrı Kent ve Yitik ŞarkılarJale Sancak · Turkuvaz Kitap · 20098 okunma
Reklam
Uğursuzluk
Evhamlı bir teyze ve kocası muayene için polikliniğe girdiler. Henüz yerlerine oturmamışlardı ki: ÇAT! Monitör uçtu. Bilgisayar çalışmaya devam etse de ve kablolarla ne kadar oynansa da monitör açılmadı. Bunun üzerine teyze, "Eyvah, bizim uğursuzluğumuz görüyor musun" minvalinde "Evham FM" frekansına bağlandı. :) "Niye senin uğursuzluğun olsun canım teyzem" dedim, "uğur ya da uğursuzluk diye bir şey yoktur. İlle bir şey düşüneceksek, niye şansıma doktorun yanında daha fazla kalma fırsatına kavuştum diye düşünmeyesin." Teyze tabi durumu böyle görüp de yarım saat özel terapi kotaracak hâlde değildi. Üzerine çökmüş kara bulutların neredeyse gözle görüleceği mooduna bakılırsa, tespit ettiği uğursuzluğun günün geri kalanında kendisine daha neler getireceği endişeleriyle meşguldü. Hayatta başımıza gelen iyi ya da kötü olaylar ekseriyetle mutlak iyi ya da kötü değildir, en azından bizim onları gördüğümüz gibi olmayabilir. O gün havaları soğutması, yan odadaki hastane personelini üşütmesi, elektrikli ısıtıcıyı fişe taktırıp iki polikliniğin birden monitörüne kısa devre yaptırması ve sevgili kuluna kendini daha iyi anlatabilmesi için vakit bahşetmeyi belki de murâd etmiş Allah'a ne diyebiliriz ki? "Sizin için daha hayırlı olduğu halde bir şeyi sevmemeniz mümkündür. Sizin için daha kötü olduğu halde bir şeyi sevmeniz de mümkündür. Allah bilir, siz bilmezsiniz." diyor ayette. O yüzden başa gelene ne lanetler etmeli ne de çok sevinmeli. Yolculuk vaktine dek Ortaköy'de çadır kurup çay demlemeli ;)
.... Bir şehir ol. Mesela, İstanbul gibi.. De ki; Boğazım kuruyana kadar seveceğim seni. Bir şehir ol..
geldi kokusu…
“Kıyı kıyı mı gidelim, yoksa yukardan mı inelim! Kıyı kıyı!.. Karaköy, Beşiktaş, Ortaköy, Bebek... Deniz havası alalım…”
Sayfa 709 - (e-kitap)Kitabı okudu
330 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
11 günde okudu
Sanat Şöleni
Sadece bir Roman değildi bu, Livaneli’nin entelektüel birikimini yansıttığı bir sanat şöleniydi. Hem okudum hem dinledim hem baktım hem de gezdim. Bir tarafta Ali Bey’in resim galerisini gezerken fonda Ravel’in Bolero’su çalıyordu; Ahmet Bey’in kitaplığındaki romanlardan çıkan karakterler ile konuşurken ‘via con me’ dinliyor, ayağımla tempo tutarak şarkıya eşlik ediyordum. Kerberos ile Podima sahillerinde gezerken bir anda kendimi bembeyaz karlarla örtünmüş Borisov sokaklarında buluyordum. Büyülü Moskova gecelerinde Tverskaya Caddesinde dolaşırken, ünlü Gum alışveriş Merkezinde mağazalarının camekanlarından içeri baktığımda bir de görüyordum ki Ortaköy sahilde güneşin doğuşunu izliyorum. Okuduğum için sevindiğim okumak için de bu kadar geç kaldığıma üzüldüğüm bir kitap oldu.
Kardeşimin Hikayesi
Kardeşimin HikayesiZülfü Livaneli · Doğan Kitap · 2019104,2bin okunma
Reklam
158 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
26 saatte okudu
O dönemde yaşamış, düşünce suçlusu olarak görülmüş onlarca yazarımız var. Maalesef bunlardan biri de Aziz Nesin. Harika mizacı ve o mütevaziliğiyle ele almış eserini. Mütevazilik diyorum çünkü kitaba başlarken bile ön sözde o nazik tavrıyla belirtiyor bunu; "Anlatamadıklarım, anlattıklarımdan çoktur. 'Bakın, ben sürgünde neler çektim.' Demek istemiyorum. Bunu söylemekte, düşünmekte ayıp. Doğrusu tarihimizde o denli çok çekenler, sürgünler var ki, benimki, onların çektikleri yanında turist gezisi gibi kalır." Turist gezisi dediği de günlerce aç kalmak, soğuktan donacak noktaya gelmek, hastalanmak, yalnızlık çekmek, dışlanmak, yok sayılmak ve binlercesi. Üstelik yine aynı mütevazilikle de son veriyor kitaba. Elimde 1982 7.basımı var. Ortaköy'de çok tatlı küçük bir sahaftan almıştım. Yolunuz düşerse kumpircilerin hemen arkasında 2.sırada ki dükkan. Tatlış bir amcaydı ismi hatrımda yok. O önermişti iyi ki de önermiş. Çektiği sancılardan bile tatlı bir mizah cıkarmış Usta. Gülmemek, gülümsememek imkansız kitapta. Ben çok sevdim, sizinde seveceğinize eminim. Son olarakta onun sözleriyle son veriyorum yorumuma; "Düşünmek, sevmek, gülmek... ıste hepsi bu... İnsan için gerisi yalan dolan..."
Bir Sürgünün Anıları
Bir Sürgünün AnılarıAziz Nesin · Cem-May Yayınları · 19571,258 okunma
youtu.be/SYlh2sq14XY?si=... "Çiçekler sulasan, kurumuş yaprakları kessen Sözgelimi tırnaklarını yemesen Akşamları erken yatsan iyi olur. İyi olur elbet
İstanbul'da sıradan bir gün
Boğaz vapuru, gözlerini dikmiş Köprü'nün bacaklarına, acımasızca saplarken çıpasını ortaköy önlerine benzi solmuş balıkçı tekneleri platonik bir aşkla Kız Kulesi'ni seviyordu hala.
Everest YayınlarıKitabı okudu
Kıyıdan fısıltılar geliyor kulağına Dalgalarla martılar fısıldaşıp gülüyor Deniz gülümseyerek takılıyor ağıma Yukarıdan üstüme yıldızlar dökülüyor Ortaköy'de bu akşam ufuk nazlı, gök nârin Hayaller dalıp gitmiş çılgın derinliklere İçimde mutluluğu biriktiren ellerin Senin gözbebeğinden bakıyorum göklere
Sayfa 661
584 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.