Allahım, ben ne yaptım! Bu güne kadar söylediğim her sözü geri alıyorum. Konuşmayı da bir unutabilsem. Yeni bir dünya var, anlıyor musun Olric? Her şeyi geride bırakmak gerekiyor. Bir sabah kalkacaksın, arkana bakmadan... Hürriyet kötü bir kavram Olric. Öyle, anlattıkları gibi özlenecek bir ortam değil. Bu hürriyet, kulağıma kötü şeyler fısıldıyor Olric.
Bir insana tavsiyeler...
1. Utanç bir prangadır. Kendini azat et. 2. Yeteneklerin hakkında endişelenme. Sevme yeteneğin var. Bu yeter. 3. Diğer insanlara karşı nazik ol. Evrensel boyutta onlar sensin. 4. İnsanlığı teknoloji kurtarmayacak. İnsanlar kurtaracak. 5. Gül. Sana yakışıyor. 6. Meraklı ol. Her şeyi sorgula. Şimdinin gerçeği gelecekte bir hikaye olacak
Sayfa 261Kitabı okudu
Reklam
.. orman toprağı korumaktan yağış sularının gelişigüzel akıp yerine göre sel, taşkın ve heyelana neden olduktan sonra göl ve denizlere akıp gitmesine de engel olmaktadır. Ormanlar tuttukları sularla yüksek nitelikli içme ve kullanma suyuna kaynak oluşturmaktadır. Ormanca zengin yörelerde kuraklık görülmez. Orman şiddetli rüzgar, kar fırtınası ve aşırı sıcaklıklara karşı koruyucu bir işleme sahiptir. Çığ oluşmasını önler. Bol oksijen üretimi havadaki toz ve benzeri zararlı maddeleri tutma ve gürültüyü azaltma gibi toplum sağlığını koruyan yararları vardır. Manzara ve güzellikleri seyir yerleri, dinlence alanları, koşu ve yürüme yolları ile insanların ruh ve bedensel sağlığı için eşsiz bir ortam oluşturur. Ulusal savunmada hem bir ekonomik güç hem de bir engelleme aracıdır. Eğitim ve bilimsel araştırmalar için canlı bir laboratuvardır.
Anıtsayaç'ı neden profilinize ekliyorsunuz diye soranlara.
''Türkiye'de kadına yönelik şiddetten ölenlerin anısını yaşatmak için düşünülmüş bu ortam, öldürülmüş bütün kadınlar hakkında bilgi veriyor, her bir isme girdiğiniz de önünüzde yeni bir pencere açılıyor ve öldürülen kadının kim olduğu, korunma talebi olup olmadığı, ne zaman nasıl öldürüldüğü, haberin nereden alındığı gibi ayrıntılı bilgiler çıkıyor. Öldürülen kadınların bir rakam, bir isim, soy isim değil, bir hayat olduğu gerçeğiyle yüzleşiyor, kadın cinayeti olgusuyla bir de böyle tanışıyorsunuz.''
Ebevenler okuyun bence
1944 yılında Amerika Birleşik Devletleri'nde 20 yeni doğmuş bebek,sadece fizyolojik ihtiyaçlarının karşılandığı bir deneye tabi tutuldular. Teslim edildikleri bakıcılar deney talimatlarınca bu bebeklere sadece onları doyurmak, yıkamak ve bezlerini değiştirmek için yaklaşacak ve bunlar dışında hiçbir şey yapmayacaklardı. Bakıcılara bu işleri yaparken dahi mecbur kalmadıkları müddetçe bebeklere hiç bakmamaları ve dokunmamaları, onlarla asla iletişim kurmamalarısöylendi. Bebeklere duygudan arındırılmış makineler gibi yaklaşıldığı halde tüm fiziksel ihtiyaçlarına azami kertede özen gösterildi. Ayrıca,ortam hep steril tutuldu. Dört ay sonra, bebeklerin yarıdan fazlası çoktan ölmüştü.Bebeklerin ölmesi için fizyolojik hiçbir neden yoktu; öldüklerinde hepsi son derece sağlıklıydı. Bebeklerin her biri istisnasız olarak, ölümlerinden bir süre önce ses çıkarmayı, bakıcılarının ilgisini çekmeye çalışmayı kesmiş, çoğunluğu hareket etmeyi, ağlamayı hatta herhangi bir jest, mimik göstermeyi bıraktıkları bir evreye girmişti.Ölüm, bebeklerin "vazgeçtiği" bu evreden hemen sonra geliyordu. Deney dört ayın sonunda artık daha fazla ölüme neden olmamak için yarıda kesildi; fakat bu bebeklerden "vazgeçme" evresine girmiş olanlar deney ortamından hemen çıkarıldıkları ve doğal bir aile ortamına alındıkları halde kurtarılamadılar
Şaşırmakta haklıyız çünkü ülkemizde aramızdan böyle filozoflar çıkması için koşullar ve ortam yoktur Tam tersine, böyle düşünenler olmasın diye, düşünce alanımız dikenli telle çevrilmiş, üstelik tel yeşile boyanmıştır. Zaten derin derin düşünen, işin felsefesini yapan, felsefede çığırlar açan bir millet değiliz. Birisi bir konuda az biraz düşünmeye yönelse, bu bizi tedirgin eder. Hemen babalarız onu: “Karadeniz’de gemilerin mi battı? Nedir bu halin böyle, kukumav kuşu gibi filozof?” Millet olarak, az biraz düşünüp ani kararla harekete geçiciyizdir. Bu çok az düşünme sonucu aklımıza dan diye gelen ilk sıradan düşünceyi de dahiyane bir buluş sanış, sanırım tamamen bize özgü bir şey.
Sayfa 78
Reklam
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.