280 syf.
7/10 puan verdi
·
16 günde okudu
İnsan ruhuna yöneliş, psikoloji ile yakından ilgilendiğim bu dönemde hem zor hem güzel bir okuma deneyimi oldu. Benim açımdan bazı noktalar hâlâ karışık ama her okuduğum kitabında Jung amcanın düşüncelerini daha iyi anlıyorum. Çeşitli konferanslardan oluşturulmuş bir kitaptı. Düşler konusu yine ilgi çekici ve tedirgin ediciydi. Şu sözleri bile
İnsan Ruhuna Yöneliş
İnsan Ruhuna YönelişCarl Gustav Jung · Say Yayınları · 2018558 okunma
816 syf.
7/10 puan verdi
·
7 günde okudu
BİR DEVRİN SONU
Gerçekten de başlıktaki gibi bir devir sonunda kapanıyor. Herkes hayatının kıyısından köşesinden duymuştur Yabancı'yı adı yıllarca pek çok olayla anıldı çok eleştirildi hatta olayı bilenlerler de vardır neler neler oldu. Klişe laflar etmeyi sevmem ama lisede serinin ilk kitabını arkadaşımın sırasında görüp okuyabilir miyim diye sorduğumda o
Yabancı - Elyel
Yabancı - ElyelÖznur Yıldırım · Pegasus Yayınları · 2023394 okunma
Reklam
Sevgili Bilge, bana bir mektup yazmış olsaydın, ben de sana cevap vermiş olsaydım. Ya da son buluşmamızda büyük bir fırtına kopmuş olsaydı aramızda ve birçok söz yarım kalsaydı, birçok mesele çözüme bağlanamadan büyük bir öfke ve şiddet içinde ayrılmış olsaydık da yazmak, anlatmak, birbirini seven iki insan olarak konuşmak kaçınılmaz olsaydı.
Kendimi sorguluyorum..
Karşımdakilere baktım. Bayağı bildiğin hayallerimi yaşıyorlar. Acaba başkasında da var mıdır bu durum? Sen kur onlar yaşasın hep böyle olmuştur. Sonra düşündüm, kendi halime baktım ben de başkasının hayallerini yaşıyorum. Şükrettim. Yani demem o ki dengeye gelmek çok önemli. Odaklandığın yer önemli.
Sadece Yunan mitolojisinin değil, bütün mitolojilerin doğmasını sağlayan da yine bu kaynaklardır. Kendimizi bir okyanusun enginliği, dağların değişmeyen sağlamlığı veya yaz ortasında yıldızlı bir semânın esrarengiz görünümü karşısında bulduğumuz zaman, Tanrı bir çoğumuza hiçbir zorlama olmadan kendini sunmaktadır; ama bu, herhangi bir probleme cevap şeklinde olmaktan çok, karma karışık olarak ortaya çıkan bir duygu olmaktadır
Bu ve bundan önceki bölümlerde, çubukkodları bütün güzellikleriyle, titiz bir analizin sembolü olarak kullandım. Karışık ışık, öğe renklerinin gökkuşağına parçalandı ve herkes güzelliği görebiliyor. Daha yakın ayrıntılar ince çizgileri ve yeni bir zarafeti ortaya koymakta, yani algılamanın, düzen ve anlayış getirebilmenin zarafetini. Fraunhofer
Reklam
Seni sevmeme izin verdiğin için teşekkür ederim...
Merhaba sevgilim :). Bugün çok özel bir gün ve dahası yarın çok çok daha özel bir gün. Nasıl başlayacağımı bilmiyorum. Seninle bize ait günlerin konuşmasını çok çok erken yapmıştık aslında. Sen takvimine not almıştın, bense birkaç kez unutup 17 Mart tarihinde sonsuza kadar aklıma kazımıştım. Senden saklı bir şeyim olmadığı için bunları anlatmamda
"Böylece çok garip ve karışık bir varlık çıkıyor ortaya. Hayal edildiğinde çok önemli; pratikte ise tamamıyla önemsiz. Şiir kitaplarını baştan sona istila etmiş, tarihte ise adı geçmiyor. Kurmacalarda, kralların ve fatihlerin hayatlarına hükmediyor; gerçek hayatta ailesinin parmağına zorla yüzük taktığı herhangi bir delikanlının kölesi. Dudaklarından, edebiyatın en ilham verici sözcükleri, en derin duygularından bazıları dökülüyor, gerçek hayatta okuması yazması neredeyse yok, zor heceliyor sözcükleri ve kocasının malı durumunda."
352 syf.
9/10 puan verdi
"Düş Kesiği, anlam giriftse, biçimin de girift olacağından yola koyulan bir roman. Düş Kesiği, bazı şeyleri güzel yapan kusurlardan bahsederken, insanın en temel yanılgısının kendisi hakkında olduğunu savunan bir roman." Güray Süngü'den ilk okuduğum kitap
Deli Gömleği
Deli Gömleği
7 farklı hikayeden oluşan öykü kitabıydı ve keyif alarak okumuştum.
Düş Kesiği
Düş KesiğiGüray Süngü · Ketebe Yayınları · 2020771 okunma
Dorothea bana yaklaştı. Uzun uzun dudaklarımdan öptü. Şiddetle sıkıca sarıldı; uzun zamandan beri ilk defa kendini bu derece serbest bırakıyordu. Hemen, yolun dışındaki sürülmüş toprakta, aşıkların yaptığı gibi oynaşmaya başladık. Mezarların üzerindeydik yine. Dorothea bacaklarını genişçe açtı, cinsel organına kadar soydum onu. O da beni soydu. Yumuşak toprağın içine düştük. İyi kullanılan bir sabanın toprağa gömüldüğü gibi, nemli vücuduna gömüldüm bende. Bu bedenin altındaki toprak, bir mezar gibi açılmıştı; çıplak vücudu da, yeni bir mezar gibi açılmaktaydı bana. Yıldızlı mezarlıkta sevişirken kendimizden geçmiştik. Mezarın içindeki iskeleti ortaya çıkaran ışıkların her biri, birbirine karışmış gövdelerimizin hareketleri kadar karışık, titrek bir gökyüzü oluşturmaktaydı. Hava soğuktu. Ellerim toprağa gömülüyordu; Dorothea’nın kopçalarını çözdüm, parmaklarıma yapışan soğuk toprağı göğsüne ve çamaşırlarına bulaştırdım. Giysilerinin altından çıkan göğüsleri ayı andıran bir beyazlığa sahipti. Ara sıra birbirimizi bırakıp soğuktan titriyorduk; birbirine çarpan iki sıra diş gibi titremekteydi vücutlarımız.
Reklam
Tutkular
Tutkular da hastalıklar gibi ne şikâyet edilebilir ne de affedilebilir: Onlar, bazen doğada, bazen insanın içinde bir fırtına gibi eserek kabarıp coşan müthiş bir güç karşısında hissedilen, hafif bir ürpertiyle karışık şaşkın bir ruh haliyle anlatılabilir. Had safhaya varmış böylesi tutkular, her zaman etkisi altına aldığı insanın iradesine tabi değildirler; onlar gerek ortaya çıkışları, gerekse sonuçlarıyla bilinçli insan yaşamının sınırları içinde değil, daha çok onun üstünde ve onun sorumluluğunun dışında oluşurlar. Tutkularına bu kadar teslim olan bir insanı ahlaki yönden yargılamak, kopan bir fırtınadan ya da bir yanardağdan hesap sormak kadar saçma olur.
EDEBİYAT ÖĞRETMENLERİ VE BİLİMCİLERİNE.
TÜRK EDEBİYATINDA DİL VE MİLLİ EDEBİYATIN SEYRİ Geçmişten günümüze edebiyatımızın seyrine kısaca göz atalım. 1299’da Osmanlı’nın kurulmasından bir süre sonra Divan edebiyatı başlamıştır. Bu edebiyatın zemini Arap, Fars ve Acem dilleri ve edebiyatları üzerine teşekkül ettirilmiştir. Edebiyat sahası, ecnebi ülkelerin milli değerlerini kullanarak
Narsist
Aslında nihai hedefe erişme duygusu hiç ortaya çıkmamaktadır. Narsisistik öznenin hiçbir şeyi bitirmek istemediği yanlıştır. Aslında bir şeyi bitirmekten acizdir. Yolda kaybolur, ucu açık patikalarda kafası karışık ilerler. Sonların noksanlığının önemli bir nedeni de ekonomiktir. Çünkü açıklık ve bitmemişlik, büyümeyi teşvik eder.
YEŞİL RENKLİ NAMUS GAZI OPERASI «Hasan Âli Yücel, bu hikâyeyi oyun olarak yazmamı önermişti. Hikâyemi Yücel'in anısına adıyorum.» Uvertür Dünyanın tarihi iki milyar dörtyüz milyon yıllık deniliyor. Benim bitmemiş tarihim, şimdilik elli yıllık. Kelebeğin tarihi bir günlük. * Arkeologlar yeraltında yeni bir kent buldular. Bu kentte birçok
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.