Osho, bilmem ki :)
Aşk değişen bir ilişkidir, o sabit değildir. Zaten bu nedenle evlilik diye bir şey çıktı ortaya. Evlilik aşkın ölümüdür.
374 syf.
·
Puan vermedi
Egonu lego yap da gel diyen bir adam: Osho
İncelemeyi geç görecekler için not: Oruçlu iken okunması tavsiye edilmez! Şunu baştan belirtmek isterim ki kendine Osho diyen yazarı hiçbir şekilde araştırmadım, kimdir necidir diye.. Çünkü bir kişi kendini en iyi yazdığı kitapta gösterir (yazılmış değil konuşmalarından derlenmişi de aynı kapıya çıkar), etki altında kalmadan yazar hakkında
Ego
EgoOsho · Ganj Yayınları · 2014947 okunma
Reklam
Her zaman merak etmişimdir, coğrafya öğretmenimle her zaman çatışırdım.",Timbuktu'nun nerede olduğunu niçin bilmem gerekiyor? Ondan bana ne?"dedim. "Ne acayipsin,kimse bunu sormamıştı"dedi. Dedim ki "Her birini soracağım...Konstantin..." Hintçede daha da berbat oluyor:Kunstuntunia."Benim bunlarla işim yok.Bana değerli birşey öğret."
424 syf.
9/10 puan verdi
·
50 günde okudu
Bu kitaba OSHO'nun bir kitabını okurken, onun önerisiyle başlamıştım. Diyordu ki OSHO, hayatın nasıl yaşanması gerektiğini Aleksi Zorba'dan öğrenin. İlk başladığımda okuyamadım, herhalde havamda değildim, başlangıç kısmını geçemedim. 2. kez başladığımda ise kitabın baş kahramanı Aleksi Zorba'nın çekimine girdim. Kitabın yazarı Nikos
Zorba
ZorbaNikos Kazancakis · Can Yayınları · 201915,9bin okunma
Kalp
Sevgi, her şeyi kutsal yapar. Umursamazlık her şeyi çirkinleştirir. Demiş Osho. Bizde bu sebeple önce kalp temizliği gerekir diyoruz. Çünkü kalp temizlenmeden severse zarar veren şeyleri sevebilir. Bununla beraber, kalp temizlenirse zarar veren şeyler artık yarar verir. Kalp kan pompalayan et mi sadece? İşlev açısından değerlendirirsek, tüm yaşamsal organlara gerekli sıvıyı aktaran şeye kalp diyoruz. O halde herhangi bir oluş öncesi, oluşun gerçekleşmesi için büründüğümüz hal, düşünce istek duygu kalbin işlevi gibi görev yapıyor. Yani bir şeyi oldururken o şeye karşı oluşan fikirle istekle iradeyle, kalp gibi pompalamış oluyoruz. Karışık mı geldi. Bilmem ki anlaşılır mı yada kim niye okur... (umursamazlık her şeyi çirkinleştirir) Öyle ise sen okudun ya tamamdır. İşte kutsal bir son. Sizin İlah bildiğiniz Allah'tır. ∆
Pisagor’a göre her yıldız, her gezegen ve her uydu uzayda dolaşırken, hareket esnasında benzersiz bir titreşim yayıyordu. Yıldızların her hareketi bir titreşim yaydığı gibi, her yıldızın kendine özgü, bireysel bir hareket etme biçimi mevcuttu. Tüm yıldızların toplam hareketi onun evrenin uyumu adını verdiği müzikal bir armoni oluşturuyordu. Doğduğun zaman yıldızların o anda oluşturduğu melodi zihnine en taze, en bilgisiz ve en hassas olduğunda yani doğum anında yazılır. Yaşamın boyunca bu sana sağlık ve hastalık getirecektir. Doğum anında da gerçekleşmiş olan orijinal melodi ile uyumlu bir şekilde yaşarsan sağlıklı olursun. Bu temel müzikal armoni ile olan uyumun kesintiye uğradığı zamanda hasta olursun. Bu anlamda parcelsus çok önemli işlere imza atmıştır. O hiçbir hastaya o kişinin Kundalinisini, yani astrolojik doğum haritasını görmeksizin ilaç yazmazdı. Ve ilginçtir ki bir kez yıldız haritasını inceledikten sonra - başka doktorların kafasını karıştırmış- tedavi edilmesi mümkün olmayan hastaları iyileştirirdi. O “ kişinin doğduğu anda yıldızların pozisyonunu bilmeden, onu içsel ahenginin notalarını bilmem de olanaksızdır. Ve içsel ahenginin düzenini bilmeden senin, onun sağlığına kavuşmasını sağlayabilirim? ” derdi.
Sayfa 16 - ganj yayıneviKitabı okudu
Reklam
Kim olduğumu bilmiyorum, öyleyse başka ne bilebilirim ki? Yakınımda olanlara aşinayım. Oysa içimde olan benim için bilinmezdir. Öyleyse benim ötemdeki herhangi bir şeyi bilmem ya da ona aşina olmam nasıl mümkün olabilir?
Biz erkekler :)
Moishe Finkelstein'ın karısı Ruthie hep adamın yataktaki performansından şikayet etmektedir, o yüzden Moishe doktoruna danışır. Dr. Bones işi kökünden halledecek bazı yeni mucizevi ilaçlar yazar. Bir ay sonra Moishe yeniden Dr. Bones'u görmeye gelir. "Haplar harika," der Moishe. "Gecede üç defa sevişebiliyorum." "Bu çok iyi," diyerek güler Bones. "Peki karınız bu işe ne diyor?" "Ah, bilmem ki," diye cevaplar Moishe, "Henüz eve gitmedim!
Pythagoras’a göre her yıldız, her gezegen ve her uydu uzayda dolaşırken ki hareketi esnasında benzersiz bir titreşim yayıyordu. Yıldızların her hareketi bir titreşim yaydığı gibi, her yıldızın kendine özgü bireysel bir hareket etme biçimi mevcuttu. Tüm yıldızların toplam hareketi onun evrenin uyumu adını verdiği müzikal bir armoni
Sayfa 188 - Ovvo yayıneviKitabı okudu
Adamın biri büyük ve pahalı arabasını şehir dışında bir yolda durdurmuş ve şaşkınlıkla etrafına bakındıktan sonra yakınındaki bir çite dayanmış olan çiftçi yamağına seslenmiş: ‘Hey, sen! New York’a ne kadar yolum kaldı?’ Çiftçi yamağı biraz düşündükten sonra, ‘Bilmem’ demiş. ‘Peki o zaman, oraya en çabuk hangi yoldan varırım?’ Yamak yine düşünmüş ve ‘Bilmem’ demiş. ‘Peki baksana, bir harita bulabileceğim en yakın benzin istasyonu nerede?’ Yamak biraz daha düşünmüş ve sonra yine ‘Bilmem’ demiş. Arabadaki adam onu küçümseyerek, ‘Sen de pek bir şey bilmiyorsun yani!’ demiş. Çiftçi yamağı da dudağını büzerek eklemiş: ‘Ben kaybolmadım ki.’
Reklam
Söylendiğine göre Büyük İskender dünyanın hâkimi olduğu gün odasının kapılarını kapamış ve ağlamaya başlamış. Bu gerçekten oldu mu bilmem ama eğer biraz bile akıllı idiyse olmuş olmalı. Komutanları bundan çok rahatsız olmuşlar: Ne olmuştu? İskender'in ağladığını daha önce hiç kimse görmemişti. O türden bir adam değildi; büyük bir savaşçıydı. Onu büyük sıkıntıların içinde görmüşlerdi; hayatının tehlikede olduğu durumlarda, ölümün kapıda olduğu anlarda ve gözünden tek damla yaş geldiği görülmemişti. Umutsuz bir anında hiç görülmemişti. Şimdi ne olmaktaydı peki; başardığı anda, tam dünyanın hakimi olmuşken? Kapısını çaldılar, içeri girip sordular: "Niye böylesiniz? Niye çocuk gibi ağlıyorsunuz?" Cevap verdi: "Başardığım anda, şu anda, bunun yenilgi olduğunu biliyorum. Şimdi görüyorum ki dünyayı ele geçirme saçmalığına giriştiğim anda nerdeysem, şimdi de tam olarak oradayım. Ve bunu şimdi anladım, çünkü ele geçirecek başka yer kalmadı. Yoksa yoluma devam ederdim, daha öteleri de fethetmeye çıkardım. Şimdi ele geçirecek yer kalmadı, yapacak bir şey yok ve bir anda kendi üzerime düştüm."
Moishe Finkelstein'ın karısı Ruthie hep adamın yataktaki performansından şikayet etmektedir, o yüzden Moishe doktoruna danışır. Dr. Bones işi kökünden halledecek bazı yeni mucizevi ilaçlar yazar. Bir ay sonra Moishe yeniden Dr. Bones'u görmeye gelir. "Haplar harika," der Moishe. "Gecede üç defa sevişebiliyorum." "Bu çok iyi," diyerek güler Bones. "Peki karınız bu işe ne diyor?" "Ah, bilmem ki," diye cevaplar Moishe, "Henüz eve gitmedim!"
"Adamın biri büyük ve pahalı arabasını şehir dışında bir yolda durdurmus ve şaşkınlıkla etrafına bakindiktan sonra yakınındaki bir çite dayanmış olan çiftçi yamagina seslenmiş: 'Hey sen! New York' a ne kadar yolum kaldı?' Çiftçi yamagi biraz düşündükten sonra, 'Bilmem' demiş. 'Peki o zaman, oraya en çabuk hangi yoldan varirim?' Yamak yine düşünmüş ve 'Bilmem' demiş. 'Peki baksana, bir harita bulabileceğim en yakın benzin istasyonu nerede?' Yamak biraz daha düşünmüş ve sonra yine 'Bilmem' demiş. Arabadaki adam onu kucumseyerek 'Sen de pek bir şey bilmiyorsun yani!' demiş. Çiftçi yamagi da dudağını büzerek eklemiş: 'Ben kaybolmadim ki ' " Aradığın kişi kendin olduğunda diğerlerinin sana faydası bu kadardir
İnsanlar bana hep şu soruyu sorarlar: "Buna inanıyor musun? Şuna inanıyor musun?" Ve ben onlara bunun saçma bir soru olduğunu söylüyorum. Bir şeyi ya bilirim ya da bilmem. İnancın benim benliğimde yeri yoktur. Bilmiyorsam, o zaman bilmeye çalışırım; kuşku budur, araştırma budur. Ve biliyorsam, o zaman inanmama gerek kalmaz; kendi yetkim dahilinde bilirim. Neden İsa'ya ya da Gautam Buda'ya inanmam gereksin ki? Gerek yok.
Sayfa 90 - Butik YayıncılıkKitabı okudu