Süleyman Paşa bir kazaya kurban gitmeseydi herhalde Tuna'ya kadar yürüyecekti. Orhan Beğin küçük oğlu Murad Beğ, ağasından, babasından, amcasından ve dedesinden hiç de daha az değerli değildi. Onda bütün savaş ve devlet erdemleri toplanmıştı. Babasının başladığı teşkilâtı olgunlaştırarak orduya daha büyük bir düzen vermişti. Artık Avrupa Türk tehlikesini görmeye başlıyor, birleşip Türkleri yenmek için kıpırdanışlar oluyordu. Bu kıpırdanışın ilk neticesi 1364 te görüldü. Sırplar, kendilerine yardıma gelen Macar ve Romenlerle birleşerek Türklere bir vuruş yapmak için yürüdülerse de bir gece baskını ile mahvedildiler. Tarih buna Sırp sındığı dedi. 1389 da Sırplar, Macarlar, Romenler ve fazla olarak Boşnaklar yeniden birleştiler. Bu sefer, Türklüğü Rumeliden atmak için yürüyorlardı. Gazi Murad Beğ, birleşik düşmanları Kosova da karşıladı. Savaş Türklerin tam zaferiyle bitmiş, fakat Gazi Murad Beğ şehit olmuştu (27 ağustos 1389). Onun babası Orhan Beğ, dedesi Osman Beğ, dedesinin babası Ertuğrul Beğ hep gazi idiler. Kendisi ise şehitlik rütbesine kavuşmak suretiyle atalarını geride bırakıyordu.