Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Gâzi Sultan Fatih Mehmet Han, tedkik edildikçe derinleşen, derinleştikçe deryalaşan bir zahir ve batın sultanıdır.
Sayfa 123 - Erkam yayınlarıKitabı okuyor
Fatih Sultan Mehmed Han
Trabzon Rum İmparatorluğu üzerine sefere çıkmıştı. Şehre arka dan ulaşmak için dağlık ve ormanlık bir araziden geçiliyordu. Bazen baltacılar, önden yol açıyorlardı. Yolun müsait olmadığı bir yerde Fâtih'in atı kaydı. Fâtih, bir kayaya tutunmak için uğraşırken elleri kanadı. Bu hali müşahede eden beraberindeki Uzun Hasan'ın anası Sārā Hatun, tam fırsatı olduğunu düşünerek "-Oğul! Han oğlu hansın! Bir yüce hükümdarsın! Trabzon gibi küçük bir kale için bunca meşakkate katlanman revâ mıdır?" dedi. Çünkü Uzun Hasan, Trabzon Rum İmparatorluğu ile akrabalık tesis etmiş ve bu yüzden anasını, bu seferden vazgeçmesi için Fâtih'e ricacı göndermişti. Fâtih, ellerı sıyrıklarla dolu olduğu halde doğruldu ve şöyle dedi: "-Ey ihtiyar ana! Bilmez misin ki, elimizde tuttuğumuz din-i İslam'ın kılıcıdır. Sen zanneyleme ki, çektiğimiz bunca zahmetler, kuru bir toprak parçası içindir. Bilesin ki, bütun gayretlerimiz Allah'ın dinine hizmettir. İnsanları hidâyete kavuşturmaktır. Yarın Allah'ın huzūruna vardıkda, yüzümüz kara olmasın diyedir. Eli mizde İslam'ı tebliğ ve ta'zîz imkânları varken, birtakım zahmetlere katlanmayıp ten rahatlığını tercih edersek, bize gâzı denilmesi revâ olur mu? Ehl-i kufre İslâm'ı götürmezsek, onların azgınlıklarına mânî olmazsak, huzûr-i ilâhîye hangi yüzle çıkarız?!" Subhânallah
Sayfa 121 - Erkam yayınlarıKitabı okuyor
Reklam
Orhan Gazi'nin, oğlu Murad Hân a verdiği şu tâlimat, sahip oldukları İman vecdinin ufkunu göstermeye kâfidir: "Osmanlı'ya iki kıt'a üzerinde hükmetmek yetmez! Zira i'lâ-yı kelimetullah (Allah'ın dinini yüceltmek) azmi iki kıt'aya sığmayacak kadar büyük bir dâvâdır! Selçuklular'ın vârisi biz olduğumuz gibi Roma'nın (Avrupa'nın) da vârisi biziz!.."
Erkam yayınlarıKitabı okuyor
Motun'un çelik elleriyle kurulan Türk ordusu 2200 yıldır, kanatlanmış atlarıyla doğudan batıya doğru akıp durmuştur. Kaşgarlı'nın "kuş kanatın er atın" (kuş kanadıyla er atıyla) dediği erler bu ordunun erleridir. Yahya Kemal'in "bin atlı akınlarda çocuklar gibi şendik / bin atlı o gün dev gibi bir orduyu yendik"
Ali Emmi “Harbe gitmek”ten bahsetmiş, bunu da bilerek yapmıştı. Kuvâyı Milliye demek harbediyordu. Bir iki zihin buna takıldı, ama takıldığını belli eden yoktu. Böyle olmasina rağmen Ali Emmi taşıverdi ve kime söylediğini kimsenin anlayamadığı bir ustalıkla: "Ne sanırdın dangalak, harp ya... Hem de cihad, cihad-1 ekber len... Aç gözünü. Tövbe estağfurullah. Serseme bak, len Yunan gelmiş Osman Gazi'nin, Yıldırım Han'ın Mezarını çiğner,bununla da kalmaz adını defterden silmek ister, topumuzun din ocağına, iman ocağına kast eder, vatanımızı elimizden almak ister. Ermenisi şarkta, Pontus'u şimalde ümmet-i Muhammeď'in ırzına, namusuna, canına kıyar. Yalan mı len, hepinize soruyorum, yalan ml?”
Sayfa 141Kitabı okudu
Osman Gazi
Selçuklu Sultanının desteğini arkasına alan Osman Gazi, Bizanslılarla mücadeleye devam etti, birçok yerleri Bizanslıları yenilgiye uğradı, önemli başarılar elde etti. Bu başarıları üzerine Selçuklu Sultanı, Osman Gazi'ye istiklal alameti olarak Tuğ, alem tabii ve bir de altın kılıç gönderdi. Ayrıca beyaz renkte bir de sancak yolladı. Osman Gazi, 1299 tarihinde, han seçilerek bağımsızlığını ilan etti. Düzenlenen törenlerle Osman Gazi, Osmanlı Devleti'nin kurucusu oldu. Osmanlıların ilk hükümet merkezi olarak Karacahisar uygun görüldü. İlk hutbeyi Tursun Fakih okudu. Fakat Osman Bey'in namına para basılamadı.
Sayfa 128Kitabı okudu
Reklam
Ali Emmi taşıverdi ve kime söylediğini kimsenin anlayamadığı bir ustalıkla: "Ne sanırdın dangalak, harp ya... Hem de cihad, cihad-ı ekber len... Aç gözünü. Tövbe estağfurullah. Serseme bak, len Yunan gelmiş Osman Gazi'nin, Yıldırım Han'ın mezerini çiğner, bununla da kalmaz adını defterden silmek ister, topumuzun din ocağına, iman ocağına kast eder, vatanımızı elimizden almak ister. Ermenisi şarkta, Pontus'u şimalde ümmet-i Muhammed'in ırzına, namusuna, canına kıyar. Yalan mı len, hepinize soruyorum, yalan mı?" Başlar eğildi: "Doğru ya... Senin ırahatın bugünlük len avanak, bugünlük. Yarın senin bacanda baykuş öter. Bi umut varsa o da Kuvva'da len, Kuvva'da! Aç gözünü, Yunanı, Ermeniyi kovmaya, Pontus'u bastırmaya, evlâd-ı İslâmı kurtarmaya can koyanlar mücahit değil de kimmiş mücahit? De bakalım kimmiş? Topunu- za sorarım kimmiş?"
Sayfa 141Kitabı okudu
Günümüzde tam tersi...
Ve, Osman Gazi Han onlara, -“Darlıklar, sıkıntılar, yokluklar önce size, sonra milletinize; varlıklar, rahatlıklar önce milletinize, sonra size” diyor.
Sayfa 325Kitabı okudu
"Siz Kayı soyundansınız!"
Selçuklular'la ilk Osmanlılar devrelerinden kalma geleneklere Oğuz töresi derlerdi. Lütfi Paşa Tarihi Osman Gazi'nin Oğuz Beyleri tarafından hanlığa seçilmesini şu şekilde anlatıyor: "Siz Kayı soyundansınız! Bu, Oğuz Han'dan sonra Oğuz Beylerinin ağaları ve hanları idi. Gün Han vasiyeti, Oğuz töresi gereğince Oğuz soyundan kimse olmayınca hanlık ve padişahlık Kayı soyu varken başka boy soyuna düşmez."
Bedevi Arap kabileleri arasında kanlı kavgaların, kervan soygunlarının sonu yoktu. Ne canlar güven altındaydı ne de mallar. Hz. Muhammed'in Medeniyet Devrimi, özel mülkiyetin ve ticaretin güvenliğini sağladı. O, kabileleri ümmette birleştirdi, kabileler arasındaki kavgalara son verdi. Yedi iklimde yaşandı bu olay. Modu (Mete), Bilge Kağan, Alparslan, Cengiz Han, Osman Gazi, hep aynı medeniyet devrimlerine önderlik ettiler. Yaptıkları işin özeti, pazara ve üretime güvenlik getiren devrimlerdir. Devletler kurdular, ordular örgütlediler. Kabileler arası baskın ve soygunlardan devlete geçişe önderlik ettiler. Ancak Doğu'da güneş 16. yüzyılda batmıştır. Ve ancak 20. yüzyılın başında Rus, Türk, İran, Çin devrimleriyle, Mustafa Kemal'lerle yeniden doğmuştur. Sümerlerle başlayan Medeniyet Devriminin 7. yüzyıldaki büyük dalgasının başında Hz. Muhammed vardı. Bugün Asya'dan yükselen milli demokratik devrimlerin başında Mustafa Kemal'ler var. insanlığın büyük değerlerine saygı, geleceğin güvencesidir. İnsanlık, geçmiş Medeniyet ve Devrim mirasını hor görerek ancak kendi geleceğini ateşe verir.
Reklam
Bitlis'de Yıkılan Camiler: Meydan Camii: Yakılmış. Kızıl Mescid Camii: Yıkılmış. Hatuniye Camii: Ahır haline getirilmiş. Hoca Bey Camii: Yakılmış. Mermud Camii: Yıkılmış. Şeyh Hasan Camii: Yakılmış. Sultan Arab Camii: Yıkılmış.
Sayfa 79 - Azerbaycan Kültür Derneği YayınlarıKitabı okudu
Töre nedir?
Selçukîlerle ilk OsmanlıIar devrelerinden kalma tea­müllere Oğuz töresi derlerdi. Lûtfi Paşa Tarihi Osman Gazi'nin Oğuz Beyleri tarafından hanlığa intihabını şu su­retle anlatıyor: «Siz Kayı neslindensiniz! Bu, Oğuz Han'dan sonra Oğuz Beylerinin ağaları ve hanları idi. Gün Han vasi­yeti, Oğuz töresi mucibince Oğuz neslinden kimse olma­yınca hanlık ve padişahlık Kayı soyu var iken özge boy so­yuna düşmez.»
Osman Gazi ve Bizans
1301-1306 döneminde İstanbul Boğazı'na kadar Batı Anadolu'da Türkler genel saldırıdadır. Bizans onları durdurmak için ücretli asker gruplarını kullanmakta, özellikle Trakya' ya geçişi önlemek için Boğazda bir filo bulundurmaktadır.
Sayfa 20 - Türkiye İş BankasıKitabı okuyor
 Dünyanın en muhteşem devletlerinden birini kurmuş olan Osmanlıların Kayı Boyu'ndan olmaları kadar, Kayı'dan önceki hayatları da tarihçilerin ilgi alanına girmiştir. Osman Gazi'yi Nuh Aleyhisselam'a bağlayan soy kütüklerinin (şecere) bazıları şöyle sıralanır: Şükrullah'ın Behcetü't - Tevarih'inden:  1. Nuh (as) 2. Yafes 3. Kavı/Kavı Han 4. Kara Han 5. Oguz 52. Osman
Nusret versin yeri, göğü yaratan Çekip çıkartalım akı karadan Ertuğrul Bey, Osman Gazi, Murat Han, Susarsam, hakkını helâl etmesin. Ülküm aşk çölünde Veysel Karani Ulubatlı Hasan eyler göreni Fatih, Ak Şemsettin, Molla Gürani Susarsam, hakkını helâl etmesin. Bu yol bahadırlar, ermişler yolu; Kendini davaya vermişler yolu! Şeyh Mevlana, Derviş Yunus, Köroğlu, Susarsam, hakkını helâl etmesin.
651 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.