"Hayat, ancak bu dünyadaki hayatımızdır. Ölürüz ve yaşarız, bizi ancak zaman yok eder, derler. Onların bu hususta bir bilgisi yoktur sadece böyle zannederler."
Zamanı farklı ve derinlemesine tahayyül etmeliyiz, zamanın bilincinde, farkında olarak, zamanın üzerimize yüklediği sorumlulukları yerine getirmeliyiz, her an kıymetli ve boşa geçirilmemeli, verilen örneklikler yolumuzu aydınlatmalı, ne üzerinde zamanı geçiriyorsun bir bak, zamanını bereketlendir, boşa geçirme, ancak zamana kıymet verenler kıymetli eserler inşa ettiler inşa etmeye devam ediyorlar *Boş geçmeye ayrılan ölü vakitleri diriltelim ,böylece kendimiz de canlanıp dirilelim *Ölüm sana vaaz olarak yeter ya Ömer *İlk çağ filozoflarından Hilon Bir sırrı saklamak, bir yemini tutmak ve vaktini boşa harcamamak hayatta en zor şeydir *Asıl büyük israf aziz ömrünü harcamandır *Mehmet Akif Ersoy şöyle feryat eder Zevke dalmak şöyle dursun ,vaktimiz yok mateme Davran zira rezil
Hz. Aişe validemiz şöyle anlatmıştır:
" Resulullah(s.a.v) geceleri ayakları yarılıncaya kadar ayakta durur, ibadet ederdi. O'na: "Senin geçmiş ve gelecek günahların bağışlandığı halde bunu niçin yapıyoraun? " dedim. Bana:" Ben de şükreden bir kul olmayayım mı? " buyurdu. (Buhârî , Müslüm)
Büyük âlimler vakitlerini boşa harcamaktan sakınırlardı.
Fudayl bin İyaz şöyle demiştir:
"Cumadan Cumaya konuştuğu kelimeleri sayan insanlar biliyorum. "
İbn-i Ceviz'nin hadisleri yazdığı kalemlerinin traş yontukları toplanıyordu. Vefatından sonra gasıl suyunun bunlarla ısıtılmasını vasiyet etti. Vasiyeti yerine getirildi. Bu yontuklarla şu ısıtıldı , biraz da arttı
"Hammad bin Seleme'ye yarın öleceksin dense bile ilave olarak yapabilecek bir ibadet bulamazdı. "
Bir başkası onun hakkında şöyle diyor:
"Hammad Bin Seleme'ye gülerken hiç görmedim desem doğru söylemiş olurum. Çünkü O, ya hadis rivayet etmekle ya bir şeyler okumakla ya tesbihatla ya da namaz kılmakla meşguldü. Nitekim namaz kılarken vefat etti. "
Hadi çocuklukta, gençlikte neyse de yolun yarısına geldiği hâlde, insanın kendisini herkesin gözü önündeki bir realite olarak ihtiyarlıktan hâla çok uzak görmesi ne garip!