İslâm âlimlerinin zaman konusundaki müşterek telakkileri şöyledir:
"Geçmiş zaman elden çıkmıştır. Gelecek ise henüz gaiptir. Öyleyse mevcut olan senin içinde bulunduğun şu andır. Bu anın uhrevi mesuliyeti olmayan mübah şeylerle geçirilmesi dahi ziyan olmaktan başka, çok faydalı şeylerle geçirmek dururken az faydalı şeylerle geçirmek dahi ziyandır. Bu sebeple her anın azami fayda sağlayacak şeylerle geçirilmesi gereklidir. "
İmam-ı Rabbani Hazretleri şöyle buyurdu:
"Fırsatları ganimet bilmelidir. Vakitleri boşa harcamamak gerekir. Modaya, âdetlere uymakla ele bir şey geçmez. Yalan sözlerden, kaçamak davranışlardan ancak zarar ve ziyan ele geçer. Resûlullah(s.a.v) buyurdu :" Sonra yaparım diyenler helâk oldular. " Bugünkü ömrü vehm ve hayâl için harc etmek ve hayâl olan şeyleri ele geçirmek için mevcut olanları elden kaçırmak çok çirkin bir iştir. Elde bulunan şeyi, en ehemmiyetli, en kıymetli şey için kullanmak gerekir. "
Yerli Tiyatro yazarlarımız ve eserleri.
1. Musahipzade Celal (1868-1959)
Aynaroz Kadısı,
İtaat İlamı,
Fermanlı Deli Hazretleri,
Kafes Arkasında,
Bir Kavuk Devrildi,
Macun Hokkası,
Sen üzülme diye anlatmadığım doğrudur; sen üzülünce değişmeyecek olan biten, ondan bu sessizliğim.
Beni anlamaktan yorulmanı artık istemiyorum.
Ben her gün biraz daha sadeleşirken, seni içimin zaferini ilan ettiğim caddelerinde karşılıyorum. Çünkü bana her gelişin ilk günkü kadar kutlanmaya değer sevgilim. Sana hüzün bulaşmasın.
Susmalarıma aldırma!...
Hepsi sana hasretlikten ibaret.
Bir gün seninle önü deniz, ardı orman, ahşap bir kulübede buluşacağız. Mavi yalnızlıklarımda seni nasıl başka başka sevdiğimi anlatacağım. Uzunca bakarken gözlerinin içine konuşacak ne çok şey olacak. Alfabe dilimize boyun eğecek. Toprak kokacak ellerin. Sesin hep yakından gelecek.
Tabiat bizi dinler mi dersin?
Sokağımızdan geçen herkesle selamlaşalım lütfen! Hiç yabancı gibi görmeyecekler inan ki...Anlayacaklar bizi, çünkü biz susarak anlamadık mı birbirimizi.
Hayat seninle yaşamaya, her şekilde değermiş.
Sonay KARASU
