"Türkiye hayvancılığa el atmaya yeltendiği günlerde dolaylı hareketlerle bu teşebbüsleri yapmaktan geri bırakılmış ve genel olarak Türkiye’ye bol miktarda et, tavuk eti, süt tozu gibi hayvansal yiyecekler ihraç edilerek piyasada üreticiyi tatmin etmeyecek bir fiyat seviyesi yaratılmıştır. Tahıl ile endüstriyel bitki arasındaki dengenin de endüstriyel ürünlere ilk günler üstün fiyat vermek suretiyle tahıla tahsis edilen arazinin bu cins ürünlere tahsisinin sağlanması ve bir taraftan da Türkiye’ye PL 480 den buğday verilmesi ve ikinci safhada ise, üretilen tütün, fındık, pamuk gibi ürünlere para verilmeyerek elimizde bırakılması ve fiyatların bu suretle düşürülmesi ve hükümetlerimizin güç durumlara düşürülmesi davranışları ile bozulduğunu görüyoruz. Aynı şey soya yağının Türkiye pazarını kurmak için zeytinyağı üzerinde denenmiş ve ilk zamanlar üstün fiyatlarla ihraç edilerek ucuz soya yağı ithali suretiyle halk margarinlere alıştırılmış ve daha sonra ise bir taraftan zeytinyağlarımız alınmayarak fiyatı soya yağı seviyesine düşürüldükten sonra yavan bir yağ olan soya yağı için de dolar talep edilmiştir. Bu teklifler karşısında hükümetimiz yerinde bir karar almak suretiyle soya yağı anlaşmasını feshetmiş bulunuyor. Zeytinyağlarımızı satın almayanların, başka memleketlere ihraç etmemize de engel olmakta ısrar göstermeleri bilhassa calibi dikkattir."
Sayfa 32 - Ankara: TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası, 2009.Kitabı okudu
"Bu izahattan kolayca anlaşılacağı veçhile Türkiye tarım politikasında halkın beslenmesinde birinci derecede önemi olan buğday üretimi dışardan ithal pahasına geri plana itilmiş ve bunun yerine kazanç ve döviz sağlama maksadı ile tütün, pamuk ve benzeri endüstriyel bitkilere bir öncelik tanınmıştır. Endüstriyel bitkileri daha çok ileri Avrupa ve Amerika pazarlarına satmak ve bu pazarları avucu içinde tutanların fiyat politikalarına uymak durumunda bulunan Türkiye’nin umduğu kazancı sağlayamadığı ve geçen yıl, pancar, fındık ve tütün alımları dolayısıyla ortaya çıkan ortam henüz hatırlardadır. Buna karşılık artık ekmeğimiz başkasının eline geçmiş ve Türkiye temel ihtiyacı bakımından kıskıvrak bağlanmış bulunuyor. Şu veya bu sebeple Türkiye’ye buğday verilmediği veya bu buğday için soya yağında yapıldığı gibi dolar talep edildiği takdirde büyük sıkıntıların ortaya çıkacağı ve Türk halkının ihraç edemediği tütün ile pamuğu yemek suretiyle karnını doyuramayacağı da bilinmekte ve bu güç şartların değiştirilmesi hayli güç bir iş haline gelmiş bulunmaktadır. "
Sayfa 31 - Ankara: TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası, 2009.Kitabı okudu
Reklam
"Bütün ileri memleketlerde hükümetler halk tabakalarına ve bilhassa çalışan gruplarla genç kuşaklara bol protein ve yeter miktarda tahıl yedirmek için planlı gayretler sarf etmiş ve bunda başarıya ulaşmış bulunuyorlar. Vaktiyle çok tahıl ve az etle beslenen toplumların, sarf edilen devamlı çabanın bir sonucu olarak bugün az tahıl ve çok et ortamına kavuştuklarını görüyoruz. Almanya’da 1800 yılında yaşayan bir insan yılda 300 kilo ekmek ve 13 kilo etle beslenirken, 1950 yılında yıllık ekmek miktarı 100 kiloya kadar düşürülmüş ve fakat et miktarı 13 kilodan 50 kiloya kadar çıkarılmıştır."
Sayfa 27 - Ankara: TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası, 2009.Kitabı okudu
"Bilinçli olmak ve yönetici kadrolara bilinçli kişileri getirerek, demokratik düzen içinde değer taşıyan baskı gruplarını çağımızın sorunları üzerinde aydınlatmak kurtuluşun tek çaresi olacaktır."
Sayfa 17 - Ankara: TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası, 2009.Kitabı okudu
"Yiyecek maddesini bir araç gibi kullanarak, Batılı ekonomi düzeni içinde bilinçlenmiş toplumları sömürme Amerika’nın tekeli altında bir metot değildir. Bu usuller daha önceleri İngilizler, Almanlar ve Fransızlar tarafından başta Hindistan olmak üzere birçok toplum üzerinde denenmiş ve başarılı sonuçlar alınmıştır. Bugün Birleşik Amerika’nın metotlarını daha da geliştirdiğini ve dost olarak girdiği ülkelerde yardım misyonları ve uzmanlar yardımı ile sermayeyi ve gıda maddelerini kullanarak amaçlarına kolayca ulaştığını görüyoruz."
Sayfa 16 - Ankara: TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası, 2009.Kitabı okudu
"Gıda Emperyalizmi" adlı kitabından...
"Günümüzde (Soğuk Savaş) bir toplumu uysallaştırmak, yönetmek, entelektüel kapasitesini azaltmak, az düşünen bireylerden oluşan bir toplum yaratmak için top ve tüfek gerekli değildir. Bunu beslenme politikalarını ele geçirerek sulh içinde ve minnet duyguları ile başarabilirsiniz. Amerikan emperyalizminin yaptığı budur." Osman Nuri KOÇTÜRK
Sayfa 307
Reklam
458 öğeden 291 ile 300 arasındakiler gösteriliyor.