Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Olup bitenler ve özellikle son yıllarda Türkiye’mizde su yüzüne çıkan olaylar, kalkınma azminde olan ülkelerin dış kaynaklardan çok kendi güçlerine ve kendi kaynaklarına dayalı bir çaba göstermeleri gerektiğini gösteriyor. Bunu yapabilmek için de kendi gerçeklerimiz kadar şartları bize benzeyen ülkelerin sorunlarını tanımamız, çağımızın değer ölçüleriyle ileri ülkelerin kendi çıkarlarını sağlama aracıyla geri kalmış toplumlar üzerinde uyguladıkları çeşitli ekonomik ve sosyal operasyonları öğrenmemiz gerekiyor. Özellikle demokratik bir düzene göre yönetilen geri kalmış ülkelerde bu bilginin bir grup insana değil, kamuoyuna mal edilmesine ve bütün vatandaşlar tarafından bilinmesine ihtiyaç vardır.
Türk toplumunun özlemi içinde bulunduğu kalkınma hızına kavuşması ve planın aksamadan uygulanması öncelikle beslenme şartlarının düzeltilmesine bağlı bulunuyor. Bu yapılmayacak olursa ve insan gücü ile sağlığının kaynağını oluşturan besin ve beslenme işleri arka plana itilecek olursa vatandaşlar, arzu etseler de kalkınmamız mümkün değildir. Aç karnına işe giden insan, deposunda benzin olmadan sefere hazırlanan bir otomobile çok benzer. Kaldı ki insanın gereği gibi doyurulması ve bunun geri kalmış bir ülkede bütün toplumu kapsayacak biçimde uygulanması, otomobilin deposuna benzin doldurmaktan çok daha karışık ve üretim, tüketim, ithal ve ihraç konularında hassas ve bilinçli davranmamızı gerektiren bir iştir. Bu hizmetler bu biçimlere göre yönetilmeyecek olursa imkanlar içinde yüzen geniş topraklar üzerinde başkalarının yardımına muhtaç aç insanlar topluluğu halinde mutsuz bir ömür sürmeye mecbur kalacağız.
Reklam
1960 larda durum...
İşçilerini iyi besleyemeyen, makinelerini harekete geçirecek petrolü kendi ülkesinde üretemeyen ve yüksek fiyatlarla dışarıdan ithal durumunda bulunan bir toplumun dokuma sanayisinde bir artış sağlaması ve parçaları dışarıdan gelen traktörleri monte ederek daha çok sayıda traktörü işe sevk etmesi gerçek bir başarı ve sevinilecek bir olay olarak kabul edilemez.
Geri kalmış toplumlar, bir yardım görme ve yardım alma yarışına girip caddelerini asfaltlamaya, sulama, tarım, endüstri planları hazırlayarak bunu finanse edenelerin uzmanlarıyla ayaklarına kadar geldikleri günlerin mutluluğunu safça paylaşmaya, turistik otellerde yabancılarla kadeh tokuşturup antlaşmalar imzalamaya başladıkları zaman olup biteceklerin hiç farkında değildiler. Bu gün ise ne taraftan gelirse gelsin yardımların ve yabancı uzmanların arkasında bir şeylerin gizli olduğunu sezinlemeye başlamış ve bunun tartışmalarını yapmaya başlamış bulunuyorlar.
Yüzyıllarca başkalarını sömürerek yaşamaya alışmış olanların bu alışkanlıklarını kısa bir süre sonra terk etmeleri zaten beklenemez. Çoğunluğu dar topraklar üzerinde yerleşmiş ve abidelerini bu ülkelerde kurdukları için öz topraklarına bağlı olan yaşlı ve yıpranmış Avrupa ülkeleri ile onların yaşama biçimlerinin özlemi içinde olan ve temelleri Avrupa harcıyla atılmış genç ve bilinçli toplumlar, geri kalmış toplumları sömürmenin ve çıkarlarını eskiden olduğu gibi devam ettirmenin arzusunu duymaktadırlar.
Sömürgecilik, İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra çağın yeniliklerinden ve bilimsel bulgularından da faydalanarak davranış değiştirmiştir. Emperyalistler artık ateşli silahlardan çok, günlük ihtiyaç maddelerini ve yiyecekleri bir araç gibi kullanıp, çatışarak giremedikleri be sömüremedikleri toplumlara barışçı bir hava içinde ve yalancı bir dost davranışı ile sokulmayı biliyorlar. Eskiden olduğu gibi büyük balık küçük balığı yutmakta, güçlü güçsüzü dize getirerek amaçları için kullanmaktadır. Sert davranışlar ve silahlı çatışmalar, zayıf kadar kuvvetliyi de hırpaladığı için yeni sömürgeciler, çatışmadan savaşmayı ve silahlı savaş yerine ihtiyaç maddeleri ile yönetilen ekonomik savaşı tercih etmiş görünüyorlar.
Reklam
"Günümüzde (soğuk savaş) bir toplumu uysallaştırmak entelektüel kapasitesini azaltmak, az düşünen bireylerden oluşan bir toplum yaratmak için top ve tüfek gerekli değildir. Bunu beslenme politikalarını ele geçirerek sulh içinde ve minnet duyguları ile başara bilirsiniz.
Soner Yalçın "saklı seçilmişler"
"Günümüzde (soğuk savaş) bir toplumu uysallaştırmak, yönetmek, entelektüel kapasitesini azaltmak, az düşünen bireylerden oluşan bir toplum yaratmak için top ve tüfek gerekli değildir. Bunu beslenme politikalarını ele geçirerek sulh içinde ve minnet duyguları ile başarabilirsiniz. Amerikan emperyalizminin yaptığı budur. " Osman Nuri Koçtürk
Sayfa 307 - Gıda EmperyalizmiKitabı okudu
...İnsanları kendi  dertlerinden ve hastalıklarından  başka bir şey düşünemeyen yaratıklar haline  getirmişlerdir. Osman Nuri Koçtürk
Sayfa 303 - Barış ve EmperyalizmKitabı okudu
457 öğeden 301 ile 310 arasındakiler gösteriliyor.