İstanbul, insanlık tarihinin en önemli geçit noktalarından biridir. Roma İmparatoru Büyük Konstantin’in kenti imparatorluğun yeni başkenti olarak belirlemesinin ve ona kendi adını vermesinin sebeplerinden biri de budur. 1453’te Osmanlı İmparatorluğu tarafından ele geçirilmesinin ardından kentin ismi zamanla İstanbul olarak değişmiştir.
Bizim genelde Türk deyince aklımıza gelen Osmanlı Türklerine gelirsek bu insanlar demir döküm işlerinde ve yaratıcılıkta Moğollardan daha üstündürler ve İslam’ı inanç olarak kabul ederek Şamanizm’den uzaklaşmışlardır. Türkler İslamiyet sayesinde medeniyet açısından Moğolların çok ötesine gitmişlerdir. Araplar Türk kitleleri halifenin ordularına davet etmişlerdir. Selçuklu isimli yakın akrabaları Anadolu’da hüküm sürerken Moğollardan kaçan Türk gruplar Selçuklu sultanına sığınmışlar ve Selçuklular tarafında Moğollara karşı savaşmışlardır.
Reklam
kitaptan son alıntım.
Türkiye'nin yakın bir gelecekte Osmanlı'nın en büyük olduğu zamandan daha büyük olacağı gerçeği ortaya çıkar.
Atatürk'ün büyüklüğünü görmek için Osmanlı'yı küçümsemenin ya da Cumhuriyetçi olmak için Osmanlı müesseselerini inkar etmenin gereği yok.
İstanbul’un Fethi
Mâneviyâtı iyice bozulan Rûmlar, İstanbul surlarına kadar bütün yerlerin Osmanlı’ya âid olması, İstanbul içinde emniyet ve inzibat memurlarının Türkler tarafından tâyini ve Fâtih’in belirleyeceği en yüksek haracın ödenmesi gibi çok ağır şartlarla barış istediler. Fâtih, ‘Ya ben İstanbul’u alırım, ya İstanbul beni’ cevabını verdi, şehrin teslimini istedi.
‘Medeniyet,’ ‘insan’ içindir, onun ‘rahat, huzur içinde’ yaşaması içindir.
Reklam
Osmanlı sultanlarının Enderun mektebinin kapısına yazdırdığı "Burada hiçbir balık uçmaya, hiçbir kuş yüzmeye zorlanmaz" yazısını biz ne zaman eğitim kurumlarımızın girişlerine yazacağız acaba?
İSTANBUL’UN FETHİ 857/1453
Bilindiği gibi, hoşgörü ve tevâzu, ancak güçlü ve kendine güvenen tarafından gösterilebilir. Güçsüz ve kendine güvensiz, hoşgörüden uzaktır, tevâzudan çok uzaktır, güçsüzlüğünü gösterişle örtmeye çalışır.
- Osmanlı asırlarında kızlara eğitim hakkı tanınmadığı yolundaki iddia, külliyen yalandır. -
Ey, Oğul! Gençsin. Uslanmış ömrün 21.yüzyılın ilk çeyreğine denk geldi. Aklını formatlayan, zamanın hakim doğruları. Sen sen ol, alâkalı delillerin bütününe vakıf olmadığında, aklının çıkarımlarına güvenme. Her daim gerekli, velâkin yeterli değildir akıl. Ey, Oğul! Herşeyi anlamaya kalkan, öfkeden ölmeyi göze alır derler. Bilesin ki, akılla
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.