21 yaşında İstanbul'u fethetti, 30 yıl boyunca Osmanlı İmparatorluğu'nu yönetti. Çağ açıp çağ kapatan Fatih Sultan Mehmet Han’ın bugün 543. ölüm yıl dönümü.
Osmanlı döneminde otopsi bilimine karşı zihniyet
İbn-i Sina'nın, çalışmalarında otopsi yöntemine fazlaca başvuramaması yüzünden, olası tıbbi gelişmeleri gerçekleşti­remediği bilinmektedir. Bu durum sonraki yüzyıllarda da sürmüş ve Batı'da kilisenin geri adım atmasıyla 1286'da otopsi yapma izni çıkmıştır. İslam topraklarında ise bu olanak sonraki yüzyıllar boyunca dahi bulunamamıştır. Nihayet Osmanlı İmparatorluğu'nun merkeziyle sınırlı olarak otopsi yapılabilse de İslami inanış gereği kadavra elde edilemediğinden, bu özgürlük fazla işe yarayamamıştır. Kaldı ki bilimsel gelişmeyi engelleyen bağnazlık ortamında, söz konusu özgürlüğün tek başına işlev görmesi de düşünülemez. Her ne kadar İbrahim Hakkı gibi reformist din alimleri "anatomi biliminin Allah'ın kudretini bilmenin yolu olacağı" yolundaki görüşleri olmuşsa da gerek Kur'an, gerekse dinsel otoriterler, böylesi gelişmeler önünde engel olmaya devam etmişlerdir. Ne de olsa öldürende hastalık veren de Allah'tır; dolayısıyla olay ve olguları değiştirmeye yönelik araştırmalar kadere, Allah'ın iradesine karşı çıkmak olacağından yasaklanmak zorundadır. Dolayısıyla, İslamiyette "kadavra ile eğitim yapmak, dinsel mantık çerçevesinde, kesinlikle günahtır.
Reklam
Fenalaştım…
Devletin tam bağımsızlığıyla bekası, saltanat ve hilafetin yok olmaktan korunması uğrunda katlanmaya hazır olduğunuz fedakarlık derecesine ve bana karşı olan sevgi ve itimadınıza emniyetim tamdır. Kürtlerin devletten ayrılarak İngilizlerin himayesinde bağımsız Kürdistan kurmaları teorisini tasvip etmem. Çünkü bu teori, muhakkak Ermenistan lehine İngilizler tarafından tertip edilmiş bir plandır. Bayazıt sancağına resmen gelen ve beraberinde bir Ermeni subayı bulunan İngiliz temsilcisi, o havalinin Ermenistan olduğu ve bu keyfiyetin tebliği kararlaştırılmış olduğundan, Ermeni askerleri himayesinde Ermeni muhacirlerinin dönmeye başlayacağını re'sen bildirdi. Tabii ki bunu reddettim ve edeceğim. Kürtlerle Türkler birbirinden koparılmayı kabul etmez öz kardeşler; bugün için vicdani borcumuz, Kürtler, Türkler, bütün İslami unsurlar tek vücut ve tek yürek olarak bağımsızlığımızı savunmak ve vatanın parçalanmasını önlemektir. Türk ve Kürt milletinin bu yüce maksadı elde etmeye azmelmeleri sayesinde neticeden tamamen emin olabiliriz. Bende bu kanaat sarsılmazdır. Kanaatlerimin […] edinilmesindeki azmimin hiçbir kuvvet karşısında değişmeyeceğini en iyi siz bilirsiniz. Kürt kardeşlerimin hürriyeti ve refah ve ilerlemesinin vasıtalarını sağlamak için sahip olmaları gereken her türlü hukuk ve imtiyazların verilmesine tamamen taraftarım. Fakat Osmanlı Devleti'ni parçalanmaya uğratmamak şartıyla görüşüme katılacağınıza şüphe etmem.
Sayfa 388 - Cemil Paşazâde Kâsım Bey’e (16 Haziran 1919)Kitabı okudu
Sadrazam Paşa hazretlerinin konferans huzurunda Osmanlı'nın haklarını savunmak için büyük çaba göstereceği tabiidir. Ancak milletçe kesinlikle savunulması istenen ve gerekli olan haklar, bilhassa iki noktada önem kazanır. Birincisi, kesin olarak devlet ve milletin tam bağımsızlığı. İkincisi de, vatanın asli bileşiminde çoğunluğun azınlıklara
Sayfa 355 - Havza’dan 9. Ordu Bölgesine Telgraf (3 Haziran 1919)Kitabı okudu
“Cemal Paşa bir taraftan zor, bir taraftan imar ve ıslah siyasetleri kullanılarak, Araplık cereyanının durdurulacağı fikrinde idi. Devletten en yüksek rütbe ve menfaatler kopa­rıp, Osmanlı İmparatorluğu birliğini bozmaya çalışanları bir türlü affetmemiştir.”
"Söğüt'ten elde kılıçla çıkıp, Viyana'ya kadar gidenlerin torunuyduk. Türkiye'nin fenalığını nasıl düşünürdük? Ama memlekete 600 sene hizmet ettikten sonra, bir gecede sürgün edildik. Diş değiştirirken kovuldum, saçlarıma ak düştüğünde dönebildim. Emine Mukbile Osmanoğlu (Osman Selaheddin Osmanoğlu'nun Annesi)
Reklam
Osmanlı Hanedanı dünya tarihinde kesintisiz bir şekilde erkek neslinden altı astı aşan bir süre imparatorluk yönetmiş ve kurucusunun ismini taşıyan tek hanedandır. Devletin kuruluş tarihi olarak kabul edilen 1299'dan Sultan VI. Mehmed Vahideddin'in memleketten ayrıldığı 1922 yılına kadar süren 600 yılı aşkın müddet zarfında Osman Gazi'nin erkek neslinden 36 padişah hüküm sürmüştür. Bunlar içerisinde müstesna kumandanlar, dahi devlet adamları, büyük sporcular, usta müzisyenler, meşhur hattatlar, güçlü şairler, ünlü bestekârlar çıkmıştır. Azası olmaktan şeref duyduğum bu hanedanın gerek dünya tarihinde, gerekse Türk-İslam tarihinde oynadığı ehemmiyetli rol günümüzde de ekseriyetle bilinmektedir.
1924 yılında vatanlarını terk etmek zorunda bırakılan hanedan aza ve mensuplarının her biri romanlara konu olacak maceralar yaşadılar. Hayatlarını sürdürebilmek için yâd ellerde yokluk, yoksulluk, zorluk içinde çile çekerken Osmanlı Hanedanı olmanın bilinciyle asalet ve onurlarını korumayı bildiler.
Aradan yüz sene geçmesine rağmen öz kültürümüzün, öz medeniyetimizin belgelerini, eserlerini tam olarak toparlayamadık, dosta düşmana gururla sunamadık. Dilerim ve isterim ki bu konunun önemini kavrayacak yöneticiler, devlet adamları çıkar, bir kültür seferberliği ile maksadı maksuduna ulaştırır. Tarih içinde Osmanlı yönetimi altındaki askeri ve kültür birliği içinde yaşamış, bugün farklı devletler olarak yaşayan ülkelerin arşivlerini de ciddiyet ve sabırla araştırır, Osmanlı kültür ve medeniyetinin var olan izlerini toparlar, büyük bir külliye oluşturup tarihe armağan eder.
Merhum Prof. Dr. Mehmet Kaplan Hocamızın söylediklerini Demişti ki, "Vagonlar dolusu atılan ve satılanlardan arta kalan, depolarda bekleyen, kültür değeri olan yüz milyondan fazla eser var, ancak bunların yalnızca iki milyon kadarı taranmış, tasnif edilmiş, okunmadan, içerikleri bilinmeden raflara dizilmiş, araştırmacılarını bekliyor." Otuz beş-kırk yıl önce duyduğum gerçeğin bugünkü durumunu öğrenmek için Osmanlı arşivlerinde uzun yıllar yönetici olarak çalışan dostum Seyid Ali Kahraman Beyefendi'yi aradım. Kendisi de şu bilgiyi verdi: 1931 yılında vagonlar dolusu evrak hurda kâğıt fiyatına satılmıştır. Uzun yıllar boyunca ihmal edilen Osmanlı arşivleri 1980'li yıllardan sonra personel sayısı arttırılarak %50 nispetinde tasnif edildi. Araştırmacıların hizmetine sunuldu.
Geri199
1,000 öğeden 991 ile 1,000 arasındakiler gösteriliyor.