Irk üzerine müstenit bir Türk siyasi milliyeti husule getirmek fikri pek yenidir. Gerek şimdiye kadar Osmanlı devletinde gerekse gelip geçen diğer Türk devletlerinin hiç birisinde bu fikrin mevcut olduğunu zannetmiyorum.
Kemal Tahir'in roman hakkındaki düşüncelerini iki başlık altında incelemek olanaklı:
1. Türk romanında insanın ve toplumun dramı.
2. Türk romancısının ödevi.
Tarihe ve Osmanlı toplum yapısına duyduğu ilgi Kemal Tahir'i bir romancı olarak tarihsel dönemlere yöneltmiş ve toplumu bir tarih süreci içerisinde ele almasına yol açmıştır.
Sayfa 175 - İletişim Yayınları, 7. Baskı, 2001, İstanbulKitabı okuyor
“Sen sağ iken o sancağa hakaret edenler, sen var iken bu vatanı çiğnemek isteyenler ilk hatvede bizim göğsümüzü, bizim yüreğimizi bulsunlar. Düşman güllesi, düşman kurşunu niçin boşa gitsin? İşte Osmanlı sineleri!… Aşk-ı vatan yüreğini yaksın; nâmûslu, şanlı tarih gözlerinin önünden ayrılmasın!”
Sayfa 71
İstimalet (Osmanlı hoşgörüsü)
Osmanlı milleti yaratmak siyaseti, ciddi olarak 2. Mahmut zamanında doğdu.
Buu padişahın:
“Ben tebaamdaki din farkını ancak cami, havra ve kiliselerine girdikleri zaman görmek isterim…”
dediği meşhurdur.
1882 sayımının verdiği rakamlar da konut sorununun ciddiyetine ışık tutmaktadır. Resmî rakamlara göre başkent nüfusunun yaklaşık %26'sı kendi evinde oturmuyordu. Nüfusun %5'i cami ve tekkelerde yaşıyordu, %8'i zaten yerleşik ikameti olmayan muhacirlerdi, %1,5'u medreselerde yaşayan softalar, %14'ü dükkânlarında yaşayan esnaf, %2'si ise hanlarda kalan zanaatkâr ve tüccarlardı.
"Aydınlık sabahı düşün, ve durgun karanlık geceyi”
Bugün kek yaptım babama diyorum ki "Bi dilim daha ister misin bey babacığım" o da diyo ki bu kadarı kâfi hanım kızım. Evin içinde Osmanlı havası esiyor hshsshsh
...Osmanlı tabiri yalnız devletimizin adıdır. Milletimizin ünvanı ise yalnız Türk'tür. Binâenaleyh (bundan dolayı), lisanımız da Türk lisanıdır, edebiyatımız da Türk edebiyatıdır.
