Osmanlı Büyükelçileri
Parisliler, Osmanlı Büyükelçisi'ni pencerede olsun görebilme umuduyla geceli gündüzlü evinin önünde bekliyorlardı. Ayrıca Osmanlı Büyükelçisi'nin evine yakın oturmak, bir statü göstergesi haline gelmiş bu da mahalledeki tüm evlerin fiyatına yansımış, evler astronomik seviyede yükselmişti.
Osmanlı Büyükelçileri
Paris halkı bu değişimden çok etkilenmişti. Özellikle Parisli kadınlar başlarına kavuk takmaya, Osmanlı şalvarı ve Anadolu fistanı giymeye, hilâl şeklinde mücevherler kullanmaya başlamışlardı. Sosyete, Osmanlı Büyükelçisi Seyyid Ali Efendi'nin kılık kıyafetini taklitte yarışıyordu. Paris caddeleri, Osmanlı kıyafetine girmiş Parisliler yüzünden İstanbul caddelerine benzemişti. Böylece Paris'te bir Türk modası oluşmuştu
Reklam
1840'ta yayınladığı bir makalesinde Osmanlı'nın Paris Büyükelçiliği'nin sabık başkatibi Mustafa Sami bir adım daha ileri gider ve hayretini belirtir: "Erkek kadın her Avrupalı okuyup yazabiliyor. Erkek kadın hepsi en az on sene eğitim alıyor. Sağır ve dilsizlere bile okuma yazma öğretilen özel okullar var. Bilimleri sayesinde Avrupalılar veba ve diğer hastalıklardan kurtulma yollarını bulmuş, çeşidi eşyaları toplu üretmek için birçok mekanik alet icat etmişler."
224 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
10 günde okudu
Yirmi bin insanı Nazi soykırımından kurtaran bir kahramanın öyküsü
Bu kitap için ne desem az. Aslında Behiç Erkin için ne desem az demem daha doğru olabilirdi. Balkan Savaşları, Birinci Dünya Savaşı, Kurtuluş Savaşı'nda savaşmış bir komutan. Demiryollarını millileştiren kişi, bakanlık yapmış. Atatürk'ün yakınlarına verdiği 37 soyisimden 9.suna sahip kişi. Ah ne büyük bir onur. Ne güzel bir hayat. Ne mutlu ona. Ne mutlu bu kitap vasıtasıyla onu tanımış olan bizlere. Bu kitapta Fransa Büyükelçiliği sırasında (Vichy'de konsolosluk. Orası işgal edilmemiş bölge ama sonradan işgal edilecek.) Behiç Bey'in demir gibi iradesi ile Fransız ve Almanlara, Türk vatandaşlarının haklarını korumak için, isteklerini nasıl yaptırdığını okudum. Diplomasinin nasıl yapılacağını siyasilerimiz tarihten okuyarak öğrensinler. Eğilmeden bükülmeden demirden bir irade nasıl olurmuş öğrensinler. Fransa'ya yerleşmiş Yahudi varandaşlarımızı korumak için durmadan, yılmadan çalışan bir adam Behiç Bey. Hatta Osmanlı topraklarında doğmuş ama Fransa'ya yerleşip Fransız vatandaşı olmuş Türklerin hakkını korumak için elinden geleni yapan kişi. Okudukların karşısında ne kadar gururlandım anlatamam. İstiklal Madalyası sahibi, Almanların en değerli nişanı olan Birinci Dereceden Demir Haç Madalyası sahibi, Fransızların en yüksek nişanı olan Birinci Dereceden Legion, D'Honneur Madalyası sahibi. O dünyaya örnek bir Türk. O, dünyaya insanlık dersi veren bir Türk. O Nazi Almanyasına kafa tutabilen, Nazilerden daha Nazici olan Fransızlara lafa tutabilen bir insan. En beğendiğim kitaplar arasında ilk sıralarda yükseldi bile.
Büyükelçi
BüyükelçiEmir Kıvırcık · Goa Yayınevi · 2007255 okunma
775 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
34 günde okudu
1.Dünya Savaşı başladığında yönetimde olan İttihat ve Terakki mensupları savaşa körü körüne bir Türkçülük ve Turancılık davasıyla mı girmişlerdi? İddia edildiği gibi gerçekten savaşta tarafsız kalabilir miydik? 1.Dünya Savaşı'nda büyük bir travma yaşayan Ermeniler işlerin bu raddeye gelmesini engelleyebilirler miydi ya da yaşanan bu durumu İtttihat Terakki önceden planlayarak bile isteye bir katliama mı girişti? İtilaf devletleri gemileri Çanakkale önlerine geldiğinde dahi devleti yönetenler Ermeni patriğiyle ve Ermeni ileri gelenleriyle görüşerek Ermeni isyanlarının ve tedhiş hareketlerinin durmasını istedi mi? Cepheye asker sevketmekten ya da cephede ki komutanlarla telgrafla haberleşmek olanağından uzak bir yönetim nasıl planlı bir "soykırım'a " imza atabilir. En önemlisi de iktidara sahip olan İttihat ve Terakki Cemiyeti son ana kadar unsurların birliğini savunan Osmanlıcı fikriyatına mensupken nasıl ırkçılıkla ya da Turancılık hayaliyle suçlanabilir? Unesco daimi elçimiz Altay Cengizer tarafından kaleme alınan kitapta dönemin büyükelçileri ve yabancı devlet adamlarının yazışmaları, telgrafları ve konuşmaları değerlendirilerek " Adil bir Hafızayla" bir sorulara cevap ararken; zor dönemde, zor bir karar vermek zorunda olan ve verdikleri kararın sonuna kadar arkasında durup bedelini de canıyla ödeyen, koskoca bir imparatorluğun enkazıyla başbaşa kalmış inanmış bir avuç insanın hakkını teslim etmeye çabalıyor.
Adil Hafızanın Işığında Osmanlı'nın Son Savaşı
Adil Hafızanın Işığında Osmanlı'nın Son SavaşıAltay Cengizer · Ötüken Neşriyat · 201728 okunma
Unutmayın ki milliyetçiliğin ayaklandığı ve hayatımızı etkilemeye başladığı 19. asırda bile imparatorluğumuzun Rum büyükelçileri, valileri vardır. Ermeni yüksek sınıftan memurları, nazır ve müsteşarları vardır. Yahudiler büyükelçilik ve nazırlıklarda görülmez; ama bürokraside ve taşra bürokrasisinde şaşılacak kadar göze çarpmaktadırlar.
Sayfa 51 - Kronik KitapKitabı okudu
Reklam
110 öğeden 21 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.