Mir'in isyanına benzer yüzlerce olay ve isyanla karşılaşmış olan tecrübeli Osmanlı devleti işini biliyordu; bir isyan nasıl bastırılır, isyancı güçlerin arasında nasıl ikilik sokulur, isyanın önderleri nasıl isyan bölgesinden uzaklaştırılır, nasıl kaybettirilir, nasıl unutulmaya mahkum edilir...Bütün bunlar, devlet için çok sıradan,çok basit işlerdi.
Sayfa 308 - İthaki YayınlarıKitabı okudu
İstanbul Boğazı'nda Karantina Uygulamaları
Sefaret temsilcilerinin bürokrasiyi ortadan kaldırmak amacıyla Sıhhiye Meclisi'ne alınmasıyla Osmanlı Devleti'nin karayolları, kıyıları ve limanlarıyla ticaret ve denizcilik faaliyetleri yabancı devletlerin kontrolü altına girdi.
Sayfa 47 - Nuran YıldırımKitabı okudu
Birinci Dünya Savaşı, 1918 yılında, diğer imparatorluklar gibi Osmanlı Devleti'nin de çöküşüyle sonuçlanır (Rus Çarlığı ise bir yıl önce veda etmiştir tarih sahnesine). Filistin'in de içerisinde bulunduğu kutsal topraklar İngiltere tarafından işgal edilir. Ara lik 1917'de Selahaddin-i Eyyubî'den Haçlıların intikamını aldığını söyler. General Allenby komutasındaki İngiliz ordusu Kudüs'e girer ve Filistin'de bir İngiliz mandası teşkil edilir. Bundan sonra Yahudi göçü sistemli hale getirilir. Kendilerine her türlü kolaylık sağlanır, araziler tahsis edilir, toprak satın alımları kolaylaştırılır ve bu şekilde, İsrail devletinin tohumu atılır. İngilizler gereken altyapıyı hazırladıktan sonra da Yahudi sabotajlarını ve terörizmini bahane ederek çekip gideceklerdir.
Sayfa 169Kitabı okudu
Osmanlı İslâm Devleti'ni yıkıp, Bilâd-ı İslâmı sahipsiz bırakmasının ardında Tekinalp gibi has Türk isimleriyle sahneye çıkan Moiz Kohen gibi Yahudilerin büyük rolü vardır.
Son İslâm Devleti Osmanlı'nın yıkılışında da aynı plan devrededir. Devlet-i Aliyye'nin ahir ömründe ortaya çıkan Selanik doğumlu Moiz Kohen/Tekinalp'in "Türk Ruhu” kitabında “Türkçülüğün Hakiki Peygamberi", "Türkçülüğün Mübeşşiri” gibi sıfatlarla tavsif ettiği Ziya Gökalp ve onun çizgisi, İngilizlerin Cemaleddin Afgani, Muhammed Abduh ve Reșid Rıza üçlüsünün İslâmcılığıyla farklı cihetlerden aynı noktada birleşir. Zira her ikisi de İslâmın başını İslâm'ın kılıcıyla kesmeye taliptir. Moiz Kohen, -dün "Türkler Milli Bir Ruh Arityor" başlıklı eseriyle Türkte, Kudüs diye bir davasının olmadığını telmih ederken aslında Türk'ün değil -müstakbel- İsrail'in yolunu açmıştır.
Her şeyden önce ilmiye sınıfının ayrıcalıklarına sahiptiler. Kul zümresinden olmadıklarından ehl-i örf gibi siyasetle cezalandırılamazlardı. "İlmiye sınıfının kanı akatılamaz" prensibi, istisnası Osmanlı tarihinde pek nadir görülen sert bir kuraldı.
Sayfa 63Kitabı okudu
Bir Garip Osmanlı
Hülasa, Osmanlı imparatorluğu harbe girmiş ve harp neticesinde göçmüş ve zaten istilaya uğramıştır ama, ne gariptir ki, bu devleti idare edenlerden hiçbiri bu harbe bizi kimin soktuğundan haberdar değildir.
Eski İran kaynaklarına göre Sır Derya (Seyhun) ötesinde yaşayan insanlara Türk denirdi. Daha sonra Arap İslam kaynakları aynı değerlendirmeyi tekrarladılar. Aslında Batı Gök Türk Kağanlığı yıkıldıktan sonra Türk adı çeşitli boy şekillenmeleri sayesinde yok olmadan Oğuz Yabgu Devleti, Selçuklu, Türkiye Selçuklu, Osmanlı İmparatorluğu ve Türkiye Cumhuriyeti silsilesiyle günümüze kadar gelebilmiştir.
Wilson Prensipleri: Bu prensiplerin 14 maddesinden Türkiye ile ilgili olanları vardı. Zaten, yenilmiş ve Ateşkes Anlaşması imzalamış Osmanlı Devleti, bu prensiplerin gönül okşayıcı ve göz aldatıcı manzarasıyla bir süre oyalandı.
30 Ekim 1918 tarihinde imzalanan Mondros Mütarekesi’nin maddeleri ve bu maddeler arasında özellikle yedincisi, beyni yakan ateşten bir zehirdi.Yalnız bu madde, vatanın geri kalan kısmını düşmanların işgal ve istilâsına hazır bulundurmaya yeterdi.
