Dikkat spoiler içerir.
Masonlar ve örgütleri hakkında yazılmış oldukça güzel bir araştırma eseri. Birbirinin kopyası olan kitaplar dışında gerçekten bilgi vermeye çalışan, komplo teorileri ile insanı yormayan sade ve güzel bir kitap. Hiram Abif ile masonluğun başlaması, Mısır medeniyetinin Masonluk dünyasını etkilemesi, Orta Çağ sonrasında Rönesans döneminde gelişen Masonluk gibi konularla başlıyor kitap. Sonrasında Ritler, ülke bazında mason kuruluşları, Osmanlı döneminden itibaren ülkemizdeki masonlar ve faaliyetleri, kurulan localar ve uluslararası ilişkileri de anlatılıyor. Bu arada konu ile ilgili olduğu için Bogomiller, Kabala öğretisi gibi konulara da yer veriliyor. En sonunda Sık Sorulan Sorular ve Doğru Bilinen Yanlışlar gibi iki bölüm eklenerek bu konu hakkında neredeyse herkesin sorduğu sorulara cevaplar veriliyor. Atatürk döneminde bu kadar faal olmaları, Cumhuriyet döneminde mason olarak bilinen siyasetçi, yazar, ressam, oyuncu ve bilim adamlarının listesi de veriliyor. Mutlaka okunması gereken kitaplardan biri.
Amin Maalouf’un okuduğum üçüncü kitabı olan Afrikalı Leo aynı zamanda yazarın ilk romanı. Görür görmez ilgimi çeken ve kısaca göz atınca merakımın pekiştiği bu kitabın okuduktan sonra beni tatmin ettiğini söyleyemeyeceğim.
Afrikalı Leo kendi içinde dört kitaptan oluşuyor. İlk kısım olan Granada Kitabı’nda İspanya’daki Müslümanların yaşantıları
255 syf.
9/10 puan verdi
Türkler-Araplar-Farslar = Düşman Kardeşler
Sitede beni yakından tanıyanlar az çok bilir, tarihi yaşanmışlıklardan dolayı Arap halkına karşı genelde olumsuz gözle bakmışımdır. O yüzden baştan belirteyim incelemedeki yorumlarım objektif yönde olmayacaktır, ama bu durum kitap hakkında doğru bilgi vermeme engel değildir.
Kitabın yazarı Arap bir gazetecidir. Yazar, genel anlamda objektif
A. M. Celal Şengör
Efendim Zümrüt Ayna kitabı 99 senesinin yazılarından oluşan bir kitapmış. Kolaya kaçmışlar. Ama kitap şöyle başlamış; Ahmet Necdet Sezer Bey’den bahsetmiş. Eski Cumhurbaşkanlarımızdan.
Sezer üniversite nedir, nasıl yönetilir konusunda hiçbir fikri olmayan bir adamdı. Entelektüel bir tarafı bulunmayan bir adamdı, diyerek yani sözüm ona biraz
İslam coğrafyasının farklı renk ve boyutlarını eserlerinde sıkça betimleyen Maalouf, bu eserinde yine yaşanmış bir olaydan hareketle doğunun bize ait olan ama farkında olmadığımız diğer yüzlerini anlatmaya çalışıyor. Olaylar Beyrut, Cebel, İstanbul, Magosa ve Gazze gibi Doğunun kadim şehirlerinde geçerken, 1800 yıllarda gelişen Mısır-Osmanlı-İngiltere kıskacında yoğrulan Hiristiyan, Dürzi ve Müslüman ilişkileri vasat tonlarda anlatılıyor. Yer yer devrim -ihtilal konularına ve kırsal hayatın psiko-sosyal yönlerine değinirken yoğun olarak her şeyden vazgeçen Hiristiyan bir gencin aşkı işleniyor. Sizi bu hayatın cıngarından kısa da olsa uzaklaştıracak işlerinizin arasında zihninizi dinlendirecek okunası bir roman tavsiyesi üzre.. esenlikle ..
Amin Maalouf benim en sevdiğim yazarlar arasında. Kitaplarını sevme nedenim konunun Doğu Coğrafyası'nda geçiyor olması. Karakterler,davranışlar,insan ilişkileri buram buram doğu kokar.Tanios Kayası da diğer kitapları gibi Lübnan topraklarında geçiyor. Kahramanımız Tanios'un doğumu ve 20 yıla yakın yaşamı anlatılırken arka fonda Osmanlı ile Mısır Valisi Kavalalı Mehmet Ali Paşa'nın mücadelesine Avrupalı devletlerin de müdahalesiyle yaşanan zorlu değişim ve dönüşüm çabasına şahit oluyorsunuz. Kitap tarihi değişimi bizi çok da tarihe boğmadan, kahramanların günlük yaşamları üzerinden anlatmaya çalışmış. Derebeylik,dönemin kadın algısı,ahlaki bakış,eğitim,sosyal doku,vergi toplama sancıları gibi birçok olay siz Tanios'un yaşamını okurken akar gider.
