Osmanlı neden yıkıldı
Osmanlı öncesinde Abbasiler Bağdat'a, Emeviler Endülüs'te, Fatimiler Mısır'da önemli ve kalıcı bilim ve kültür merkezleri oluşturmalarına karşı Osmanlılar da Romalılar gibi bu alanda önemli inkişaflarda bulunmadılar.Yine Romalılar gibi zihinlerini büyük bir imparatorluğu yönetecek bir yönde yoğunlaştıracak, daha çok yönetsel ve yapısal sistemlere:Siyasete, hukuka askerlik ve mimariye önem verdiler.Bilim ve felsefe yerine yine yapısal estetik alanlarında, mimari,şiir ve müzikte önemli isimler ortaya çıkardılar.Sözgelimi mimaride kubbeli yapıları, şiirde aruz veznini, müzikte ise ayrıntılı bir makam yapısını geliştirdiler.Böylece sistemin temel güdüsü olan ve herşeyi belirleyen, öngören, disipline eden ve ölçülere bağlayarak uysallaştıran(itaatkarlaştıran) disiplin anlayışı her alanda baskınlığını ortaya koyarken; felsefe ve bilim, nispeten baskıcı belirleyiciliği altında ezilecek ve boy veremeyecektir.Müslüman dünyanın kendi öncesinde belli bir sükuna ermiş olan zihniyetini devralan Osmanlılar;gelinen bu noktayı çok da sorgulamaksızın sürdürmeyi yeğlediler.
Sayfa 119 - Çıra Yayınları 1.baskı
Tespit :)
Acaba Türkler bu toplumsal mahşer meydanında kendilerinin de Türk adlı bir millet olduklarını,Osmanlı İmparatorluğu içinde kendilerinin de özel bir vatanları ve milli hakları bulunduğunu bilmeyerek,anlamayarak çıkmış olsaydılar şaşkınlıktan ne yapacaklardı? Yoksa "Mademki Osmanlılık yıkıldı bizim artık hiçbir milli ümidimiz, hiçbir politik emelimiz kalmadı."mı diyeceklerdi? Demek ki yalnız bir tek kelime,kutsal ve mübarek Türk kelimesidir ki bu karışıklığın içinde doğru yolu görmemize neden oldu...
Reklam
228 syf.
9/10 puan verdi
O, en büyük Türk!
Yine Atatürk incelemesi ile karşınızdayım. Diyebilirsiniz ki "Bu da Atatürk'ten başka bir kitap incelemiyor", isyanınızda haklı olsanız bile elimde değil, çünkü Atatürk tarih sayfalarına sığan bir insan değildir. Onun, çatık kaşlı tarihin dışında kalan nice yönleri vardır. Bunları ancak okuyarak, araştırarak, anlatarak öğrenebiliriz.
Kemal Atatürk
Kemal AtatürkHerbert Melzig · Alfa Yayınları · 201115 okunma
·
Puan vermedi
Alatlı ile Marias: Yaseminler Tüter Mi?
“Yumurta da taşın üstüne düşse, taş da yumurtanın üstüne düşse, olan yumurtaya olur.”    Kıbrıs Rum Atasözü ile başlayan Alev Alatlı’nın 1985 basımlı romanı “Yaseminler Tüter Mi Hâlâ?", Eleni Kio Marias isimli bir kızın hayat hikayesine yer verir.  Eleni’nin hayatı tüm canlılığı ile okuyucuya sunulurken, italik yazılı vakanüvisler eliyle
Yaseminler Tüter mi, Hâlâ?
Yaseminler Tüter mi, Hâlâ?Alev Alatlı · Everest Yayınları · 2020434 okunma
19. yüzyılda olduğu gibi 18. yüzyıl tarihi yazılırken de Osmanlı Devleti “hasta adam” olarak görülür. Kuruluş ve yükseliş dönemi olarak kabul edilen iki-üç asır bir kenara bırakılacak olursa genellikle Osmanlı tarihi bir yıkılışın tarihi olarak anlatılır. Genelde cevabı aranan soru, Osmanlı Devleti ne zaman duraklamaya ve gerilemeye başladı ve
Münih’in beğendiğim ikinci özelliği trafikteki düzen oldu. Burada üç kişiye bir araba düşüyormuş. Bizimkilerin de arabası vardı. Şehrin içinde ve dışında arabaların gelip gidişi parmak ısırtacak bir intizamla oluyordu. Korna çalmak yasağı olmadığı halde korna binde bir, meselâ önde giden bisikletli çocuğu uyarmak için çalınıyordu. Caddelerin,
Reklam
109 öğeden 61 ile 70 arasındakiler gösteriliyor.