Eski dönem şartlarından, günümüz şartlarına geçişi, değişimini görmek noktasında güzel bir kitap azizim.
Kitabı okurken, at gözlüğüyle bakmamak lazım. Bu en önemli nokta.
Bu kitaba, İslam politikasını yapmadan nesnel bir bakış açısıyla yaklaşmaya çalışın. İslamdan ziyade, bir birey olarak toplumla yaşanıldığı için belli bir ahlak gelişimine zaten sahip olunması gerekmektedir. Yoksa bugün ateistden çok, bir inanca sahip olduklarını belirtenlerin, toplum nezdinde ahlaksızlıkları daha fazla meydana çıkıyor. Kitap aslında biraz bunun amacıyla yazılmış. Günah denilen kavramların insan merakıyla bir kere olsa de işlenebileceği fakat bunun sürekliliğinin sakıncalı bir durum olduğu anlatılıyor. Ahmet Rasim, bunun samimiyetini verebilmek için kendi anılarını, yaşanmışlıklarını, duyduklarını da kah gülerek kah hüzünle anlatıyor.
Bu kitap kısaca;
1- Dedenizin veya bir büyüğünüzün anılarını size anlatıyor hissi vermesi.
2- Osmanlı döneminde yaşamış insanların, aile yaşantıları, ilişkiler ve günlük yaşantılarını aydınlatıyor. Eski yaşam ve şu an olan yaşam arasındaki uçurum değişikliğine tanık oluyorsunuz. Bir farkındalık kazandırıyor.
3- Anılarını anlatıyor dedim ya, gerçekten öyle akıcı, sohbet edermişcesine bir dil, hızlı okunmasını sağlıyor.
Not: "33 günde okumuşsun yahu! Nasıl akıcılık bu?" diyen olursa, başlayıp sonrasında bir ara verip diğer iki kitaba yönelmemden dolayı 33 günde bitti bu kitap. 2 günde rahat bir tempo içerisinde gayet bitirilebilir.