Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
200 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
Ziya Şakir’in okuduğum ikinci kitabı. Öncelikle kitaptan ziyade Ziya Şakir’in eserlerini okumayı tavsiye ediyorum. Kitap okumayı seven ve tarihe ilgi duyan herkesin mutlaka bilmesi ve okuması gereken bir yazar. Çünkü akademik bir kişiliği olması ile birlikte yazdığı eserler roman gibi bir üsluba sahip. Bu durum da çeşitli okuyuculara hitap etmesini ve okumayı keyiflendirmesi manasına geliyor. Osmanlı Döneminde İstanbul Ramazanları kitabı ise yaklaşık 190 sayfadan oluşuyor ben iki günde bitirdim. Yaşadığı dönemde ramazan aylarında gazeteye yazdığı yazılardan derlenmiş. Tarihten yaşadığı döneme Osmanlı ve İstanbul ramazanlarını kısa kısa ama ilginç anekdotlarla zenginleştirerek anlatmış. İnsan okudukça eski İstanbul’da yaşamak eski İstanbul’da ramazanı yaşamak arzusuyla doluyor. Kitabı okurken kah Sultanahmet Camiine asılan mahyaların asılmasını izledim, kah Direklerarası’nda iftar sonrası tiyatroya gittim. Siz de “nerede o eski ramazanlar?” diyorsanız veyahut “neymiş bu eskilerin nerede diye yakındıkları?” diyorsanız, bu kitabı okuyabilirsiniz.
Osmanlı Döneminde İstanbul Ramazanları
Osmanlı Döneminde İstanbul RamazanlarıZiya Şakir · Akıl Fikir Yayınları · 20121 okunma
Sultan Hamid devrinde Ramazanın on beşinci günü İstanbul zabıta memurlarının analarından emdikleri süt burunlarından gelirdi. Buna sebep de o günün Hırka-i Saadet alayına tesadüf etmesi idi.
Sayfa 91 - Akıl Fikir YayınlarıKitabı okudu
Reklam
İstiklal harbinden sonra kazanılan büyük zaferden sonra düşmanın sevgili topraklarımızdan dışarı atılması üzerine de İstanbul'da, Edirne'de, Bursa'da yapılan şenlikler arasında buradaki camilerde mahyeler kurulmasına müsaade edildi.
Sayfa 84 - Akıl Fikir YayınlarıKitabı okudu
Ramazan-ı Şerifin birinci gecesinden, Ramazan Bayramının birinci gecesine kadar minarelerde kandil yakmak adeti I. Sultan Ahmet devrinde 1611 tarihinde başlamıştır..
Sayfa 77 - Akıl Fikir YayınlarıKitabı okudu
Süleymaniye Camiinin minarelerindeki on ve Sultanahmet Camiinin minarelerindeki on dört şerefede, bu camilerin banileri olan Sultan Süleyman'ın onuncu ve I. Sultan Ahmet'in de on dördüncü padişah olduklarının ifadesidir.
Sayfa 76 - Akıl Fikir YayınlarıKitabı okudu
Ramazanda küçük mescitler müstesna olmak üzere, selatin camilere kadın kabul edilmezdi. Yalnız Sultanahmet Camiinin minberinden itibaren arka kapısının hizasına kadar kafesler gerilir, bunların arkasında bulunan kadınlar, kafeslere yakın yerlerde oturan hafızları ve vaizleri dinlerdi.
Sayfa 72 - Akıl Fikir YayınlarıKitabı okudu
Reklam
İftar topları biri Beyazıt Meydanında şimdi üniversite olan Harbiye Nezaretinin önündeki meydanda, diğeri Selimiye Kışlasında, üçüncüsü de Üsküdar ile Beylerbeyi arasındaki Nakkaş Karakolunun yanında olmak üzere üç yerde mantelli yedi buçukluk toplarla kurusıkı atılırdı.
Sayfa 69 - Akıl Fikir YayınlarıKitabı okudu
Dördüncü Sultan Murad Bağdat zaferini kazandıktan sonra, harpte son gülleyi atan topu İstanbula getirmiş Topkapı Sarayının alt katında bir daireye yerleştirmişti. Bu top, daima dolu bulunurdu. Ve yalnız senede bir kere Şaban ayının son günü çıkarılıp ateşlenerek bu suretle Ramazan-ı Şerif ilan olunurdu.
Sayfa 69 - Akıl Fikir YayınlarıKitabı okudu
Reji idaresi Ramazana mahsus diye çıkardığı tütün ve sigaraların nefasetlerine bir kat daha ehemmiyet verirdi.
Sayfa 49 - Akıl Fikir YayınlarıKitabı okudu
Eski ramazanlarda Beyazıt Camisi’nin büyük bir ehemmiyeti vardı. Ne hükümetten ve ne de belediyeden en küçük bir yardım beklemeden İstanbul’un muhtelif esnafları birleşirler, burada bir sergi açarlardı.
Sayfa 45 - Akıl Fikir YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Şehrin en kalabalık muhiti Şehzadebaşı idi. Şimdi şekli ve çehresi tamamıyla değişmiş olan dükkanların önü, direklere istinat etmiş olan revaklardan mürekkeptir onun için buraya Direklerarası adı verilmişti.
Sayfa 41 - Akıl Fikir YayınlarıKitabı okudu
Yatsı ve teravih namazları kılındıktan sonra, artık büyük caddeler ve bilhassa Ayasofya ile Şehzadebaşı Caddesi’nin son noktasına kadar her taraf adeta bir insan mahşeri haline gelirdi.
Sayfa 39 - Akıl Fikir YayınlarıKitabı okudu
Bazı imamlar Ramazan ayı müddetince kıldırdıkları teravih namazlarında Kuranı Kerim’i başından başlayarak sonuna kadar hatmederlerdi.
Sayfa 29 - Akıl Fikir YayınlarıKitabı okudu
Resulullah buyurmuş ki
“Cenab-ı Hak size Ramazan orucunu farz kıldı. Ben de size teravih namazını sünnet kıldım.”
Sayfa 27 - Akıl Fikir YayınlarıKitabı okudu
Sultan Hamid devrinde teşrifat sırasıyla Yıldız Sarayına iftara davet edilenlere birer maaş nispetinde diş kirası vermek usuldendi. Sultan saraylarındaki davetlere gidenler de sanat ve derecelerine göre muhtelif kıymetli cigara ağızlığı, tabaka, saat yüzük vs gbi hediyelerle taltif edilirlerdi. Kadınlara para vermek adet değildi. Onlara mutlaka hediye verilirdi.
Sayfa 26 - Akıl Fikir YayınlarıKitabı okudu
21 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.