Ruslar, bir yüzyıl sonra Osmanlı jle girdikleri 1877-78 Türk Savaşı'nı (93 Harbi) sayıca çok daha üstün olmalarına rağmen zar zor kazanabildiler. Türk ordusunun 1828 yılında 27.000 olan mevcudu, 1914'e gelindiğinde, etkili ve toplum tarafından kabul görmüş bir celp ve ihtiyat sisteminin yerleştirilmesiyle 700.000 askere yükseldi. Türk
Sayfa 551Kitabı okudu
376 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
8 günde okudu
Peki Ya Savaştan Geriye Kalanlar Neler Yaşamışlardı ?
1877-78 Osmanlı-Rus savaşı yani büyüklerimizin bildikleri adıyla '93 harbi', ardından kaybedilen topraklar,Balkan Savaşları ve son olarak 1. Dünya Savaşı...Anadolu'da,Rumeli'de ve daha birçok yerde insanımızın yaşadığı kıyımlar,esaretler,hastalıklar,açlıklar,yokluklar...Ve hepsinin bir umut toplanıp ilk elden yurt edindikleri Anadolu'da yeniden,yeniden yaşanması,Anadolu'nun kuru bir çöle dönüşmesi...Karadenizli bir baba ile göçmen bir annenin oğlu olan bana annemin veya babamın anlattıkları ama çocukken pek de anlamlandıramayıp bir kulağımdan girip ötekinden çıkan birçok kötü anıya bu kitapta rastlamam içimi daha da burktu açıkçası.O kadar derinden yaşadım ki bu kitapta anlatılanları;mutfakta tuzu,şekeri ,yağı,ekmeği gördüğümde ne büyük nimetler olduklarını bir kez daha anladım ve elimden gelse alıp da onları kitaptaki kahramanlara -evet gerçekten de bu kahramanlara- vermeyi çok isterdim.Bizlere okutmadılar veya önermediler bu kitapları.Okunma sayıları o kadar az ki.Daha ikinci basımını yapmış.Nilgün Bodur veya diğer Amerikanvari popüler kültür kitaplarının ülkemizde yok sattığını bilmek veya öğrencilerimin elinde ne kadar uyarsam da görmek ne kadar üzücü.Knut Hamsun'un 'Açlık' kitabını bilen bizler kendi değerlerimizden ne kadar da uzağız!Son sözüm okumayı seven iyi yürekli insanlara.Bu kitabı mutlaka ama mutlaka okuyun. Not:Atatürk'ün ve çevresinde bulunan diğer tüm vatan evlatlarının her anlamda yok olmaya gerçekten yüz tutmuş bu coğrafyayı yeniden ayağa kaldırmasını bu dönem kitaplarını her okuyuşumda daha iyi anlıyorum.
Savaş ve Açlar
Savaş ve AçlarHasan İzzettin Dinamo · Tekin Yayınevi · 20171,355 okunma
Reklam
Nene Hâtun
Nene Hatun; 93 Harbi olarak da anılan 1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı sırasında, Erzurum’daki Aziziye Tabyası’nın savunulmasında kahramanca çalışarak adını tarihe yazdıran TÜRK kadınıdır. Ruhu şâd mekanı cennet olsun.. 22 Mayıs 1955
Osmanlı Devleti bu durumu kabul etmeyince Rusya savaş açtı. Böylece 93 Harbi ( 1 877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı) başladı. Tersane Konferansı, kağıt üzerinde kalmış bir konferanstı. Tartışılan konular ancak 93 Harbi'nden sonra, Berlin Antlaşması’yla kesinliğe kavuştu.
93 Harbi de denilen 1877-1878'deki X. Türk-Rus Savaşı sonunda yenilen Devletimiz, 13 Temmuz 1878 Berlin Muahedesi'yle, Çarlığın 2 yıllık devlet bütçesi tutarını aşan, bir milyar yüz bin altın rublelik "Savaş Tazminatı" yerine Kars, Ardahan (Oltu dahil) ve Batum (Artvin dahil) gibi Anadolu toprağındaki Sancaklarımız, Rusya'ya bırakılma felaketine uğramıştı. Buraları, 36.000 km2 ve 700.000 Müslüman Türk yurdu idi. Çarlık, Türkiye'den üçer yıllık yedi taksitte aldığı "Savaş Tazminatı" milyonlarca altınlarımızla: Kars ve Sarıkamış ile Batum'a demiryolu getirmiş; düzgün şoseler ve demir-köprüler, kışlalar, tabyalar yaptırmıştı. Gayesi, "bütün Çarlıkta Birinci-Sınıf Müstahkem Mevki yaptığı Kars Kalesi'ni üs edinerek, çıkacak yeni bir savaşta, Osmanlı-Ermenileri'ni de "Armenya Muhtariyeti" vaadiyle Türkiye aleyhine ve Rus ordularına yardımcı çeteler halinde kullanarak, Basra ve İskenderun Körfezleri'ne ulaşmaktı.
1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı (93 Harbi) Erzurum, Urfa ve Diyarbakır'dan üç Osmanlı askeri Rusların eline esir düşer. Şafak vaktinde idam edilecek olan gençler, bir yolunu bulup esir kampından kaçmayı başarırlar. Durumu haber alan Rus süvari birliği, dere tepe demeden kaçan gençlerin peşine düşer. Peşlerindeki süvarileri fark eden gençlerin
Reklam
68 öğeden 51 ile 60 arasındakiler gösteriliyor.