Hayat standartlarının hesaplanmasında, bazı elzem harcamalar toplam hasattan çıkartılmalıdır: Ayni ve nakdi vergilerin dışında, hasadın üçte biri ile beşte biri arasında bir miktarın, tohumluk amacıyla saklanması gerekmektedir. Aç durumdaki köylü, muhtemelen, tohumluk hububatının bir kısmını tüketeceğinden; bu etken, kötü hasatlar silsilesine doğru bir eğilimden kısmen sorumludur. Ancak söz konusu şart dâhilinde, tüketimler karşılanacağı için; günümüz Anadolu'sunda, beş kişilik bir ailenin geçiminin, 6.000 kg.'a tekabül ettiği tahmin edilmektedir.
Sayfa 97 - DOĞUBATIKitabı okudu
Ayan ailelerinin çoğu, kendilerini 18. yüzyıl süresince kasabalara kabul ettirmişler; köylüler, ileri gelenlerin evlerini inşâ etmek ve ayan tarafından tutulan geçici tüccarları ve hizmetlileri tedarik etmek amacıyla, İstanbul'un talep ettiği vergiden daha fazlasını ödemişlerdir.Bu durum, üretim fazlasının büyük bir bölümünün arkabölgede tutulduğu anlamına da gelebilir. Böylece, merkezi düzenin çöküşünün ortaya çıkması, orta büyüklükteki kasabalar ve büyük şehirlerin çoğalmaya başlamasının habercisi olabilmiştir.
Sayfa 49 - DOĞUBATIKitabı okudu
Reklam
Büyük mülklerin oluşumu konusunda, en özlü ifadeler, 17. yüzyıl başlarına ait bir adaletnáme ile ortaya koyulmuştur: Celâli İsyanlarıyla nüfusu azalan bölgelerde ya da başlangıçtan beri nüfusu seyrek olan yerlerde, merkezî idare ile ilişkileri yoluyla servet biriktirme fırsatını yakalamış kişiler mülklerini (çiftlik) kurmaya başlamışlardı.
Sayfa 142 - DOĞUBATIKitabı okudu
Osmanlı merkezi idaresi, ağırlıklı olarak ulemaya dayanmaktaydı ve genellikle onların şeriat kurallarına getirdikleri yorumlara göre icraya çalışırdı. Bu şartlar altında, hoşnutsuz aşiret mensupları için, İran'daki Safavi Devleti, hem siyasî hem de dinî çekiciliği olan bir merkeze dönüşmüştü. Safavi hånedanının ilk hükümdarı Şah İsmail haleflerinin de devam ettirdikleri başarılı bir propagandayla bu fırsattan yararlanmak için ağırdan almadı. Sonuç olarak, ideolojik mihraklarca desteklenen Oniki İmam Şiiliğinin yaygın bir koluna bağlı bazı konar-göçerler isyan etmişlerdi. Osmanlı idaresi buna, büyük sayıda sapkın suçluyu kılıçtan geçirerek cevap verdi. Her ne kadar yapılan yolculuğun sonunda ulaşabilmeyi yalnızca bir grup becerebildiyse de kimi aşiretler İran'a göç etmeye çalışmıştı. Zaferle sonuçlanan aşîret isyanları yalnızca uzun savaşlar sonucunda gerçekleşebilmiştir. İsyanların İstanbul'daki merkezi idare için büyük bir tehlike arz etmesine son verilmiş ancak, özellikle heterodoks konar-göçer unsurların kemikleştiği başlıca yerlerde -özellikle İç Anadolu'nun kuzey kısımlarında- bölgesel huzursuzluklar devam etmiştir.
Sayfa 111 - DOĞUBATIKitabı okudu
Avârız-ı divaniye, esasen sadece savaş zamanlarında toplanan olağan dışı bir vergidir. Ancak, dönemin uygulamalarından, bunun her yıl talep edildiğini öğreniyoruz.Miktarı ve biçimi hiçbir zaman sabit olarak belirlenmediği için, bu özel ödemeler ağırlıklı olarak köylü üzerine yüklenmiş olmalıdır. Verginin toplanmasında yoksul olarak değerlendirilen geniş topluluk (edná), orta gelirli sayılan daha küçük grup (evsât) ya da varlık sahibi kişiler (ála) gibi çeşitli aileleri içeren avârızhâne adındaki birimler temel alınmaktaydı.
Sayfa 126 - DOĞUBATIKitabı okudu
Yemeklik yağlar, büyük ihtimalle ağırlıklı olarak bitkilerden elde ediliyordu; ancak kullanılan tohum çeşitleri ve bunların nispî kıymetlerine dair fazla bir bilgiye sahip değiliz. Keten tohumu belli bir öneme sahipti; ve Hamid Sancağı gibi bazı bölgelerde muhtemelen aynı amaçla, haşhaş tarımının yapıldığını biliyoruz.Zeytinin, Anadolu'nun Ege ve Akdeniz kıyılarında yaygın olduğundan söz ediliyorsa da, çoğunlukla kendisinin mi yoksa yağının mı tüketildiğini bilememekteyiz.
Sayfa 68 - DOĞUBATIKitabı okudu
Reklam
20 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.