Yabancı devletlerden önemli insanların bulunduğu bir toplantıda Fuat paşa ya sıra gelince,tarihe mal olan cümlesini söyledi:En güçlü devlet Osmanlı Devleti dir.Asırlardır siz dışardan ,biz içerden yıkmaya çalışıyoruz,hala yıkamadık.
"Bizde çarşaf kullanılması , dini sebeplerle değil ; şehir kadınlarının Türkmen güzellerini kıskanması nedeniyle başlamıştır."
Sayfa 165 - İnkılap KitabeviKitabı okudu
Reklam
"18. asrın sonlarına doğru İstanbul delikanlıları arasında bir şemsiye modası çıkmıştı. Birçok yerde ellerinde rengarenk , ipek püsküllü şemsiyeler taşıyan, pırpırlı kıyafetler giymiş, yalınayak dolaşan gençler görülüyordu. Kibar küçükbeyler ise külhani levend esvapları giyer ve at üstünde şemsiye açarak dolaşırlardı."
Sayfa 160 - İnkılap KitabeviKitabı okudu
"1812'de büyük bir veba salgını çıkmıştı. Salgın, özellikle İstanbul'da korkunç bir hal almış, binlerce kişi ölmüştü. Hastalığın en şiddetli hüküm sürdüğü semtler, özellikle ayaktakımının yaşadığı , Tahtakale, Galata ve Üsküdar'dı. Buralardaki bekar odaları hastalık ve mikrop yuvasıydılar. Hükümet ilk tedbir olarak bu bekar odalarının yıktırılmasını emretti. Odalar bir gün içinde yıkıldı."
Sayfa 67 - İnkılap KitabeviKitabı okudu
"Sankiyedim Camii İstanbul'un Fatih ilçesindedir. Caminin Keçeci Hayreddin ya da Adanalı Şakir Efendi tarafından XVII. yüzyılda yaptırıldığı tahmin edilmektedir. Rivayete göre, camiyi yaptıran kişi , canı bir şey çektiğinde "sanki yedim" der ve onu almak için harcayacağı parayı bir cebinden çıkarıp diğer cebine koyarmış. Bu şekilde biriktirdiği paralarla da bu camiyi yaptırmış."
Sayfa 43 - İnkılap kitabeviKitabı okudu
"Kocamustafapaşa'da Taşköprülüzade sokakta bulunan cami XVIII. yüzyılda inşa edilmiştir. HüseyinEfendi'nin camiyi kimin yaptırdığını soran birine, "Sorma gir," demesi üzerine, cami halk arasında "Sormagir Camii" olarak anılmaya başlamıştır."
Sayfa 41 - İnkılap kitapeviKitabı okudu
Reklam
Ramazan ayının on beşinci günü saray mutfağında özel olarak baklava yapılırdı. Baklavaların Orta Kapı'dan çıkarılması ile "Baklava Alayı" başlar ve baklavaların ilk tepsisi padişaha sunulurdu.
Hoşaf içmeden sofradan kalkmak , yemek yeme usulüne aykırıydı. Bu adete "hoşaf nöbeti " denirdi.
Beyazıt Meydanı'nın üzerine geldiğimde 1500 metre irtifada bulunuyordum . Harbiye nezareti binasının üzerine dalış yaptım. O kadar süratle inmişim ki 50 metre kala motora tekrar gaz verdim. Beyazıt Camii tarafındaki Bakırcılar üzerinde bir tur yaparak tellere ve direklere çarpmadan Bayezid Kulesi'nin yakınlarına inmeye muvaffak oldum. Tayyaremin etrafını sararak beni tebrik eden zabitan ve kumandanlar arasında Enver Paşa vardı. Mehmed Ali Bey
Yavuz Sultan Selim kardeşi Korkud'un cenazesinde gözyaşı dökerek ağladı . Sonra da kardeşinin yerini kendisine haber veren kişileri idam ettiridi.