TOPLUMSAL ALANDA KADIN VE ERKEK
(Başlığı içinde)
Kadın - erkek diyaloğunu, yakın çağın edebi ürünleri içinde ancak roman ve hikaye verir. Türk edebiyatında ise bu diyalog (daha doğrusu dialog bozukluğu) romanın kurgusunu abartmaktadir. Sebebi ise 1960'lara kadar, kadın ve erkekler toplumunun ayrı yaşayan bireyleri oldukları için, romanlarda realist bir diyalog düzeni kuramamaları ve gerçekçi üsluba sahip olamamalarıdır. Bu nedenle 19.yy ve 20.yy başında, Türk halkının bölgeden bölgeye ve sınıftan sınıfa nasıl farklı renklere sahip olduğunu yeterince gözleyemiyoruz.
Osmanlı toplumunda olmayan unsur kadın ve erkeğin beraberliğidir. Sözünü ettiğimiz durum, bu güne kadar etkisi süren ilginç bir boyuttur. Kadının serbestlik derecesini tartışmıyoruz. Hiçbir zaman 16.-17. yüzyıllarda İstanbul kadınının Batı daki kadınlardan daha çok baskı altında olduğu, kafes arkasında kaldığı kanısında da değiliz. Belge ve bilgilerde bu kanaatimizi destekliyor. Ama bu, iki cinsiyetin diyaloğu açısından bir şey ifade etmiyor, bu toplumda kadınla erkeğin beraberliği yoktu ve halen de aksayan bir beraberlik. Geçmişte bu toplumda kadın ve erkekler ayrı eğleniyorlardı.