"Osmanlı toplumunda kan soyluluğuna dayanan bir aristokrasi, ve batılı anlamında bir burjuvazi yoktu; ikbâl, servet, devlet oldukça geçici ve kökü hangi zümreden olursa olsun her işini becerenin erişebileceği mutluluklardı. Elbette, onlara ulaşabilmek için girişilecek savaş da çetindi."
Sayfa 93 - BilgeSu YayıncılıkKitabı okudu
Osmanlı toplumunda yasal olarak kabul edilen, ırsi bir aristokrasi yoktur. Sosyolojik kavramlar çerçevesinde üretici ve denetici veya yöneten ve yönetilen sınıflar vardır.
Reklam
Osmanlı toplumunda Aristokrasi yoktur, Meritokrasi vardır. Yani insanlar soylarına ve varlıklarına göre değil, yeteneklerine göre bir yere gelebilirlerdi. Bu da Türk toplumunda eşitlik duygusunun gelişmesinde katkıda bulunmuştur.
“Emevi iktidarı daha iş başına geçer geçmez, Hz. Muhammed'in yüz­lerce yıldır kan birliği (asabe) temeline dayalı olarak yaşamaya alışmış Arap toplumundan, inanç birliği (İslam kardeşliği) esa­sına dayalı yeni bir toplum yaratarak gerçekleştirdiği, insanlık tarihinin bu büyük devrimini tersyüz etti. Emevi iktidarı bunu, vaktiyle İslam öncesi Mekke’sinde yönetimi elinde bulunduran ticaret aristokrasisi yerine, Arap fa­tihlerinden oluşan yeni bir aristokrasİ vücuda getirmek suretiyle başarabildi. Bu aristokrasinin yaratıcısı, bilindiği gibi ilk Emevi halifesi veya hükümdarı Muaviye bin Ebu SüfYan'dır.”
352 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Serinin son kitabı olunca biraz üzüldüm. Kanuni ruhunu okuyorsunuz ilk olarak eserde. Kanuni Sultan Süleyman'ı iyi anlayabilmek için tahta çıktığı dönemdeki Osmanlının Ahlak anlayışını, sanata olan bakışını, insan ve devlete olan yaklaşımını, Osmanlı'da aile kavramını iyice anlamak gerekiyor. Yavuz Bahadıroğlu hocamız öyle güzel bir
Kanunî Sultan Süleyman
Kanunî Sultan SüleymanYavuz Bahadıroğlu · Nesil Yayınları · 2021652 okunma
335 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
Ziya Gökalp ve Sosyolojik Düşünce Sistemi, Gökalp, Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş döneminde, Atatürk’ün yakınında yer almış ve ümmetten-millete, imparatorluktan Cumhuriyete geçişte düşünce ve görüşleriyle katkıda bulunmuştur. Eserin içeriğinde, Gökalp’in sosyolojisinde laiklik ve islamlaşma, iki kültür teorisine, ulus-devlet oluşumuna, aydın
Ziya Gökalp ve Sosyolojik Düşünce Sistemi
Ziya Gökalp ve Sosyolojik Düşünce SistemiOrhan Türkdoğan · Çizgi Kitabevi · 20155 okunma
Reklam
Osmanlı toplumunda aristokrasi?
"For the Turks do not measure even their own people by any other rule than that of personal merit"
Osmanlı toplumunda kan soyluluğuna dayanan bir aristokrasi ve batılı anlamda bir burjuvazi yoktu; ikbâl, servet, devlet oldukça geçici, ve kökü hangi zümreden olursa olsun her işini becerenin erişebileceği mutluluklardı.
Osmanlı toplumunda 15. yüzyılın sonlarına kadar, taşradaki toprağa bağlı Türk kökenli aristokrasi ile merkezdeki çoğunluğu devşirmeden oluşan bürokrasi arasında yoğun mücadele yaşandı. 15. yüzyılın ikinci yarısında, II. Mehmed'in başarılı merkezileşme hamlesiyle birlikte, dengeler merkezden yana değişti.Toprağa bağlı aristokrasi yenilirken,özel mülkiyet altındaki topraklara devlet el koydu ve iktidar merkezi hükümet elinde toplandı
Sayfa 51 - İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Osmanlı toplumunda on 15. yüzyılın sonlarına kadar taşradaki toprağa bağlı Türk kökenli aristokrasi ile merkezdeki çoğunluğu devşirmelerden oluşan bürokrasi arasında yoğun bir mücadele yaşandı. 15. yüzyılın ikinci yarısında 2. Mehmet'in başarılı merkezileşme hamlesiyle birlikte, dengeler merkezden yana değişti.
Reklam
Osmanlı toplumunda 15.yüzyılın sonlarına kadar, taşradaki toprağa bağlı Türk kökenli aristokrasiyle merkezdeki çoğunluğu devşirmelerden oluşan bürokrasi arasında yoğun bir mücadele yaşandı. Bu iki kesim arasındaki dengeler zaman içinde değişebilmekte, bir sarkaç gibi salınabilmekteydi. 15 yüzyılın ikinci yarısında, II. Mehmed'in başarılı merkezleşme hamlesi ile birlikte, dengeler kesin olarak ve merkezden yana değişti. Toprağa bağlı aristokrasi yenilirken, özel mülkiyet altındaki topraklara devlet el koydu ve iktidar bürokrasinin elinde toplandı.
Emevi iktidarı daha iş başına geçer geçmez, Hz. Muhammed’in, yüz- lerce yıldır kan birliği (asabe) temeline dayalı olarak yaşamaya alışmış Arap toplumundan, inanç birliği (İslam kardeşliği, el-uhuvvetu’l-islâmiy- ye) esasına dayalı yeni bir toplum yaratarak gerçekleştirdiği, insanlık tari- hinin bu büyük devrimini tersyüz etmiştir. Emevi iktidarı bunu, vaktiyle İslam öncesi Mekke’sinde yönetimi elinde bulunduran ticaret aristokrasisi yerine, Arap fatihlerinden oluşan bir aristokrasi vücuda getirmek suretiyle başarabildi. Bu aristokrasinin yaratıcısı, bilindiği gibi ilk Emevi halifesi ve- ya hükümdarı Muaviye bin Ebi Süfyan’dır
MURAT BELGE =MİLİTARİST MODERNLEŞME
Murat Belge, Militarist Modernleşme'de Almanya, Türkiye ve Japonya'da yaşanan militarist modernleşme sürecini karşılaştırmalı örneklerle ele alıyor: Almanya örneğini İtalya, Japonya örneğini Hindistan ve Türkiye örneğini Yunanistan ile karşılaştırıyor. Belge, yalnızca orduların modernizasyonuyla sınırlı kalmayan, tüm toplumun askerî