Önce, şunu söylemek gerekiyor: İslâm âlemi, Osmanlı devleti gerilemedi, yavaş yavaş ilerledi. Ama, Avrupa, teknik alanda dev adımlar attı. Bu sebeple ona nisbetle geri kalmış göründü. Yoksa, 17. yüzyıl, 16. yüzyıla, 18. yüzyıl da 17. yüzyıla göre Osmanlıların her alanda ilerleme yüzyıllarıdır. Yükselme, duraklama ve gerileme diye Osmanlı tarihini üçe bölme, yanlış bir yorumun verimidir. Osmanlı Devleti, kuruluşundan 19. milâdî yüzyıl başına kadar, baştan hızlı, sonra daha yavaş bir ilerleme içindedir. Duraklama ve gerileme diye bir dönem yoktur. Yükselme, ilerleyip olgunlaşma ve sonra da çökme diye değişimleri yorumlamak ve isimlendirmek belki daha doğru olacaktır. İlerlemek, sadece toprak kazan- mak ve gerilemek de, toprak yitirmekle açıklanamaz ve sınırlandırılamaz. Medeniyet, toplu olarak ilerlemiş, incelmiş, gelişmiştir Osmanlı Devleti'nde. Hatta 19. yüzyıl ve 20. yüzyıldaki Osmanlı toplumuna baktığımızda, son derece medeni bir toplumla karşılaşırız. Dindar, merhametli, ahlâklı, fedakâr, feragatkar, alçakgönüllü, nazik, ince ve zarif, bilgili ve irfan sahibi bir halktır bu halk,