Menderes'in "küçük Amerika" politikası üzerine
Kadillak'ının önüne çıkan ev ve konakların yanı sıra tarihî camileri de yıkan bir siyasi liderin ve partisinin aynı zamanda 'İslam kahramanı' olarak algılanmış olması bir paradoks olarak görülebilir. Gelgelelim, DP liderleri temsil ettikleri sınıfların iş yapma biçimlerinde çok öne çıkan bir davranış stilini yeterince içselleştirmişlerdi.
Sayfa 438Kitabı okudu
Balkan Savaşları'nda 8000 kadar Ermeni askerin Osmanlı ordusunda görev yaptığı bilinmektedir.
Sayfa 180Kitabı okudu
Reklam
Balkan Savaşları kastediliyor:
Savaş sırasında Osmanlı sosyalistlerinin ve işçi örgütlenmelerinin takındıkları tavır dikkat çekicidir. Ekim 1912'de Hınçak, Taşnak, Filistin Sosyal Demokrat Yahudi İşçi Partisi ve Selanik Sosyalist İşçi Federasyonu danışma toplantısı yaptı ve "Kahrolsun savaş! Yaşasın halkların enternasyonal dayanışması" içerikli bir çağrı yaptı. Bir yandan da vatan savunması çağrısı yapıldı.
Sayfa 180Kitabı okudu
Balkan Savaşları İTC'nin daha Türk, özellikle de daha Müslüman olmasına neden oldu. Osmanlıcılık cemiyetin gündeminden çıkarıldı.
Sayfa 145Kitabı okudu
II. Abdülhamid kişisel mülk edinme ve biriktirme çabasıyla önceki padişahların hepsinin önüne geçmiş, ülkenin en güçlü kapitalistlerinden biri hâline gelmişti. Padişah çiftliklerinin sayısı 150'den fazlaydı, sultanın çok sayıda maden işletme imtiyazı ve vapur işletmesi geliri bulunuyordu.
Sayfa 108Kitabı okudu
1908 Devrimi bir burjuva devrimidir. Büyük bir siyasal dönüşümün burjuva devrimi olarak nitelenmesi için esas aktörlerinin burjuvalar olması gerekmez. Burjuva devrimleri kapitalizmin gelişmesine zemin hazırlar, kapitalist sermaye birikimi için toplumsal-iktisadi koşulları ve siyasal-hukuki çerçeveyi oluştururlar.
Reklam
İlk Osmanlı matbaasını kuran kişi İbrahim Müteferrika olarak bilinse de aslında Osmanlı Rumları ve Yahudileri ondan çok önce matbaa kurmuştu.
Eğer konu Osmanlı romanıysa, imparatorlukta yaşayan diğer etnik grupların dillerinde yazılan romanların da tartışmaya dâhil edilmesi gerekmektedir. Dahası, aslında ilk Türkçe roman, Ermeni harfleriyle Türkçe olarak 1851'de yayınlanan Akabi Hikyâyesi'dir.
16. yüzyılın son on yılı ile 17. yüzyılın ilk on yılında yaşanan müthiş toplumsal hareketlilik en azından Anadolu'da feodal üretim ilişkilerinin sonu oldu.
Osmanlı hanedanının kendi resmî tarihinde vurguladığı gibi Osmanlı soyunun Oğuzların Kayı boyuna dayandığı savının tarihsel olarak kanıtlanamadığı büyük ölçüde ortaya çıkmıştır. Kayı kökeni vurgusu kuruluştan çok sonra, 15. yüzyılda Osmanlı hanedanının diğer Türki kökenli devlet ve hanedanlarla giriştiği rekabette ortaya atılmıştır.
Reklam
Öyle anlaşılıyor ki Ermenileri bir iç düşman olarak belirleyen troyka rejimi, imparatorluğun özellikle merkezî bölgelerinde onların oranını 'kabul edilebilir' bir düzeye indirmeye karar vermişti. Bunu tehcir yoluyla yapmaya karar vermiş olsa da, savaş şartlarında ve etnik gruplar arasındaki gerilimin bunca arttığı bir ortamda tehcir edilen Ermenilerin kamplara sağlam olarak ulaşması pek de akla yatkın olmayan bir olasılıktı. Dahası Ankara, Kütahya gibi Rusya cephesinden çok uzak yerlerdeki Ermenilerin bile tehcir edilmesi, tehcir edilecek Ermenilerin kapsamının sürekli genişletilmesi, üstelik tehcir edilenlerin mallarının apar topar satılması, hükûmetin niyetinin cephe güvenliğiyle alakalı bir geçici tedbir almak olamayacağını açıkça gösterir.
Sayfa 157 - Burjuva Devriminin ve Savaşın Belirsiz SınırlarındaKitabı okuyor
[...] 1917 Bolşevik Devrimi'nin de etkisiyle sosyalist fikirler Anadolu'da çok popüler hale gelmişti. Çerkez Ethem-Yeşil Ordu örneğinde olduğu gibi bu popülerlik zaman zaman kitleselliğe de dönüşüyordu. Ancak bağımsız hareket eden diğer gruplar gibi sol muhalefet de Kemalistler tarafından tasfiye edildi.
Sayfa 99 - Burjuva Devriminin ve Savaşın Belirsiz SınırlarındaKitabı okuyor
1876-82 arasındaki geçiş dönemini takiben Abdulhamit baskıcı politikalarını hızla uygulamaya başladı. Siyasal liberalizme ve meşruti monarşiye düşman olan sultan, nazırlar ve bürokrasi üzerinde sıkı bir şahsi kontrol mekanizması oluşturdu. Taşrayla ilişkisinde merkeziyetçi politikalar izledi. Basın çok koyu bir sansür altındaydı; büyük ve kapsamlı bir jurnalci ağı kurulmuştu. Muhalefete hiç tolerans gösterilmedi ve anayasacı muhalifler büyük ölçüde sürgüne gitmeye zorlandı.
Sayfa 79 - Kapitalistleşme ve Merkezileşme KavşağındaKitabı okuyor
İlk sultanlar görece sade bir hayat süren ve en azından yönetici sınıfın üyeleri için erişilebilir olan şahsiyetlerdi. 1453'ten sonra herkesten üstün, erişilmez, ulu bir padişah anlayışı yerleşirken, padişahın şahsı ve şahsiyeti 1550-1650 arası dönemde önemini yitirdi.
Sayfa 32 - Başlangıç NağmesiKitabı okuyor
Edirne Vakası'yla sultanın iktidarının sınırları bir kere daha görülmüş, Osmanlı siyasetine damgasını vuran kapıların üstünlüğü tescil edilmiş, yeniçeriler bir kez daha önemli bir aktör olarak siyaset sahnesine çıkmış, kent esnafı isyanda önemli bir rol oynamıştır.
Sayfa 49
70 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.