"Bütün dünya siyah insanları farklı isimlerle anarken biz ,'Zenci' diyoruz. Neden zenci diyoruz? Çünkü Afrika'da Zanzibar Adası var. O adanın adı Zanc Adası'ydı düne kadar. Oradan getirildiği için bu insanlara Zanclı anlamında Zenci denmiştir. Yani aşağılayıcı, farkını gözüne sokar gibi niteleyici bir isim hiçbir zaman kullanılmıyor. "
Fatih İstanbul'u aldığında bütün Avrupa kalbinden vuruldu. İstanbul'un alınması yani düşmesi Hristiyan dünyası için çok acıydı.
Sayfa 167Kitabı okudu
Reklam
"Sultan Abdülaziz Mekke ya da Medine'den, oradaki yerel yöneticiden bir arz kendisine geldiğinde okunurken ayağa kalkarmış. Neden? Çünkü Mekke'den, Medine'den geldi o arz. Hâlbuki kendisinin çok çok altında, çok daha kıdemsiz bir yöneticinin gönderdiği bir arz olmasına rağmen gönderilen toprakların hürmetine saygıyla, ayakta dinliyor. "
"Osmanlı'da bir Yahudi, Hristiyan ve Müslüman ;hiçbirinin kıyafeti bir diğerinin aynısı olamazdı. Herkes kendi kıyafetiyle kendi dinini, kavminin özelliklerini sergilemek zorundaydı. Burada çirkin hiçbir şey yoktur. Burada ne var? Herkes kendi kıyafetiyle kendi inanışını, konumunu, ırkını temsil ediyor ki yarın toplumun içinden bir yanlış yapıldığında herkes o yanlışın adresini görebilsin. Bu tabii aynı zamanda o topluluk içinde bir otokontrol sağlıyordu. Herkes kendine çeki düzen veriyordu. "
Osmanlı'da "sadaka-i cariye" diye bir mesele var, akan sadaka, yani bir kişi ölse de amel defterini kapatmayan, hayırların yazılmasına sebep olan sadaka. Hani bankalarda cari hesap vardır ya, aynı onun gibi. Peygamberimiz' in (SAS) bir hadisine dayanıyor, "Üç kişi öldüğünde amel defteri kapanmaz ;hayırlı bir evlat, ilim ya da sadaka-i cariye bırakanlar."
Osmanlı'da hiçbir zaman bir padişahın taç taktığı görülmemiştir.
Reklam
"Bize yıllarca, III. Murad'ın Has Odası duvarındaki şeritleri aşk şiiri diye anlattı birileri. Hâlbuki III. Murad Has Odası'nın duvarındaki şeritte boydan boya Ayete'l-Kürsî yazmaktadır."
Yavuz, Mısır Seferi'nde iken yanında İbn Kemal de vardır. Bu arada İbn Kemal çok büyük bir ilim adamıdır. Bu âlim zatın atının ayağından sıçrayan çamur padişahın kaftanına bulaşır. Tabii Yavuz Sultan Selim'in kaftanına yerdeki çamurun sıçraması oradaki insanları tedirgin eder. Çünkü Yavuz öfkeli bir Osmanlı padişahıdır. Herkes bu doğruluktan, ciddiyetten taviz vermeyen adamdan sakınıyor. Hangi durumda, nasıl karar verebileceği kestirilemeyen bir karaktere sahip. Herkesin şaşırıp ne yapacağını ne söyleyeceğini bilemediği o anda Yavuz dönüyor ve etrafındakilere ve yine herkesi şaşırtacak bir şekilde, "Hocamızın atının ayağından sıçrayan çamur bizim ancak süsümüzdür. Ben öldüğüm zaman bu çamurlu kaftanımı sandukamın üzerine örtünüz." diyor ve oradaki insanlara muhteşem bir ders vermiş oluyor.
Osmanlı da Siyahiler
Mesela bütün dünya siyah insanları farklı isimlerle anarken biz, "Zenci," diyoruz. Çünkü Afrika'da Zanzibar Adası var. O adanın adı Zanc Adası'ydı. düne kadar. Oradan getirildiği için bu insanlara Zanclı anlamında Zenci denmiştir. Yani aşağılayıcı, farkını gözüne sokar gibi niteleyici bir isim gibi hiçbir zaman kullanılmıyor.
Sayfa 79 - Timaş YayınlarıKitabı okudu
Selçuklu'nun Anadolu'yu işlediği gibi Osmanlı Balkanlar'ı nakış nakış işlemiştir.
Sayfa 153Kitabı okudu
127 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.