18. yüzyıl başına gelince, Batının üstün­lüğü kabul ediliyor ve bir kapıkulu ya da bürokrat olarak Damat İbrahim Paşa'nın temsil ettiği bir «ye­nilik», daha doğrusu batılaşma hareketi başlıyordu. Yeniçerilere ve onlarla içiçe olan lonca esnafına göre bu yenilik küfür sayılacaktı. Bu yeniliğin iki özelliği vardı : a) Batıyı tanıyarak oradaki
9/10 puan verdi
Kitabın ana konusu Osmanlı toplumunun değişen ve gelişen dünya olaylarına karşı yeni yeni batıya açılma çabalarını ve bunu ürünü olarak geçlerin Fransızcaya merak salmasını eleştirel bir dille anlatmıştır. Ancak Osmanlı toplumu batılılaşmayı yanlış değerlendirmiş ve batıda yaşanan olayları taklit etmiştir. Bu eserde yanlış batılılaşmanın ya da
Araba Sevdası
Araba SevdasıRecaizade Mahmut Ekrem · Akvaryum Yayınları · 201225,1bin okunma
Reklam
BU HAFTA NELER ÖĞRENDİM #10
‌Atatürk Çanakkale de albay rütbesi aldı Canakkalbaye Osmanlı döneminde savaş zamanlarında savaş masrafını karşılamak, barış zamanında da bütçe açığını kapatmak için halktan alınan vergidir. Harp için alınana imdadiye-i seferiye, açığı kapatmak için alınana da imdadiye-i hazariye denir. Türk Beşleri, Necil Kâzım Akses, Hasan Ferit Alnar,
229 syf.
8/10 puan verdi
İyiki Tanıştık Sayın Atay!
Evet evet! İyiki tanıştık. Başlangıç için: youtu.be/5r2MzXLlvlo Atatürkçülük Nedir? Cevabını bulabileceğiniz bir kitap elbette. Falih Rıfkı Atay, Atatürk'e olan yakınlığının yanı sıra, ne kadar hayran, sadık, bağlı olduğunu göstermiş ve onun yolunda ilerlemeyi vazife edinmiş birisi. Tarihi okuyunuz. Gerçekten tarafsız olan kişilerden
Atatürkçülük Nedir?
Atatürkçülük Nedir?Falih Rıfkı Atay · Pozitif Yayınları · 2012280 okunma
Osmanlı'ya Özenmek
Bizde ise mazi mirasına yaslanmaktan ziyade sırtını çeviren bir siyaset hükmünü yürütmektedir. Bu vadide elân Türkiye’yi idare edenlerin referansları arasında yer alan Yavuz Sultan Selim Hân devrinin şeyhülislâmıyla bugün diyanet işlerine riyaset edenleri karşılaştırabiliriz. Osmanh’da şeyhülislâmlık makamına oturan pek çok âlim gibi küllî mütefekkir hüviyetine sahip olan Kemâl Paşa-Zâde, bir taraftan İbnü’l-Arabî’nin nasıl bir meşrüiyet zeminine oturduğunu gösteren bir fetvâ verir. Diğer taraftan, felsefede demir leblebi metinlerden olan Gazzâli'nin Tehâ'füt’üne hâşiye yazar. Mevlana'yı aktüel hâle getiren bir risâle kaleme alır. Tarihin bir milletin hafızası olduğunu gösteren metinlerin vücüd bulmasını sağlar. Hem entelektüel tarafı hem de halk tarafının güçlü olduğunu gösteren bir tavır sergiler. Referans haritası Ebü Hanîfe, Mâtürîdî, Gazzâlî, Fahr-i Râzî, İbnü’l-Arabî, Mevlânâ, Seyyid Şerîf Cürcânî ve Teftâzânî etrafında toplanır. Bugün Diyanet’i idare edenler ise fıkıhla hadis arasında gidip gelen, hayat tarzı itibariyle muhafazakâr olsalar da zihnen modernist olarak değerlendirilebilecek bir profile sahiptirler. Alevî açılımı etrafındaki duruş yakından incelendiğinde görülür ki bu meselede Prof. Dr. Ahmet Yaşar Ocak’la tutturulan seviyenin altına inildiği bir müteârife hâlini almış vaziyettedir.
Sayfa 43