Yaşamım boyunca, istisnasız hepsi de budalaca işler yapan dar omuzlu insanlar gördüm ve çoğu türdeşlerini şaşkına çevirip ruhları türlü şekilde baştan çıkarırlardı. Eylemlerine gerekçe olarak "ün"ü gösterirler. Onları görünce herkes gibi gülmek istedim ben de; ama böylesine tuhaf bir öykünme olanaksızdı benim için. Keskin ağızlı bir
Kapı olmak hiç de sevimli değil,” diyordu içimizdeki çamların en yaşlısı, “Bir kere, kapı olunca kilit takarlar bize. İnsanoğlunun böyle acayip huyları vardır. Evet, gözümümüzün yaşına bile bakmadan kilit takarlar. Kilit ne demektir bilir misiniz?” “Ne demektir?” “Ben size söyleyeyim, kilit, insanın utancı demektir her şeyden önce… İnsanoğlunun
Reklam
Bir kaç gün önce 1000 Kitapta müthiş bir tartışma yaşandı. Nefesimi tutarak izledim. Son derece seviyeli, karşısındakini en az şekilde incitmeye dikkat ederek fikirlerini sonuna kadar savunan insanlara hayran kaldım. Ben de bir şeyler yazmak isterdim ama her fikirden, her cinsten insan tartışmaya katıldığı için gerek kalmadı. Birbirlerini görmedikleri için çok ağır ithamda bulunan nice tartışmaları sosyal medyada izleyen birisi olarak bu ortam beni çok mutlu etti. Tartışmaya katılan herkesi tebrik ediyorum. Bizi 1978 yılından beri bölmeye, karşısındaki insanı öteki olarak gösterip silmeye, sadece ben merkezci bir dünyada yaşatmaya çalışan tüm düşmanlara müthiş bir cevap verdiğimizi düşünüyorum. Kimseyi sevmek zorunda değiliz ama insan olarak değer verip saygı göstermek ve tahammül etmek zorundayız. Herkese Selam Olsun...
Gidiyorsun biliyorum. Küçük ve kırık adımlarla uzaklaşıyorsun yanımdan. Ürkek bir keçi yavrusu kadar sessiz, gidiyorsun. "Kaçar gibisin" diyesim geliyor. Gözlerinde yabancısı olduğum, tanımlayamadığım karartılar dolaşıyor.Buğulu bakıyorsun. Daha önce hiç duymadığım kelimelerle, senin olmayan cümlelerle
Evet, ne kadar genç, ne kadar hoş, ne kadar tüy gibi hafif ve şık olduğunu görünce, şaşkınlıktan korkuya kapılmıştım. Ve şu da çok tuhaf değil mi, gerek benim gerekse başkalarının sendeki o kendine özgü bir nitelik olarak her defasında hayretle algıladığımız özelliğinin farkına daha ilk anda varmıştım: Sen, bir anlamda ikili kişiliği olan bir insandın, hem sıcakkanlı, hayatı hafife alan, kendini bütünüyle oyuna ve serüvene vermiş bir gençtin, hem de aynı zamanda sanatında acımasız bir ciddiyet sergileyen, görev bilinci taşıyan, son derece okumuş ve bilgili bir adamdın. Zamanla herkesin sende hissettiği bir şeyi ben bilinçaltımda algılamıştım, sen ikili bir hayat yaşıyordun, bir yönüyle aydınlık, tamamen dünyaya açık bir yüzey, öteki yönüyle ise çok karanlık ve sadece senin bildiğin bir yüzey –bu dipsiz derinliklerdeki ikili yapıyı, senin varlığının sırrını ben, yani daha on üç yaşında olan çocuk, sihirli bir çekim gücünün etkisiyle daha ilk bakışta hissetmiştim.
592 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Düşünüyorum düşünüyorum bir türlü kitabı bitirdiğimdeki hissiyatımı kelimelere dökemiyorum. Asude gibiydi işte. Daha önce Asude'nin kalemini okuduysanız yine ufak bir sahneden, kelimeden, minik bir espriden bunu Asude yazmış diyeceğiniz, içinde önceki kitaplarından da karakterlerin olduğu ve size şahane bir nostalji yaşatan şükela bir tarihi
Beni Sev Diye
Beni Sev DiyeAsude · Ephesus Yayınları · 2015563 okunma
Reklam
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.