ÖTEKİLER || EMRE TİMUR
Herkese merhabalar. Emre Timur kaleminden çıkan psikolojik romanı #ötekiler kitabı ile geldim. Dolu dolu bolca düşündüren ünlü düşünürlerin alıntılarıyla da doyuran bir kitap.
Kitapta; üç ana karakterin birbirinden farklı yaşamlarının kesiştiği bir ötekiler hikayesi. Kim ötekiler peki? Toplumdan dışlanan, düşünceleri farklı olan, deli dediğimiz insanlar. Belki hepimiz biraz da ötekilerdeniz!
Başarısız bir süreçle sonlanan yaşam koçu Adem bey, İntihar meraklısı, kimseyi iyileştiremeyen bir psikolog Memduh bey, ve emekli bir fahişe Matmazel.! Hepsinin de bir kopuş anı var.
Kendileri olmak, kendilerini bulmak yolunda Ötekilerin çığlıklarını duyacaksınız okurken. Onlara kulak verip, anlamak için daha çok çabalayacaksınız.
“Ben bir yazar değilim. Ağıtlar yakan sancılıyım. İnsana bakar, çağa bakar, dünyaya bakar ve ağlarım.” Demiş yazarımız. Bunu kitaplarını okudukça daha çok anlıyor ve benimsiyorsunuz. Bu kıymetli kalemi okumadıysanız kesinlikle tanışın derim. Şimdiden keyifli okumalar efendim
Nietzsche, yüz elli yil önce "Felsefeyi daha tehlikeli hale getireceğiz"demiş ve yazarımız #emretimur 'da romanını silahlandırarak bize sunmuş . Üç büyük korkuyla yüzleştirmiş bizleri.Hastalık ,sefalet ve ölüm .
Bir sürünün önde gelen parçasıydı Adem Bey . Başarıyı, kazanmayı anlatıyordu konferanslarında.Dev cüsseli başarılı adam elli sekizinde yaşadığı felç ile ilk kopuşunu yaşadı.
"Dürüst insanlar, yalancıların mutluluk masallarıyla mutsuz olmaya mahkûmdur ."
Bir öteki olmayı gururuna yediremedi. İntiharı denediğinde yine bir öteki ,fahişe Matmazel tuttu ellerinden . İki yıl biçilen ömrünü güzelleştirmek için gittiği psikolog Memduh'u da intihar etmek üzereyken bulunca ,üçlü ötekiler grubu oluştu aralarında.
Kime göre ,neye göre öteki olmuşlardı ki her gün sayıları artıyordu? Yoksa acıları mı birleştiriyordu onları?
"Anlam" denen şey nedir? Bizim sonradan hayatın üzerine baharat gibi serptiğimiz bir şeydir.
O baharatı çıkardılar hayatlarından .Öze indi tartışmaları.Kendilerini tekrardan inşa ettiler. Sistemin bozuk çarkını eleştirdiler bolca . Atlattıkları büyük depremle, ölümün gerçek yüzünü hissettiler .Bu tartışmalar onları daha güçlü hale getirdi .
Yaşadığımız pişmanlıklar , utançlar ne varsa yüzleşildi bu kitapla . Öteki olanlara kurtacı mıydı Adem bey ?
Okuyun;Ama öyle okumuş olmak için değil ,sindirerek ve düşünerek ....Kitapla kalın canlar .
Bir manifesto eseri okudum. Uzun zamandır inceleme yapacağım. Yapamadım. Bugün yapayım da içim rahatlasın. Bu eser Şizofreni eserinin biraz devamı gibi diyebilirim. Farklar var tabii. Mesela başında a katılan acı öykü sonunda toparlanması. Gibi gibi... Olur o kadar da, Şizofren'de Müjgan'a ne oldu? Yazık kıza ne oldu demiştim? Toparlamış yazar. Gelelim olumsuz gördüğüm bazı şeyler var. O da o kadar çok duygu, düşünce yığını var ki sayfalarda; maksimum 10 sayfa okuyup bırakıyorsunuz. Bu kadar kısa bir eseri (247 sayfa) çok kalabalık anlatmanın manası sanırım yazarın da çok dolu bir insan oluşuydu. Biraz distiyopya gibiydi. Adem bey, Memduh bey, matmazel ve Şehla ile dışarda yüzüne bakmayacağımız bir çok insana karakter kazandırmış yazar. Ama dediğim gibi yığınlar halinde. Yoruyor eser bir nevi. Fakat güzel düşünceler çok fazla. Haklı buluyorsunuz. Yani hem övgü hem yergi var. Okuyun. Ama sakin kafayla tavsiyem bu şekilde...
Ampulün icadı uykumuzu kaçırdı. Fotoğrafın icadı da kıskançlığımızı arttırdı. Kim demiş akıl, bilim, teknoloji iyidir diye! Buharlı tren son güzel icattı.Neymiş? İnsanlık içinmiş... Peh... Sanayi devrimi insanlığın sonunun başlangıcı oldu. Teknoloji yalnızca savaşları ve acıları çoğalttı.
Bir gün birilerinin bir fikri vardı. Tüm insanlar korkunç bir hızla çoğalsın, fakat düşünebilme özelliğini kaybetsin. Sorgulama, yargılama yapamazsın. Dünyanın her yerini kapasite hizmet eden yığınına bir parçası olsun. Tüm dünya, tüm kaynaklarıyla, şanslı bir azınlığa hizmet etsin. Bu nasıl gerçek olabilir?
EMRE TİMUR & ÖTEKİLER
Okumuş cahil okumamış cahilden tehlikeliydi çünkü cahil olduğunun farkında değildi. Ö yüzden hep derim, ilmin herhangi bir değeri yoktur. İrfandır önemlisi. İlim bilgi, irfan görgüdür. Görgüsüz çok tehlikelidir. En tehlikelisi de okumuşu. Evlerden ırak yani... Bilgi dediğin nedir ki? Dedikodu da bilgi... İlim, kavanozu dıştan yalamak ve ateşi kartpostaldan tanımaktır.
Kişisel gelişim kitaplarını yazarı olan Adem gittiği bir seminerde bayılır. Felç geçiren Adem uzun bir süre hastanede kalır. Zamanla eşi ve kızı onu terk eder. Tam intihar edecekken bir fahişe olan matmazel onu kurtarır. Bir psikologa gitmeye karar verir. Fakat gittiği psikolog tam o sırada intihar etmek üzeredir.
Ötekiler olan Adem, matmazel ve psikolog Memduh Bey'in yolları bir şekilde kesişir.
Kitapta ötekilerin, dışlanmışların hayatını okuyoruz.
Yazarın kendine has çok farklı bir kalemi var. Ben yazarın kalemini çok seviyorum. Felsefe ve psikolojik bir tarzda kitap okumak istiyorsanız bu kitap tam size göre.
"ÖTEKİLER"
"İnsanların birbirinin acısını dinlerken hafiflemesi ne tuhaf. Sanırım bizi dayanamaz noktaya getiren şey acımızı yalnız yaşadığımızı düşünmemiz."
Başarılı kişisel gelişim uzmanı, yaşam koşu Adem'in "kopuş" sonrası her şeyini kaybetmesi toplumun dışına atılıp giderek ötekileştirilmesinin anlatıldığı
"Aşka küsmek için o kadar çok hikayem var ki... O kadar çok malzeme... Benim biriktirdiğimin onda biri belki de yeterli olurdu birçoğuna, aşkı ve hayatı terk etmek için. Nasıl oluyor da hâlâ ümitli davranabiliyorum. Hatta daha kötüsü, sonundaki acıyı adım gibi bildiğim maceralara atıyorum kendimi. Evet, bunu gerçekten niçin yapıyorum? Sanırım aşk da eroin gibi bir bağımlılık benim için. O kadar acıyı adım gibi bildiğim halde... Sonuçsuz ve ümitsiz olduğunu... Hüzün ve gözyaşı dolu olduğunu bildiğim halde...
Resmen kaşınıyorum."