"Bu ufukların üzerine çekilen o şeffaf gelecek perdesinde güneşin ışıkları hareket ettikçe, ufkun ötesinde, kâinatın sırları, öte âleme ait bütün sırlar görünür gibi oluyordu."
Bu dünyada beyinlerini harcayarak yaşama mahkûm öyle zavallılar vardır ki,en küçük borçlarını bile özlerinin ve iliklerinin o halis altınıyla öderler. Bu, onların günlük ıstırabıdır.
İnsan bekliyor, bekliyor, bekliyordu; düşünüyor, düşünüyor, düşünüyordu ta ki şakakları zonklayana kadar hiçbir şey olmuyordu. İnsan yalnız kalıyordu. Yalnız... Yalnız...
Sultanım!...Duyduk ki Bizanslılarla savaşa girmek üzeresiniz. Cihad her Müslümana farzdır. Müslüman Kürtlerle Müslüman Türkler birbirinin kardeşidir. Türk- Kürt kardeştir. Dolayısıyla sizin safınızda savaşa girsek gerektir."