Otizm, genellikle doğuştan gelen bir nörolojik farklılıktır ve kişinin sosyal etkileşimlerini, iletişimini ve davranışlarını etkileyebilir. Ancak, otizmin bir spektrum bozukluğu olduğunu unutmamak önemlidir. Her otizmli birey farklı özelliklere sahip olabilir ve bu özellikler, onların güçlü yanları da olabilir.
Otizme farkındalık yaratmak, toplumun otizmli bireylere anlayışla yaklaşmasını sağlamak açısından son derece önemlidir. Otizmli bireyler genellikle diğerlerinden farklı davranışlar sergileyebilirler, ancak bu farklılıklar onların değerini veya yeteneklerini azaltmaz.
Toplumda otizme farkındalık yaratmanın bir yolu, otizm hakkında doğru bilgileri yaymak ve otizmli bireylerle empati kurmayı teşvik etmektir. Bu sayede, toplumun otizmli bireyleri dışlamadan, anlayışla ve destekleyici bir şekilde yaklaşması sağlanabilir.
Otizmli bireylerin güçlü yanlarını keşfetmek ve onları desteklemek de farkındalık yaratmanın önemli bir parçasıdır. Her bireyin benzersiz yetenekleri ve katkıları vardır, bu nedenle otizmli bireylerin de topluma katkı sağlayabileceklerini göstermek önemlidir.
Toplumun bu konuda daha anlayışlı, kapsayıcı ve destekleyici olmasını sağlayarak otizmli bireylerin yaşam kalitesini arttırabilir ve onların potansiyellerini tam olarak ortaya çıkarmalarına faydalı olabiliriz.
Otizm spektrum bozukluğu, her bireyde farklılık gösteren bir nörogelişimsel bozukluktur.
Farkında olduğumuz kadar yanlarında olmamız gerektiğini unutmayalım.
Çocuklarda zihinsel sağlık sorunları örneğin otizm spektrum bozukluğu, obesesif -kompulsif bozukluk, ruh hali bozuklukları gibi durumları tanılaması ve tedavi edilmesi..
Otizmli çocuklar, problem çözme becerilerine gelince akranlarına benzerler, çünkü onlar gibi farklı seviyeleri vardır. Bir çocuğun otizmli olması onun kavrama becerisinden yoksun veya gecikmiş (geri) olduğu anlamına gelmez.
Otizmli çocukların akranları gibi göz teması sağlayarak veya birisi konuşuyor ilken ona bakarak etkileşim içerisine gösterdikleirni söylemek doğru olacaktır..
Otizmin tarihinden bir fotoğraf;
"Otizm Spektrum Bozukluğu teşhisi konan iki erkek çocuk, 1982'de Lübnan'daki bir akıl hastanesinde "
80'lerin şizofreni ile "geri zekalı" tanımı arasına sıkıştırılan otizm, bugün geldiği noktaya bilinçlenen ebeveynlerin ve aktivistlerin yoğun emek-çaba-mücadelesiyle geldi.
Bu unutulduğunda ne otizm anlaşılabilir ne de hak temelli-eşit yurttaşlık meselelerinin özü anlaşılır. Bugün dünyada en çok araştırma ve destek payı otizme ayrılıyorsa bu mücadele sayesinde oldu.
Tabi Türkiye'de henüz bu oldukça yeterli değil çünkü ebeveynlerin çabası ve hak temelli mücadelesi ne uzmanlardan ne de devletin ilgili kademelerinden yeterince ilgi görüyor.
Hayatın iyice pahalılaşması en çok da özel gereksinimli ve engelli bakım-eğitim-terapi-rehabilitasyon süreçlerini zora sokacak. Hepimizin gerçekten çok sağlam bir işbirliği ve dayanışma ağı kurması gerekiyor.
Engelli ve Otizm farkındalığını artırmak için yaşamın her alanında güçlü bir ses oluşturmalıyız.
Otizm Spektrum Bozuklukta çevreyle olan iletişime isteksizlik çok daha belirginken, DEHB’de sosyal iletişime istek vardır ama ilişkiyi başlatmayı ya da sürdürmeyi becerememe söz konusudur.
Öz
Bu çalışmanın amacı, Otizm Spektrum Bozukluğu (OSB) olan çocuğa
sahip ailelere, çocuklarına iletişim becerilerini kazandırmalarına yardımcı
olacak uzaktan aile eğitim uygulamalarını içeren araştırmalara yönelik
sistematik bir bilgi sunmaktır. Bu amaçla, 2000-2018 yılları arasında yapılan
uzaktan aile eğitim uygulamalarına ilişkin yürütülen araştırmalar alanyazın
üzerinden taranmış ve ulaşılan dokuz çalışma “özetleyici derleme” türünde sunulmuştur.
Ulaşılan araştırmalar; katılımcı özellikleri (yaş, cinsiyet, tanı),
bağımlı-bağımsız değişken, araştırma modeli, kullanılan yazılım programı veya
teknolojik araçlar, aile eğitim uygulama süreci, geçerlik-güvenirlik,
izleme-genelleme, bulgular, etki büyüklüğü ve sonuçlarına ilişkin özellikler
bakımından incelenmişlerdir. Sonuçlar, uygulanan programların hedeflenen
beceriler üzerinde olumlu etkiye sahip olduğunu göstermektedir. Araştırmaların
sunulan bulguları ışığında, katılımcı ebeveynlerin hedeflenen öğretim yöntemini
uygulama becerisini kazandıkları görülmektedir. Katılımcı çocukların ise büyük
oranda hedeflenen iletişim becerilerini sergileyebildikleri belirlenmiştir.
Araştırmalarda uygulanan programların sosyal geçerliklerinin de yüksek olduğu
ifade edilmiştir.
Anahtar Kelimeler
Uzaktan eğitim, internet temelli eğitim, Otizm Spektrum Bozukluğu, dil ve iletişim becerileri, aile eğitimi
Bir kitap yüzünden ağlamayalı çook uzun zaman olmuş onu fark ettim. Hem kitaba başlamak isteyenler için hem de bitirip de tam olarak anlamamış olanlar için Annika ve Jonathan üniversite yıllarında tanışmış ve sevgili olmuş ama sonrasında ayrılmışlardır. On sene sonra tekrar karşılaştıklarında birbirlerine şans vermeye karar verirler. Annika’da otizm spektrum bozukluğu olmasına rağmen kendini bu kadar geliştirebilmiş olması inanılmaz bir şey. Jonathan zaten sevilesi bir karakter ama Annika beni inanılmaz etkiledi. Spoiler olmaması adına pek bir şey anlatmak istemiyorum ama kitabın ikinci yarısı başladığında sonuna kadar durup durup ağladım mükemmel bir kitaptı. Umarım bu kitaba denk gelirsiniz çünkü kesinlikle şans verilmesi gereken hikayelerden biri.
Sorunun bir kısmı da hastalıkları daha iyi tanımlayabilmek ve tedavi edebilmek için sınıflandırmaya çabalamamızdır. Hem de çok çabalamamız. Ancak, her bir hastalığın, sebebi (sebepleri) ile hasta arasında emsalsiz bir etkileşim vardır. Bunlardan bazıları, diğerlerinden daha emsalsizdir ancak, kendi davranışları, psikolojileri ve psikiyatrileri olanlar tamamen emsalsizdir. Bu nedenle, hastalık tanımlarını sürekli yeniden sınıflandırıp yeniden tanımlarız. Otizm artık, otizm spektrum bozukluğu olarak adlandırılmaktadır çünkü otizmli hastaların devamlı olarak sergiledikleri belirli karakteristikler vardır. Bazıları diğerlerinden daha sert, bazıları da tamamen farklıdır.
Otizm Spektrum Bozukluğu(OSB); toplumsal, duygusal etkileşim ile iletişimde sapmalar, kısıtlı ve tekrarlayıcı davranışlar ve ses, görme, tat, dokunma gibi duyularda anormalliklerle karakterize bir nörogelişimsel bozukluktur.
Disleksi, özel öğrenme güçlüğü, otizm spektrum bozukluğu… Özel çocukların günlük yaşamda karşılarına çıkan sorunlar karşısında nasıl baş etmeye çalıştıklarına tanık olmak özel çocuklarla çalışmış bir diyetisyen olarak ayrı yer etti bende. Bence tam bir çocuk-genç romanı. Günümüzde akran zorbalığı bu denli artmışken farkındalığı arttırmak için şahane bir kitap. Özellikle eğitimcilerin, gençlerin, alanda çalışanların okumasını tavsiye ederim.
Beyin ve sinir sistemi gelişimi sırasında genetik ya da çevresel faktörlerin etkisiyle beyin fonksiyonlarında ve sinirsel sinyallerin iletiminde ortaya çıkan sorunlar, gelişimin bir çok alanını etkileyerek bazı nörogelişimsel bozukluklara neden olabilir. Otizm spektrum bozukluğu da bunlardan biridir.